Hmym-Barney
Abla sobotta mı alalım netter mi sorusuna maruz kaldığım anlar, hey gidi günler :')
Burdan çıkış yok :')
Seni vezir de eder rezil de
Tek kelimeyle anlatacak olsam yorucu derdim ve sanırım hayatımın geri kalanına minik bir adım bu :')
Sayın schlimalz'e fazlasıyla katılıyorum. Dönem 3'te öğrendiğim en önemli şey kendime vakit ayırmak, kendimi mutlu etmekti. Sürekli ders çalışmaya çalışmak, çalışmayınca kendini kötü hissetmek çok iğrenç bir kısır döngü. Bunu yapmayı bıraktığımda ortalamam da hatrı sayılır derecede yükseldi, çok az çalışabildiğim bi komiteden bile ortalama bir not almıştım ve dedim ki; aaa, illaki bir şekilde ben bu dersleri halledebiliyorum, çıkmışlardı ya da çok sorulan konulardı ya da derste önemli yerleri söyleyen hocalardı derken daha az bi çalışmayla gayet iyi notlar alınıyor. Her şeye çalışmaya gerçekten gücümüz yetmez, bunun farkında olmak benim için önemli bir dönüm noktasıydı. Kendime en çok yatırım yaptığım dönemdi.
Hayat kısa, mutluluk önemli, kendinize yüklenmeden elinizden geldiğince çalışın, elinizden gelmediğinde üzülmeyin çünkü sürekli ders çalışmak her şeyi öğrenmek diye bir şey yok :)
Halk sağlığı komitesi uzun ama çalıştığında karşılığını alacağın bir komiteydi. O yüzden hızlı hızlı notları okuyup çıkmışlara bakınca rahatça halledersiniz, genel olarak ezber az, genelde sözel şeyler çok, bu sizi rahatlatıyor.
Hematoloji komitesi dönem 2 fizyolojinin birazcık daha detaylı hali, anemileri bilerek bile kolaysa 60-70 alırsınız.
Diğer komitelerde patoloji ve farmakoloji baba dersler. Farmakolojide mutlaka önemli yerleri söyleyen hocalara çalışın, Gökçe hoca ve Sevil hoca söylüyor, söylediği yerden de soruyor. Açıkçası diğer hocalara bir kez bile bakmadım ama bu iki hocaya çalışarak baraj yemekten kurtuluyordum ya da azıcık baraj yiyordum. Patolojiden sürekli baraj yiyordum çünkü iyi çalışsam da çıkmışlara aldanıp hocalar buradan soruyor ya diyip hep oralara önem veriyordum, sınavda kolay soru da gelse önem vermediğim bir yerden olduğu için kaçırıyordum. O yüzden Patolojiden tavsiyem kesinlikle çalışın ama çıkmışlara aldanmayın, hocaların hiçbiri yen soru yazmaya erinmiyor, çıkmış çok çok az oluyor. Ama diğer entry'lerde yazılanlar kadar abartılacak bir ders olduğunu düşünmüyorum, doğru çalıştığım komitelerde (2 komite doğru çalıştım) patolojiyi de yapabildim, ben yaptıysam sizler de yaparsınız :)
Kolay gelsin hepinizeee 🥰
Hayat kısa, mutluluk önemli, kendinize yüklenmeden elinizden geldiğince çalışın, elinizden gelmediğinde üzülmeyin çünkü sürekli ders çalışmak her şeyi öğrenmek diye bir şey yok :)
Halk sağlığı komitesi uzun ama çalıştığında karşılığını alacağın bir komiteydi. O yüzden hızlı hızlı notları okuyup çıkmışlara bakınca rahatça halledersiniz, genel olarak ezber az, genelde sözel şeyler çok, bu sizi rahatlatıyor.
Hematoloji komitesi dönem 2 fizyolojinin birazcık daha detaylı hali, anemileri bilerek bile kolaysa 60-70 alırsınız.
Diğer komitelerde patoloji ve farmakoloji baba dersler. Farmakolojide mutlaka önemli yerleri söyleyen hocalara çalışın, Gökçe hoca ve Sevil hoca söylüyor, söylediği yerden de soruyor. Açıkçası diğer hocalara bir kez bile bakmadım ama bu iki hocaya çalışarak baraj yemekten kurtuluyordum ya da azıcık baraj yiyordum. Patolojiden sürekli baraj yiyordum çünkü iyi çalışsam da çıkmışlara aldanıp hocalar buradan soruyor ya diyip hep oralara önem veriyordum, sınavda kolay soru da gelse önem vermediğim bir yerden olduğu için kaçırıyordum. O yüzden Patolojiden tavsiyem kesinlikle çalışın ama çıkmışlara aldanmayın, hocaların hiçbiri yen soru yazmaya erinmiyor, çıkmış çok çok az oluyor. Ama diğer entry'lerde yazılanlar kadar abartılacak bir ders olduğunu düşünmüyorum, doğru çalıştığım komitelerde (2 komite doğru çalıştım) patolojiyi de yapabildim, ben yaptıysam sizler de yaparsınız :)
Kolay gelsin hepinizeee 🥰
Ben patolojide emrullah hoca'yı dinleyip 18 sorudan 14 doğru falan yapabiliyordum. Her sorana söylüyorum. Buraya da yazmak istedim.
Çok temel ve önemli de bir ders.
Çok temel ve önemli de bir ders.
Benim için çok anlamlı bir alıntı, aslında milyonlarca insanın hayatını anlatıyor son cümleler. Kötü yaşarız diye hiç yaşamıyoruz, ne mutlu bunu erken fark edebilenlere...
"Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım..."
Oğuz Atay
"Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım on yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım..."
Oğuz Atay
Çok tatlı bi animasyona benziyor diye izlemeye başlayıp gözümdeki nemle bitirdiğim animasyondur. Hayat bir sahne, biz de yazılanı oynayan küçük oyuncularız gibi geliyor bazen, arada bi doğaçlama yapabilme şansımız olsa da metne sadık kalmak zorundayız. Yaşamak... neymiş yüzyıllarca uğruna bu kadar konuşulan bu yaşamak... fazla mı ciddiye almışız acaba kendisini. İsmet özel diyor ya "yaşamak yükü kaldı üzerimde" diye, oralara bir yerlere götürdü bu animasyon beni. Okyanusun içinde okyanusu arıyorum ama bilmiyorum ki ta içindeyim onun, arasam boş, bulamayacağım ama yine de arayacağım, aramakla geçecek ömrüm. Sıfırdan başlayabilseydim eğer başlamazdım herhalde; bilirdim çünkü yine bu okyanusta, bu okyanusu arayacağımı...
Söylenmedi hiç sana layık küfürler...
Çok gülen çok ağlar. Burada çok gülen kişi ben oluyorum ve çok ağlıyorum. Teşekkürler 😌
Söyle kaç bahar oldu, penceremde gül soldu...
Tanıdığım biri sigara içince ciddi anlamda çok üzülüyorum. Küçükken de babam içiyor diye ağlardım, küçükken biraz Ferihaymışım, hemen bayılırmışım :') neyse bence kimse içmesin, her şeyi geçtim insanın saçına falan siniyor ööğğhh diyorum kokusunu alınca😐
Ruh sağlığı .d
Sen kokmayan gülü neyleyim,
Neyleyim sensiz baharı?
Sen doğmayan günü neyleyim,
Neyleyim sensiz ben dünyayı?
Senin tenine değmeden gelen yağmuru istemem,
meltemi istemem.
Seni parlayacaksa parlasın yıldızlar,
Sana yanmayan yıldızı semalarda istemem.
Bülbüller söyleyecekse seni söylesin,
Senden okumayan bülbül olsa dinlemem.
Özlemim sen olacaksan yansın yüreğim,
Sılası sen olmayan gurbeti istemem, vatanı istemem.
Bir ateş yakacaksa beni kalbimden,
Senin aşkının ateşi yaksın,
Senden gayrı başka bir aşkla kül olursa kalbim,
Bu kalbi istemem, ateşi istemem, koru istemem.
Seni göremediğim vahalar bedevilerin olsun,
Ben senin çölünü isterim, suyu istemem.
Sana çıkacaksa durmaz yürürüm,
Sonu sen çıkmayan yönü istemem, yolu istemem.
Ben gönüllü bir köleyim, kulağımda küpem.
Kalbini fethedecekse geçerim bin sina'yı birden.
Yoksa neyime?
Bu fethi istemem, Mısır'ı istemem, cihanı istemem.
Ben Sultan Fatihim, önündeyim İstanbul'un.
Yakarım bu şehri yüzünde bir tebessüm için.
Yoksa gül yüzünü güldürmeyen sultanlığı istemem, İstanbul'u istemem.
Ben bir garip yunusum, yazdığım sensin, yandığım sen.
Senden gayrı bir aşka ben kalemi istemem, kağıdı istemem.
Ben senin ümmetinim, sensin benim efendim.
Senden gayrı, senden başka efendi istemem, sevgili istemem, istemem…
Neyleyim sensiz baharı?
Sen doğmayan günü neyleyim,
Neyleyim sensiz ben dünyayı?
Senin tenine değmeden gelen yağmuru istemem,
meltemi istemem.
Seni parlayacaksa parlasın yıldızlar,
Sana yanmayan yıldızı semalarda istemem.
Bülbüller söyleyecekse seni söylesin,
Senden okumayan bülbül olsa dinlemem.
Özlemim sen olacaksan yansın yüreğim,
Sılası sen olmayan gurbeti istemem, vatanı istemem.
Bir ateş yakacaksa beni kalbimden,
Senin aşkının ateşi yaksın,
Senden gayrı başka bir aşkla kül olursa kalbim,
Bu kalbi istemem, ateşi istemem, koru istemem.
Seni göremediğim vahalar bedevilerin olsun,
Ben senin çölünü isterim, suyu istemem.
Sana çıkacaksa durmaz yürürüm,
Sonu sen çıkmayan yönü istemem, yolu istemem.
Ben gönüllü bir köleyim, kulağımda küpem.
Kalbini fethedecekse geçerim bin sina'yı birden.
Yoksa neyime?
Bu fethi istemem, Mısır'ı istemem, cihanı istemem.
Ben Sultan Fatihim, önündeyim İstanbul'un.
Yakarım bu şehri yüzünde bir tebessüm için.
Yoksa gül yüzünü güldürmeyen sultanlığı istemem, İstanbul'u istemem.
Ben bir garip yunusum, yazdığım sensin, yandığım sen.
Senden gayrı bir aşka ben kalemi istemem, kağıdı istemem.
Ben senin ümmetinim, sensin benim efendim.
Senden gayrı, senden başka efendi istemem, sevgili istemem, istemem…
Fakülteye gelebilmek... Teşekkürler online eğitim bizi yine derbeder ettin ✌️
Benim akademik hedefleri conk bayırından yuvarlayan eğitim biçimi...
Yine yazar armut "o" yazmış mı diye baktığım başlıktır :)
Tayfun göktaş hocamın çok sevdiği kalem ✍️
Bebişimin başlığımı tematikten çıkamak için girdiği entry >>>>
Bi günde aşık olmadım…
Mak bu kadar yazabiliom ;)
Mak bu kadar sevebiliom ben de bsksjdkc
Eve gelen misafirlere kapıdan girerken yetişememek ve içeri girip nasıl hoşgeldiniz diyeceğini düşünürken gerilmek 😐
Kanım çekildi 😶
Aman aman, bizden uzak 😬
Dünyanın en güzel şeyi komiteden sonraki cumartesi pazar. Birkaç film izledim, kitap okudum, alışveriş yaptım, arkadaşlarımla buluştum. Ne olur ki sürekli sınav olmasa hayat böyle bayram olsa :/
Yemek sipariş etmek. Sonra yemek gelene kadar oyalanarak zaten yemek gelicek şimdi odaklanamam diyip oyalanmak, yemek gelince oyalana oyalana yemek, yedikten sonra ay bana bir uyku çöktü demek, uykum açılsın bi kahve içem demek, oyalana oyalana kahve yapmak, kahve de sohbetsiz olmaz diyip oda arkadaşlarıyla sohbet eşliğinde aheste aheste kahveni yudumlamak, aman ya zaten giden gitti yarın çalışırım demek, kapanış.
Ertesi gün: uyanış, pişmanlık :)
Ertesi gün: uyanış, pişmanlık :)
Bugün babamın 3 gündür evin her yerini döküp aradığı kağıdı e devletten çıkarttım. Babamın gözünde şöyleyim tam olarak :d
Uykuya dalman gerektiğini düşünmemek. Mümkünse hiçbir şey düşünmemek ama hiçbir şey düşünmemen gerektiğini de düşünmemek 😐
Yeni, yeniden...
Valla ben kendi dostluğumu beğeniyorum inşallah dostlarım da dostluğumu beğeniyordur 😌
Beğenmez miyiz😚
🤭❤️❤️
Evet. (Hayır silah zoruyla değil kendi hür irademle yazdım)
Tişikkirler mandalinam bilmukabele 😌
İkinci sınıfın en sevmediğim kısmıydı sanırım. İkinci en sevmediğim kısmı da kardiyonun ANATOMİSİ.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?