Eli kanlı olan müteahhattin de elini vicdanına koyup hatalıyım diyemeyen siyasetçisinin de istifa etmeyi düşünmeyen tüm bürokratların da sorunları göstermekten çekinip üstünü örten tüm medyanın da.. hepinize yazıklar olsun
Gölcük, düzce, van, elazığ, izmir, maraş.. bu halk çok şükür ki her seferinde yardımlarıyla tüm felaketlerin üstünden geldi. Bu felaketlere ülkesini hazırlayamayan halkına rehber olamayan yöneticiler utansın
Şeyma'nın vasiyeti var.
Tam şu an yaşadığım durumdur.neden böyle hissediyorum çözemedim sözlük..uykum kaçtı vallahi :(
Çoğu zaman alarma gerek duymadan sesiyle gözümü açtığım,İçimi huzurla kaplayan,dualarımı en içten ettiğim,namazımı en severek kıldığım vakittir.uykum gelmesine rağmen günün ilerleyen saatlerinde etmediğim kadar dua ederim hep.çünkü o sese yakın sessizlikte,aydınlığa yakın karanlıkta,uykuya yakın dinçlikte çok daha derin kurtuluş varmış gibi hissederim.
Bu isimde bir film var. Çekimleri ilk başladığında Fast and Furious'a rakip gelecek diye bi kitle oluşturdular. Need for Speed çıkacakmış oyunu da var hanii.. dediler. Ben bir ikna olmuştum ama bizim çevirmenler hız tutkusu diye çevirince nfs'yi, ı ıh izleme isteğimi çöp ettiler. Anlatacağımın bu olayla alakası yok tabi
Bugün bayağıdır hal hatır sormadığım(3ay) bir arkadaşım mesaj attı, bu sürede neler oldu sohbetinde konu öyle böyle arkadaşımın kaza yapmasına çıktı. Başta pek umursamazca "herkesin başına gelebilen ufak tefek aksilikler" repliğimsi sözler yazarken, ibre 130'da takılı kalmış yazısını görünce; ben de yazıyor ibremi çevrimiçi'ne alıp, tekrar yazıyor'a sonra da oha ciddi misin mesajına çektim.. küçük çocuklar çıkınca karşısına onlara çarpmamak için direksiyonu kırmış ve park halindeki araca çarpmış. Beyin kanaması geçirmiş ve bir hafta yoğun bakımda kalmış :/ Hafızası başlarda gidikmiş sonra yavaş yavaş oturmuş yerine
Bazı durumlar başıma hiç gelmediğinden nasıl tepki verilmesi gerektiğini bilmiyorum. Bu da onlardan birisiydi. Nasrettin hocanın ağaçtan düşmesi olayı gibi, Ben ordaki hoca iyi misin rölündeki köylüydüm galiba..
Sonuç: Tek ölme hakkımız var hız tutkusuna değmez
Bugün bayağıdır hal hatır sormadığım(3ay) bir arkadaşım mesaj attı, bu sürede neler oldu sohbetinde konu öyle böyle arkadaşımın kaza yapmasına çıktı. Başta pek umursamazca "herkesin başına gelebilen ufak tefek aksilikler" repliğimsi sözler yazarken, ibre 130'da takılı kalmış yazısını görünce; ben de yazıyor ibremi çevrimiçi'ne alıp, tekrar yazıyor'a sonra da oha ciddi misin mesajına çektim.. küçük çocuklar çıkınca karşısına onlara çarpmamak için direksiyonu kırmış ve park halindeki araca çarpmış. Beyin kanaması geçirmiş ve bir hafta yoğun bakımda kalmış :/ Hafızası başlarda gidikmiş sonra yavaş yavaş oturmuş yerine
Bazı durumlar başıma hiç gelmediğinden nasıl tepki verilmesi gerektiğini bilmiyorum. Bu da onlardan birisiydi. Nasrettin hocanın ağaçtan düşmesi olayı gibi, Ben ordaki hoca iyi misin rölündeki köylüydüm galiba..
Sonuç: Tek ölme hakkımız var hız tutkusuna değmez
Uyku yerine geçen bi ilaç olsa fena olmazdı. Bi tane atıyosun ağzına uyuyup uyanmışsın gibi hayatına devam
O birisi için vazgeçilebilecekler listesinde top 1'a taht kurmak.
Vicdanı tertemizdi, çünkü onu hiç kullanmamıştı. -Franz Kafka
son zamanlarda popüler olan bir diğer yiyecek.tok tuttuğu söyleniyor ama beni pek tok tuttuğunu söyleyemeyeceğim.yine de ara sıra yaptığım yulaf lapası tarifini paylaşmak isterim.
3 yemek kaşığı yulaf ezmesi(rondoda çekiyorum biraz,kabuk kabuk olmasını sevmediğim için)
1 su bardağı süt(daha sıvı olsun isterseniz artırabilirsiniz süt miktarını)
1 tatlı kaşığı bal
göz kararı tarçın
1 adet muz/1 adet elma
yulaf ezmesini ve sütü koyuyoruz tavamıza.önce orta ateşte bir süre karıştırıyoruz.hemen kıvam almaya başlıyor zaten.o sırada kısıyorum biraz ateşi.muzun yarısını çatalla ezip tavaya döküyorum.(elma kullanacaksam rendeliyorum elmayı.öyle ekliyorum.)ve göz kararı tarçın ekliyorum.puding gibi bir kıvamı oluyor.ocağın altını kapatıp bal ekliyorum ve karıştırıyorum.kaseye koyuyorum ve üzerine yarım muzu doğruyorum ve biraz fıstık ezmesi koyuyorum.süslemek isterseniz başka şeyler de ekleyebilirsiniz üzerine.ve yulaf lapamız hazıırrrr!afiyet olsun :)
3 yemek kaşığı yulaf ezmesi(rondoda çekiyorum biraz,kabuk kabuk olmasını sevmediğim için)
1 su bardağı süt(daha sıvı olsun isterseniz artırabilirsiniz süt miktarını)
1 tatlı kaşığı bal
göz kararı tarçın
1 adet muz/1 adet elma
yulaf ezmesini ve sütü koyuyoruz tavamıza.önce orta ateşte bir süre karıştırıyoruz.hemen kıvam almaya başlıyor zaten.o sırada kısıyorum biraz ateşi.muzun yarısını çatalla ezip tavaya döküyorum.(elma kullanacaksam rendeliyorum elmayı.öyle ekliyorum.)ve göz kararı tarçın ekliyorum.puding gibi bir kıvamı oluyor.ocağın altını kapatıp bal ekliyorum ve karıştırıyorum.kaseye koyuyorum ve üzerine yarım muzu doğruyorum ve biraz fıstık ezmesi koyuyorum.süslemek isterseniz başka şeyler de ekleyebilirsiniz üzerine.ve yulaf lapamız hazıırrrr!afiyet olsun :)
Gastroözofageal Reflü : içim yanar içim kanar da isyaan
VUR : bir ileri iki geri bu neydi böyle
Mı : affet bu gece ölmek istedim
Osteoartrit : sana koşmak istedim derman yok dizlerimde.
Şizofreni : iki gözüm kadar eminim sen yoksun
Wpw sendromu : kalbimin orta yerinde bu nasıl bir cumhuriyet..
Bipolar : bir öyle bir böyle ben kimim anlarsan söyle.
Hipokondriyazis : iyi değilim ben, hiç iyi olmadım..
VUR : bir ileri iki geri bu neydi böyle
Mı : affet bu gece ölmek istedim
Osteoartrit : sana koşmak istedim derman yok dizlerimde.
Şizofreni : iki gözüm kadar eminim sen yoksun
Wpw sendromu : kalbimin orta yerinde bu nasıl bir cumhuriyet..
Bipolar : bir öyle bir böyle ben kimim anlarsan söyle.
Hipokondriyazis : iyi değilim ben, hiç iyi olmadım..
daha dün yaşadım.bir işimi halletmek için dışarı çıkmıştım.birden yanından geçtiğim kuş sürüsü havalandı.benim tarafıma doğru alçaktan geliyolardı.kanat çırpma sesi nedense beni korkutuyor.bana doğru geldiklerini fark edince istemsizce böğürdüm.evet evet böğürdüm tam olarak.baya rezil hissettim.bu da böyle bir anımdır :d
https://youtu.be/0WC6Lj9wmME
baktım ama video kullanılamıyor yazıyor :(
Buyuk kucuk harfleri hep kucuk yaziyor o yuzden ya.youtube'a tanimadigim birine seslenirken brn yazip ali atay'in oldugu 15 saniyrlik videoyu atmistim da.
ay izledim şimdi jkfslkfhdrfjfk.tam olarak böyleydi durum..rezillik vallahii
Arada bir oluyor ya bosverin hfjfjfh
mutlaka yapılması gereken bir şeydir. yoksa yediğiniz balık öldüğünü anlamaz, kendini hala canlı zanneder. lisedeyken yemekhanede ne zaman balık çıksa yemek sonrası arkadaşım hep bu şakayı yapardı:
+"balıktan sonra neden helva yeriz?"
-"balık öldüğünü anlasın diye."
komik mi, değil. ama anı olarak kalmış işte. kaç yıl geçti üstünden ama balık yediğimde hala aklıma bu gelir, bazen ben de etrafımdakilere sorarım bu muhteşem soruyu :))
+"balıktan sonra neden helva yeriz?"
-"balık öldüğünü anlasın diye."
komik mi, değil. ama anı olarak kalmış işte. kaç yıl geçti üstünden ama balık yediğimde hala aklıma bu gelir, bazen ben de etrafımdakilere sorarım bu muhteşem soruyu :))
bizim lisedeki yemekhanede de balıkla irmik helvası aynı gün çıkardı :DD
İçerisinde kuru yemişten baklagile çeşitli besinler bulunduran karışık bir tatlı. En sevdiğim tatlılardan biridir. Öğrencilik dönemim boyunca maalesef ki nadiren yiyebildim. Yediklerim de minik tabaklar ile sınırlıydı. Geçen sene aşure döneminde evdeyim diye kendime kazanla aşure yaptım. Herkese dağıttıktan sonra kalanı bitene kadar neredeyse her öğünümde aşure yedim. Bu başlığı görünce o dönemi hatırladım, canım çekti. Bir kazan daha aşure pişirmenin zamanı gelmiş sanırım.
Keşfete bastım en üstte bu başlık çıktı direkt. Entry girmeden geçmek istemedim.
Sözlüğe bereket getirmiş yazardır.
Sözlüğe bereket getirmiş yazardır.
Şu dizideki isteyen istediğini tek atıp öldürebiliyor sonradan da hiçbir şey olmamış gibi yaşam devam ediyor ya ulan diyorum medeniyetin essa tek dişi kalmış. Birazcık Hak hukuk adalet ya. Bir de her bölüm geleceğin geleceğine gidiliyor
T: entrika dizisi (bu tanım gülmemeye çalışılarak yapıldı mk ensestleri)
T: entrika dizisi (bu tanım gülmemeye çalışılarak yapıldı mk ensestleri)
İçen de ölüyor içmeyen de doktor !!
"Elveda" ...
Veda arapça kökenli bir kelimedir. " el " takısı arapçada belirli bir şeyi temsil eder ingilizcedeki "the" gibi.( 'tüm dünyada tek olan şeylerden bahsederken “the” kullanılır.' gibi bir kullanım mevcut biliyosunuz ) dolayısıyla "Elveda" tek ve en son vedadır. Artık geri dönüşü yoksa "Elveda" dır.
Veda arapça kökenli bir kelimedir. " el " takısı arapçada belirli bir şeyi temsil eder ingilizcedeki "the" gibi.( 'tüm dünyada tek olan şeylerden bahsederken “the” kullanılır.' gibi bir kullanım mevcut biliyosunuz ) dolayısıyla "Elveda" tek ve en son vedadır. Artık geri dönüşü yoksa "Elveda" dır.
benim acayip değişik bir sözlü anım var. korkunç bir gün geçiriyordum birtakım nedenlerden ötürü. o gün o sınava nasıl gittim, nasıl girdim anlatamam. ama hocam o kadar tatlıydı ki, hayatım boyunca unutmayacağım kendisini. sözlü anında yaşanan şeyler fazlaca özel olduğu için detaylıca anlatamıyorum ama gerçekten o günü ömrümün sonuna kadar hatırlayacağım. anlayışlı ve güzel kalpli hocalarımız iyi ki varlar. :)
O senin güzel kalbinden :)
yaaa :)) tatlılığın sözlük karşılığı mısınız acaba?
“bir çocuğun ölümünü görmektense, dünyaya geliş biletimi iade etmek isterim.”
fyodor mihailoviç dostoyevski, Karamazov Kardeşler
fyodor mihailoviç dostoyevski, Karamazov Kardeşler
otogarlardaki ayrılık ve kavuşma sahnelerine tanıklık etmek, hastanede edilen dünyanın en içten dualarını duymak, en yoğun günlerin gün batımına yakın saatlerinde bir babanın kızına aldığı pamuk şeker sonrası yüzlerindeki mutluluğa şahit olmak...
Sen mevlana değilsin. İnsanları yalanlarıyla, çıkarlarıyla, oyunlarıyla, kötü kalpleriyle kabul edemezsin. Kimse senin için bir anda değişmeyecek ya kimse bir anda iyi birisi olmayacak. Bu durum seni üzse de kendine olan saygın için bulunduğun yeri vaktinde terk etmeyi bilmelisin.
Bu ilişki ikimiz için de toksik bir hâl almaya başladı. Gel inat etme. Seni hâlâ güzel anabiliyorken, işler daha da çirkinleşmeden saygı ve sevgi çerçevesinde ayrılalım. Yok ben sensiz yapamam diyorsan usulünce davran da lastik gibi uzamasın bu iş. 1 yıl müsaade ettim ama ikincisinde de gözün olmasın bir zahmet.
ülkemizde yazlar sıcak ve ter kokulu ; kışlar ise soğuk ve yalnız geçer..hem de çok yalnız geçer..
-a.poyraz karayel
-a.poyraz karayel
Bu söze bütün kabuğumla katılıyorum sayın poyrazkarayel
Yakalım buna...
Ruhum eridi
mecnuna demişler "uğruna çöllere düştüğün leyla bu mu çok çirkinmiş" mecnun baba durur mu yapıştırmış cevabı
"siz bir de ona benim gözümden bakın"
"siz bir de ona benim gözümden bakın"
işte buydu
"her şey ne kadar hızlı, her şey ne çok.
oturup ince şeyler düşünmek için vakit yok.
en son ne zaman baktın gökyüzüne?
ne zaman geldin göz göze birisiyle?"
oturup ince şeyler düşünmek için vakit yok.
en son ne zaman baktın gökyüzüne?
ne zaman geldin göz göze birisiyle?"
İranlı yazar Samed behrengi tarafından yazılan, bir dönem ülkemizde ve halen de İran'da yasak olan çocuk kitabı. Çocukken en sevdiğim ve muhtemelen en çok okuduğum kitaptı. Bu kitabı okuyacak yaşı geçtikten sonra kitabın pek çok yerde yasaklanmış olduğunu ve bazı ülkelerde hala yasaklı olduğunu görmüştüm. Çocuk düşüncemle bir çocuk kitabının suç teşkil etmesi bana manasız gelmişti. Kitabı ilk kez okumamın üstünden geçen bir sürü yıldan sonra en sevdiğim çocuk kitabını en sevdiğim çocuğa hediye olarak aldım. Birlikte okuduk. Sanatçının toplumu yönetme gücünün bu kadar uç noktaya gelebileceğini yıllar sonra bu kitapla keşfettim. Yetişkin armut'un inandığı pek çok şey esasında çocuk armut'un 7 yaşındayken okuduğu bir balığın hikayesiymiş.
Her zaman Allah hiç kimseyi onların yokluğuyla sınamasın duasını ettiğim dünyanın en şefkatli, en merhametli insanları..
Çünkü yetişmiyor.
erkeklerin bazı şeyleri bilmiyor oluşu. ama gerçekten bilmiyorlar yani. ya da bazı şeyleri ayırt edemiyorlar, o yetenek birçoğunda yok yani. örnek verirsem daha iyi anlatacağım. mesela babama diyorum ki "ne yedin bugün?" bana diyor ki "kirpi pastaydı galiba." kirpi pasta ne baba? kirpi pasta ne? köstebek pastaya kirpi pasta diyor, aklında öyle kalmış demek ki. mesela bir kere lisedeyken kurabiye yapıp sınıfa götürmüştüm, arkadaşıma ikram ettim, bana demişti ki "ben almayayım, şekli tırtıla benziyor." tırtıla mı benziyor? adı "tırtıl kurabiye". tırtıla benzesin diye özel bir kalıpla şekil veriyoruz, tırtıla benzesin diye uğraştım ben zaten. ya da mesela hepsi değil ama erkeklerin çoğu mavinin tüm tonlarına mavi deyip geçiyor, renk skalası bilgileri yok. çok mu önemli, kesinlikle değil hatta hayatı daha az komplike yaşıyor olmaları çok güzel ama bu tarz şeyler bana çok komik geliyor. yani bazı şeyleri bilmemeleri çok sevimli bence. :))
Son cümleyi okumasam diss'i basıyodum verdim up'ı
ahhahah aşk olsun ya, kötü bir şey yok ki yazının genelinde kjaskjaskd
İndirme butonu sanmışım pardonss
hahahahahahha
Bağlanmayacaksın
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan bir şeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.Mesela turuncuya, ya da pembeye.Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...
CAN YÜCEL
Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan bir şeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.Mesela turuncuya, ya da pembeye.Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...
CAN YÜCEL
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?