bana adres sorulunca bir gururum okşanıyo yalan yok.yoldan geçen onca dayıya rağmen işte bu delikanlı bilir deyip bana başvurmuş.ama ne yazık ki benim haritam bilgim yok sn yazarlar.ama bilmiyorum da diyemiyorum.soru sorulduğu andan itibaren başlıyorum oyunculuğa.işin kötü tarafı konuşma esnasında anlıyorum ki adam benden daha iyi biliyor.yok kargo varmış yanında,düğün salonunun karşısındaymış.
abi siz bunları nasıl aklınızda tutuyorsunuz.allah affetsin ben de bir yer tarif etmek için adamı ebesinin hörekesine gönderiyorum.duamı da alıyorum.ama sonra ara sokaklara falan giriyorum hızlı yürüyorum birazdan dönüp bulur beni diye.
Bkz: Memleketimiz insanına özgü hareketler :) asla adres soran kişiye bilmiyorum denilmez. Ben diyorum ama beni almanya'ya yollar mısınız yetkililer, sanırım buraya ait değilim
Anne ve baba cephesinden bakacağım bu olaya.diyelim kahvaltıda sucuklu yumurta var herkes yiyor güzel güzel en sona kalan sucuğu ne olursa olsun yemiyorlar.tavuk kızartılıyor diyelim tam sayı olmayınca sen yemesen bile o fazla tavuğa dokunmuyor.(benim örnekler hep yemek üzerinden sayın yazarlar jsbsbs kusura bakmayın aşığım yemeye).
kutu dondurma almışsınız isterse kendine gidip iki üç tane daha alıp yiyebilir yani onda sorun yok ama ne kadar olursa olsun senin daha fazla yemeni istiyor.diyelim televizyonda izlemeyi çok istediği bir şey var ama maç günü olduğunu bilince kumandayı direkt size veriyor.alakası olmamasına rağmen tuttuğunuz takımla alakalı sohbet etmek istiyor.
ilginç bir şey ebeveyn olmak birisini kendi benliğinden, kendi canından daha çok sevmek ona daha fazla ehemmiyet göstermek.ilk önce onun rahatını ve mutluluğunu gözetmek seni seviyorum demenin en güzel hali galiba.
çayırda otlarken annesini kaybeden kuzu,saniyelik dalgınlıkla beklediği otobüsü kaçıran alık,beğendiği elbisenin bedeni kalmayan tikiye çöken dert vardır ya hani bildiniz mi ? Cehennem ateşinde külahtan akan dondurmanın verdiği kızgınlık ve telaş peki ? Hah işte bunları biliyorsanız gelin böyle..
öncelikle şundan söz etmek istiyorum Türkiyede hobi edinmenin çok pahalı olması diye bir zırva var ya yalandır efendim.bendeniz ülkenin en rafine zevklerinden birine sahip bir adamım.bu eşsiz hobim sütlü cici bebeyi yiyip kasenin dibini kafaya dikmek.
Yaaa manyak bir hobi di mi ? Bunu ne zaman yapsam dert tasa kalmaz özel vakit ayırırım buna.neyse dün markete gittim 1 kg lik cici bebe bir de süt alıp hobi saati yapacağım.allahım bu ikili kombinasyon 40 küsür lira tuttu.ve maalesef Türkiye'de hobi edinmenin harbiden pahalı olmasını iliklerime kadar hissettim..
nezaketsizlik..yani bu durumu hangi kelime daha iyi açıklar diye düşündüm en iyisi nezaketsizlik olacaktır bakın kabalık değil.ben yapı gereği bana yapılan bir yanlışı maalesef kolay kolay unutamıyorum beni sinir hastası edecek en önemli sebeplerden biridir bu nezaketsizlik.tek bir örnekle açıklamaya çalışacağım size :
8 ay kadar falan önce birkaç senedir görmediğim teyzemle bir aradayız kahvaltı yapıyoruz.konu yurt dışı ile Türkiye'deki hekim karşılaştırmalarına geldi.ben de oradaki refah düzeyini falan anlatıyorum buna.konuşmanın ortasında dedi ki ama bilmem kim abin öyle demiyor.dedim yanlış biliyor olay böyledir şöyledir.bana dedi ki alay eder bir şekilde ha o bilmiyor sen biliyorsun.
Sn yazarlar ben çok sabırlı bir yapıya sahibimdir ,öfkelenince hem kendim zarar görüyorum hem de insan ilişkileri harap oluyor.teyzem de olsa bu cümle beni deliye döndürdü saniyeler içinde ağzıma ne gelirse söyledim.ulan sen beni en son ortaokulda görmüşsün benim düşünce dünyamı ,bilgi birikimimi nerden bileceksin Allah'ın dağlısı..
bugün otobüste laz ziyayı gördüm.şehir içinde 1.5 saatlik yolculuk yaptı bizle.tabi biraz uzun sürdüğü için hülya da görmüş olabilirim.abinin ölmüş olması dışında sorun yok..
böyle bir olgu ülkenin her tarafında var galiba.150 kiloluk yorgan falan klişe zaten başlangıç sürümü olarak hepsinde var.özel olarak bahsedecek olursam benim anneannemin evinde,insan sayısı 7-8 in altına hiç düşmüyor arkadaş.kadın yol geçen hanı tabirinin nadide örneği.geleni geçeni ağırlayıp yemek yedirdiğinden bu evde hiç rahat bir an olmaz.
İkinci bir örnek olarak bu evde desibel stadyumlarla yarışır.bahsettiğimiz coğrafya Doğu Karadeniz olduğunda sinir toleransı düşük ve bağırış çağırış daima var.
Son özellik,bu ev benim için ve ailenin geri kalanı için birlik olmayı ve tuğlaları bir arada tutan harcı temsil eder.anneannem tüm çocuklarının ve torunlarının sığındığı limanı ve yazı iple çekmemizi sağlayan sevgi ve özlemi ifade eder.ömrün uzun olsun inşallah..
cem karacayla birlikte bana Anadolu rockı sevdiren güzel insan.her şarkısında mesaj verme çabası ,insanlara bir yerlerden dokunma yol gösterme arzusu onu diğer sanatçılardan epey farklı bir konuma taşıdı.yalnızca müzik icra etmekle kalmayıp gittiği farklı farklı ülkelerde türk kültürünü tanıtması ,unutulmaz japonya konseriyle iki milleti birbirine bağlaması unutulmaz anlardır hafızamda.
Bugün bu dünyadan zahiren göçüşünün 23. sene-i devriyesi.iyi ki vardın , iyi ki varsın barış abi..
bordo berelidir.benim uyanmama daha 3 saat varken işinin başında olan insandır.iradenin vücut bulmuş Hali de olabilir pek tabi.atatürk'ün ülkeyi emanet ettiği genç bu asil insandır zannımca.
arkadaşlar eğri oturup doğru konuşalım. Öncelikle bir düşünelim sözlükte tamamen sözlük formatına uygun hareket eden kaç yazar var? Bir, üç, beş? o yüzden bence sözlüğümüz bazı şeyleri tolere edebilir, biz böyle de güzeliz. ;)
Çoğu zaman değil her zaman üzer beni hangi fotoğraf olursa olsun kimin fotoğrafı olursa olsun.zalim makine o anı durdurmuş ve sizi o ana hapsetmiş.sizin yıllar sonra o fotoğrafa bakıp ne düşündüğünüz onun zerre umrunda mıdır acaba?
Sizin yıllaar sonra o mutlu ana bakarken üzgün olabileceğinizi düşünür mü hiç ? Güldürmeyin Allah aşkına hayır tabi ki de..size bunu iyi bir şeymiş gibi gösterir o an için.seneye bir vakit bakıp bu günleri yad edersin der ama bu fotoğrafın 80-90 yıl sonra birilerinin yüreğini burkacağını söylemez size.bu yüzdendir zalimliği acımaz size
1930 yılı İstanbul'da çekilen bir yılbaşı fotoğrafı buna çok iyi bir örnek olur bence.
Twitter /@nadirfotograf
Bu fotoğraftaki hiç kimse şu an yaşamıyor ama gülüyorlar hala.
Yumruk..dövüş kulübünde "iki" başrolün kavga edip günün sonunda huzurlu olduğu sahneler vardır.kavga etmeyen insana bu sahne absürt veya abartı gelebilir ama kararında olmak kaydıyla arkadaşla olan kavga ya da dövüş diyelim çok şey öğretir insana.
İç güdüsel olarak beyin her türlü darbenin size zarar vereceğini bildiğinden doğal seçilime kurban gitmemeniz için size sürekli bir korku pompalar.ne yalan söyleyeyim Türkiye gibi ülkelerde bu mekanizma çok işe yarar çünkü bu korku olmasa gün içerisinde bir kaç kez öldürülebiliriz.
Ama planlı bir şekilde bir hasar aldığınızda.size şunu katıyor bu durum:
'benim kaybedebilecek en büyük varlığım canımdı ve darbe almaktan bü yüzden korkuyordum.bir haksızlığa karşı çıkmak istediğimde şiddet görmek beni iten taraf oluyordu.beni kızdıran bir durum karşısında sesimi daha fazla çıkarmama engel oluyordu ama gördüm ki kaybedecek pek bir şeyim yok yalnızca biraz ağrı ve acı.katlanılabilir buna ha.'
Şiddetin her türlüsü ziyan ve ilkelliktir bunun altını çizeyim fakat umarım derdimi anlatabilmişimdir.
Böyle bir karar aldım sayın sözlük ahalisi.eğer sınıfta kalırsam gurme olmaya karar verdim .dönüp cv'me baktım doktorluk olmazsa ne gibi bi altın bileziğim var.
Donanımlar: -yemek yer -12 saat uyur -kitap okur -durur öyle
Ama şey kafama takıldı bu gurme olmak için tam olarak ne yapacağım şimdi.restorana gidip gurme olarak işe başlamak istiyorum mu diyeceğim ?
aa bu benim cv değil mi ya!? 🙃🙃 umarız sınıfta kalmazsınız ama bu yolları olur da öğrenirseniz bizi de bilgilendirirsiniz diye umuyorum sn poyrazkarayel. :)
saat 18.00 den beri yemek yiyim derse oturacağım diyorum annemlere.zaten notlarım düşük adadan yollamak için an kolluyor evdekiler.sabahtan beri bir tencere yemek yedim dövecek beni en son.son bi tabak yiyeyim vallahi oturacağım.
Barış Özcan sayesinde keşfettiğim kelime bulma oyunu.5 harfli bir kelimeyi 6 denemede bulmaya çalışıyorsunuz.
her gün yeni ve sadece 1 kelime belirleniyor.denemeleriniz sonucunda Sarı kutular bu harfin bulunduğunu fakat yerinin yanlış olduğunu belirtirken ; yeşil kutucuklar hem harfin bulunduğunu hem de yerinin doğru olduğunu belirtiyor.
Orjinal dili ingilizce olan bu oyuna , yalnızca tarayıcıdan ulaşılıyor ve uygulamaya ihtiyaç duyulmadan rahatlıkla oynanabiliyor.benim gibi ingilizcesine pek güvenmeyen yazarlarımız wordle tr olarak aratarak Türkçe halini de oynayabilir.
Wordle Türkçe 223 6/6
⬜⬜⬜⬜⬜ ⬜⬜🟨⬜⬜ ⬜⬜⬜🟨⬜ ⬜🟩⬜⬜⬜ 🟨🟩⬜⬜⬜ 🟩🟩🟩🟩🟩
aynı zamanda bu şekilde harfleri saklı tutmak kaydıyla , sizin için günün macerasını arkadaşlarınızla da paylaşmanıza izin veriyor.
komşunun bahçesindeyim.bunların köpeğini sokak köpeği olmadığına ikna etmeye çalışıyoruz.herifin ismi lucifer; sanki garip,fındık,karabaş gibi davranıyor.mama verdiğinde dürüm yiyen Selçuk yöntem gibi bakıyor falan.oyun köpeği kendisi ama dışarıdaki serserilere özenip kedilere falan dayılanıyor bir de becerebilse bir şey demeyeceğiz eğreti duruyor yani.
Valla bazen leavesfromthevine sağ olsun yardımcı oluyor da, şimdi lavinia'yı mı çağırsam napsam. Siz de varsınız ama şimdi bilemedim napsak ki hay allah
her zaman eğlenceli bir hikayesi olmayabilir sayın yazarlar.benim çok yakın arkadaşım aynen bu modelden yemeği çiğnemeden yutuyor lan (bak yine sinirlendim).neyse bir gün dellendim :
-lan oğlum az yavaş ye boğulacaksın
+Kanka öyle deme elimde değil.biz 8 kardeşiz küçükken yer sofrasına koyardı annem tencereyi herkes oradan yerdi.abimler çok hızlı yediğinden ben hep aç kalırdım.ondan böyle çelimsiz kaldım ben.
-kanka siz çanakkaleli değil miydiniz ya ,sizde de mi çok çocuk yapılıyordu.özür dilerim bak bilmeden dedim.
+önemli değil kanka bırakacağım bu alışkanlığı.
böyle olsaydı keşke di mi.adama dedim böyle, "kanka canım cekiyor nabayım ya eheheh."dedi.anlayacağınız adam hayvanlığından böyle yiyor.tamam ben de hızlı yiyorum da bu maraton koşmuş gibi oluyor.
gün geçmiyor ki bizimkiler tarafından dumura uğramayayım.iki gün önce falan annemle kahvaltı yapıyoruz eve de yeni gelmişim el üstündeyim yani.masada otururken annem başladı :
- şunun güzelliğine bak ya..
+( Of anne ya jsbsb.kadın ne kadar da özlemiş lan kıyamam.)
-boyuna posuna bakın tatlımın..
+( Kahvaltıyı bırakıp yiyecem kadın şimdi seni.amma övdün ha.)
-incecik beli var çok da severim onu..
+(Ulan benim belim incecik miymiş ksbsb.yok lan herhalde iltifat bulamadı bana anca bu kadar herhalde..)
- çok güzel değil mi poyrazcımkarayel ,ne güzel yaratmış bunu..
Allah'ın kaktüsü 10 dakikadır övgü alıyor lan.işin aslı sayın yazarlar ben bu kaktüsle kavgalıyım ondan pek sevmem kendisini.bu arkadaş masanın hemen dibinde olduğu için ben bunu haftada iki kere düşürürüm o da bana diken batırır.annem de sinirlenir ve hep ondan taraf olur.öyle işte akşam ben bunu sağlam bi döveyim en iyisi yoksa kıskançlıktan kudururum bu gece..
benim tek başıma Avrupa'ya gitmek gibi bir planım var eğer olmazsa şehire araba ile çok uzak olmayan bir köy hayatı isterim.anneannem tarla,bağ bahçe,hayvancılıkla ugraştıgindan zorluklarını biliyorum o yüzden bu entryde romantizm yoktur.
Sinop,Trabzon,Artvin,Muğla,Antalya,aydın bu şehirlerin yaşanılası yerlerinden bazılarını kendim gördüm bazılarının belgesellerini izledim.şehir beni boğuyor. nasıl desem sürekli bir tarafa akan kalabalık , dur durak bilmeyen korna araba sesleri ,tahammülsüz insanlar ,her meslek grubunda asık surat bunlar benim enerjimi sömürüyor.minimal bir eve az eşya küçük bir veranda ,sadece 1 tane sallanan sandalye şimdiden güzel bir kısmını olusturduğum bir dolu kitap , hangi hastanedeysem ona gidebilmek için araba , motor veya bisiklet..bunlar lazım bana ilk etapta...mümkün olduğunca az, kafayı yemeyeceğim kadar fazla insan olsun bir de.
bu hayali tek gerceklestirecegim ve muhtemelen birkaç sene de tek yaşayacağım.çünkü yaş kemale erince kimse bu riske girmek istemez aile baskısı , atanmak istemek bir an once ,şehir hayatının sundukları falan tatlı gelir .o yüzden hiçbir hanimefendiye teklif etmem zaten, gel benle insalardan şehirden kopartayim seni diye.zaten kabul etseler de inanmam.bu eve yerleşene kadar bir miktar sermaye gerekiyor onu da borclanacagim galiba..
şafak vakti kanatlanmiş bir yürekle uyanmak ve minnet duymak yine aşkla dolu yeni güne ; öğleyin dinlenmek ve aşkın vecdini düşünmek derin derin; akşamleyin eve şükranla dolup taşarak dönmek;
sonra da uyumak yüreğinizde sevgiliye bir dua ve dudaklarınızda bir övgü şarkısıyla..