Hint-avrupa dil ailesinin hint koluna mensup farsçada sitâre 'yıldız' demektir. Yine hint koluna mensup kürtçede stêrk 'yıldız' demektir. Avrupa koluna mensup İngilizcede 'yıldız'ın star olduğunu hepimiz biliyoruz.
Arapçada ise örtü anlamına geliyor diye hatırladım,hatta aynı isimde daha çok tessettürlü hanımlara hitap eden giyim markası da bulunmakta. Tirikolarını tavsiye edebilirim:)
bir yerden aşinayım ama nerden diyordum. hatırladım. elbruz dağlarında geçiyordu. "Görmeliydin, yârim Sitare, Faşisti ezdik biz ininde". Çok güzel isim de hiç yaygın değil.
Çok düşündüm ben bunu. Zor ile geldim,bırakamadım,daha mantıklı bir seçeneğim de yoktu.
Defalarca bırakmanın eşiğine geldim. Başka şeylerin eşiğine de geldim. "Acabası" bile psikolojik destek almayı zorunlu kılan bazı şeyleri düşündüm. O sıralar kimseye doğru düzgün anlatmıyordum ama hayatım korkunçtu. Düşündüğüm şeyleri ilaç etkisinde düşündüğümü bilecek kadar bilincim yerindeydi çok şükür. Büyüttü filan ayrı mesele o ama hala da çoğunu dillendiremiyorum. Neyse.
Ben biraz Kalender yetiştirildim. Belli standartlarım sağlandıktan sonra gözüme gelmez para pul,harcama alışkanlıklarım zihnimi doyuracak,ruhumu sevindirecek şeyler üzerine kurulu şu anda. Yani en basitinden bindiğim arabanın modelini pek umursamam. Dolmuşa,otobüse binmeyi de pek umursamam. (Yıllarca özel okulda okumuş,okula çoğumuz gibi servisle gitmiş,dersaneye ise babası götürmüş,yani üniversiteye kadar toplu taşımayı lafta bilen biri olarak söylüyorum bunu.)
Benim için var olmak çok zordu. Bu,maddi var oluş değildi. Kendimi kabul ettirmek. Benimsediğim hayatı kabul ettirmek. Erkek kuzenlerimle eşitçe var olmak. Onlar kadar pay almak. Evet,babam kabul ediyordu çoğunu ama benim konuşma hakkım yoktu gibi bir şey Geniş ailemizde. Hâlâ da tam sağlayamadım. Lâkin şöyle bir şey var: ben mezun olduğumda kendi memleketime dönünce iş bulmak için soyismimin referansına ihtiyaç duymayacağım. O soyisim kendi başıma özgür bir kadın olarak var olduğumda benim için nimet olacakken referansına muhtaç olursam nikmet olacak. Bunun bilincinde olunca devam ettim durdum.
Gelelim içsel diğer sebeplerime; insan iyileştirme motivasyonum yoktu. Tıbbın nebahatını da anlamamıştım. Çiğ kalıyordum,bu ilme yakışmıyordum.
Yıllar içinde çok güzel insanlar tanıdım,elimden tuttular. Yakın zamanda tanıdığım biri var ki tatlılığını,başarısını,kıymetini kelimelerle anlatamam.
Göre göre ne olmak istediğime karar verdim. Görev insanı olmanın bilincini kavradım.
Neden tıp okuyorum ki? Başta kendime(bu en önemlisi) ve yanımdakilere faydam olduktan sonra hayatım,birilerinin hayatına karışabilsin diye okuyorum sanırım. Bilimsel bilgiler ışığında kaotik süreçlerin yönetilmesi esasına dayanan bu sanat "nedir" ve de "ne değildir" anlamlandırmaya başlamışken bırakmak yakışık olmaz.
Devam edip olacakları görmek lazım gibi duruyor. :)
Günümüz türkiyesinde hekimler özelinde "çok iş az kazanç" şeklinde olduğu için bizleri ilgilendirmeyen versustur. "Hekimler,halkın ayakları altında paspas olmalıdır ki eğitim seviyesi ortada olan halk kendini değerli hissetsin." Eh tabii onlar da haklı. "biz sizin hizmetkarınızız."diyip içlerini dışlarını yesek bizi daha çok severdiler.
Yanlış anlaşılmasın,iki kitap yüzü görenin kıçının kalkmasını hep eleştirmişimdir ama "biz bugün doktor dövebiliyoruz." Diyen kadının seviyesine inmek için sebep göremiyorum.
T:mezun olduğunda 657 sayılı kanuna tabi olacakları pek de ilgilendirmeyen versus.
Keyifli bir arkadaşlığımin olduğu söylenir. İsteyenle geyik yaparım,kahve içerim,yürürüm. Önceden benimle yürümeyi deneyimleyip zevk almadıysanız uyuşmamışızdır,yeniden denemeye gerek yoktur,yollarımız açık olsundur.
Gütfsözlükte düzenlenmiş entrilerin saatinin yanında ufak bir işaret oluyor ancak ekşi sözlükteki gibi hangi tarihte en son düzenleme yapıldığı yazmıyor. Bunu biliyor muydunuz?
aslında çelişki değil de,dilemma sanki. bir şeylerin arasında kalmak,aklın doğruyu bilirken kalbinin kabul etmemesi. tam da insana,ve de yüzyıllardır var olan insanlığa dair:)
Başlıca sebebim budur benim. Özelden arkasından salladığı yazarla ilgili burada methiye düzen insanları,asla hak etmediğimi düşündüğüm bir yorumu,zaten kasvetli olan gündemden kaçmaya uğraşırken burada kutup yaratılmaya çalışılmasını,ve muhtemelen birilerinin ötekisi olduğumu görünce kırılarak gittim. Gittim gitmesine ama daha iyi bir ortam bulamadım. Döndüm yine kürkçü dükkanıma.
Size saçma gelecektir ama gütfsözlük benim göz bebeğim,her şeye rağmen gütf de yuvalarımdan biri.
Yuva,terk edilmez. Birileri üzdü diye yuvadan vazgeçilmez. Kararım kesin,belki çok konuşmam ama asistan olunca bile ben burada olacağım. Çok anlatmak,nazar değdirmek istemiyorum;ben de benim elimden tutanlar gibi birilerinin elinden tutacağım. O yüzden,olabildiğim her yerde olacağım.
yüzüne övdüğün adamın arkasından konuşmanın bile bir mantığı var sn ruhsuz... kalabalıkta artistlik yapıp özelde özür dileyenlere ne demeli 😃 bn de siz gibi düşünüyorum, ara ara uğrasam da çekilmeye çalıştığım kasvetli kaotik mevzu ve fesat yorumlarla mücadele edip kendimi açıklayacak zamanım yok malesef... keşke burası hep baştaki ortamımız gibi kalsaydı... hayatın keşmekeşinden kaçıp sığındığımız bir liman gizli bir arka bahçe olarak kalsaydı... hep çiçek, böcek, şiir şarkı türkü takılsaydık 🥲
Keşke diyorum ben de,2 sene öncesindeki gibi kalsaydı. Ben de kızıp yazmamam gereken şeyler yazdım belki,birilerini incittim,haddim değilken bir şeyler söyledim,hep savunduğum beraberce var olabilme fikrine ters düştüm,ben de fitneye aldandım lakin aldanırken bile bir orta yol bulmaya çalışıyordum sn.mehlika. neyseki pişmanlıkla büyüyerek döndüm..
Evet,enerji emici insanlara vakit ayırmaya gerek yok,zamanımız da yok.. dilerim ki alt dönemlerimiz gelir de tam da kurulma maksadına hitap eden bir yer olur bura yine.
sn ruhsuz, burayı gözümüzde bu kadar büyütmememiz gerektiğini düşündüğümden sizden bu noktada ayrılsam da sizi anlıyorum ve destekliyorum. Nasıl ikiyüzlü hatta iftira atmaktan dahi çekinmeyen insanlar her yerdelerse Mert insanlar da öyle, ayrıştıran yıkan dillere elimizden geldiğince kulak asmayalım lütfen. Yazmaya devam etmeniz beni mutlu eder, iyi geceler
Sn nagareboshi9 gözümüzde tabii ki büyütmemeliyiz ancak güzellikler vardı burada,amfide önyargıyla yaklaştıklarımı sevebileceğimi,hastanede çarpıştığım kişinin tanırsam ne kadar sevecen olabileceğini gördüm,bura olmasa göremezdim.
Daha çok büyüyebilseydi gözümde büyüttüğüm kadar olurdu bence:))
Diğer dediklerinize katılıyorum ve sizi görmek beni de mutlu edecektir,iyi geceler:)
bende derin bir saygı ve hayranlık uyandıran insanlardır. çok yakın bir süre önce tanıdım böyle birini. diyorum ki;iyi ki tanımışım. bu insanlarda gördüğüm şey bilgi birikiminin yanında tevazu sahibi olmaları ve uzun zamanda kazandıkları bu duruşun getirdiği kudreti yıkıcı olmak için değil de yapıcı olmak için kullanmaları. umut vadeden insanlardır.
Bu entriyi ithafen yazdığım kişi şu anda aktif olarak hayatımda değil ancak hayatımdaki tesiri onun tahmin ettiğinden çok daha büyük oldu.
tıpta kıdem ilişkisinin pisliğini çıkaran şahsiyetlerce gerçekleştirilmiş elem verici,kederlere boğucu vukuattır. çs ile pek alakam yoktur lakin sf'le kınıyorum ve her türlü alt dönemi alıp bağrıma basacağıma buradan da söz veriyorum. (bkz: çünkü tıp tıptan ibaret değildir)
T:endokrin bir organ Hipotiroidide neden karpal tünel sendromu olur? hipotiroidi ödem ve sıvı birikimi yapıyor.dolayısıyla nöropatinin kabaca sebebi bu ödematöz müsinöz materyalin median sinire basısı Hipertiroidi neden ekzoftalmus yapar? Olay bağ doku artışı, o da fgf reseptörlerine stimülan anti-tsh reseptör antikorlarının bağlanması Not:bana tabii ki başkası anlattı,merak ettim anlattılar sağolsunlar:)
Üzücüdür ki alt dönemler bile ilgi göstermedi. Gütfsözlüğün ilk senesinde biz birinci sınıftık ve bizim yılımızda fakülteye giriş yapanların entrilerini çok görüyoruz. internlerden birkaç kişi,dörtlerden iki kişi ve de beşlerden iki kişi sanırsam. 2021 girişlilerden de 2 kişi biliyorum. anasayfaya entrisi düşen kişiler hep aynı. Geçen üç senede hiç mi kimse merak etmedi anlamış değilim. Değişik.
Yoğun bir ilgiden sonra çabuk boş kaldı bence bura. Ayrıca eskisi gibi uzun uzun fikirlerin tartışıldığı bir yer değil, okuyan yok, okuyucu yoksa yazan yok. Eski tadı kalmadı :')
Evet,gerçekten eski tadı kalmadi. Heyecan katan şey,bilmediğin ama aynı yerlerde takıldığin biriyle temas edebilmekti. Yoksa çoğu kişiyle tanıştık,gider meramını vatsaptan anlatırım:) yeni kişilerin gelmesi lazım eski günlere dönmemiz için:) bence yani..
Nedir,ve formülü neden öyledir? sistol eksi diyastol şimdi neden öyle, sistol aort kapağının açılması için gerekli intraventriküler basınç.diyastol de kabaca kanın perifere kadar atılması için aortun elastik kuvvetlerince oluşturulan basınç.dolayısıyla bu sistol kuvvetinin perifere yansıması için gerekli kuvvet ikisinin arasındaki fark. Bana da biri anlattı:) benim aklım ermez
Hafiflemek; bazen içsel yüklerden kurtulmak Ve bazense kilo vermek:)
Çok öfkelisin ona karşı. Nefret edesin var. Dilinde de olabilecek en hoyrat sözler. Tabi,seçebilirsin bu yolu,sen bilirsin ama tavsiye etmem. Katekolamin demek,erkenden yaşlanmak demek. Sana yazık be güzelim:)
İyi biri ama Bana iyi gelmiyor. Hayatımda mı tutsam yoksa kıra döke kapı dışarı mı etsem? Bence ikisi de değil. İkisini de yapmış ve ikisi kendine de yapılmış biri olarak derim ki; Üzmeden hayatının ortalarında olan o kişiyi birazcık kenarlara çek.
Hafiflemek,esasında ruhunu besleyebilecek kadar huzura sahip olabilmek. Hafifleyebilmek ise,bu lükse sahip olmak. Yoksa kolaydır,oturduğun yerden anlatmak.
Biliyorum,bizim buralarda zarif insanı
Akılsız görürler.
Lakin,vazgeçersen? Örnek alınacak bir kişi daha azalmaz mı?
Ve hafiflemek bir noktada,onların kabalığıni görmene rağmen kendini koruyabilmek. Çünkü sen,öyle olabilecekken olmamayı seçtin. Bunun adı,huzur ile Hafifleyebilmek..
Her ne kadar kötü insanlarla karşılaşsam da iyi insanların sayıca çok olduğunu düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.
Neden mi?
Ben aramazken karşıma çok iyi insanlar çıkıyor ve arkadaş oluyorum. İyi insanlar çıkıyor ve yine arkadaş oluyorum. İçimden bir ses bana diyor ki:çok samimi olma ki,bozulmasın. Dinliyorum o sesi ve tatlı tatlı devam ediyoruz.
Bazı insanlar oluyor,çok tatlı. Onlarla dost oluyorum. Diyorum ki iyi ki varlar. Bana çok iyi geliyorlar,umarım ben de iyi geliyorumdur.
Arkadaşlığimın bittiği kimse için "o kötü" demek de istemiyorum artık. Kötüydüyse ben niye arkadaş oldum? Sadece artık Birbirimize iyi gelmiyorduk. Ki zaten son sözünü söyleyene bile "ne olursa olsun kapımı çalabilirsin." Derim hep. Onunla tanışırken kendimde olmayan birçok yönü görmüşümdür. Hukukumuz var sonuçta:) umarım yolu benimle ayrıldıktan sonra daha da mutlu olur,ben de kötü değildim o da değildi. Sadece birbirimize iyi gelmiyorduk diyorum.
Buranın bu kadar küçük kalması bazen canımı sıkıyor. İnsanların buraya karşı bu kadar ilgisiz olması da biraz manasız.. Yaş ilerledikçe(ilerlemiş yas da 21 hahaha) insan yakın arkadaşlarına daha bir bağlanıp yakın oluyor ama arada farklı kişilerle de kahve içmek istiyor. Vallahi yakın arkadaşlarımdan çok memnunum. Bu sene astım atağı geçirirken arkadaşım aldığı gibi hastaneye götürdü beni,babam yetişene kadar ohoooo Neyse babam gelene kadar da başımda bekledi sağolsun. Hani ben böyle iyisine denk geleceğimi düşünmezdim daha birbirimiz için yaptığımız çok şey var da beni en çok etkileyen şey bu.. Dediğim gibi yeni insanlar keşfetmek çok güzel olabilirdi ama kimse gelmiyor buraya:) Şöyle de bir link bırakacağım: https://eksisozluk2023.com/entry/147616731
1 kişilik tarif vereceğim: 2 yemek kaşığı irmik yarım yemek kaşığı un bol yağ şeker süt
irmik,un,yağı kavurun güzelce. kokusu çıksın,rengi dönsün. altını kapatın. üstüne şeker atıp bi çevirin. üstüne süt dökün. çorba gibi olacak. yarınlar yokmuşçasına karıştırın. biraz koyulaşınca altını açın. tam şerbeti çekince kapatın. kaşığın kıçıyla eze eze karıştırın uzun süre. bitti,afiyet olsun.
Yağin bol olması önemli,bulgur pilavı gibi düşünün Kişi sayısina göre katlandırabilirsiniz
Kuaför abi bu rengi mi istiyorsun dediğinde yok aşko o çok sarı demiştim, kocaman bir şako gibiydi, dönem grubuna atmak nedir ki sevgili ruhsuz korkma akkfksa
Üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen hala bulunamayan kolalı jelibona 2 sene sonra bir eşini kaybettiğim kulak tıkacım eklendi. Evi süpürdük,odamdaki eşyaları çekip altına baktım ancak bulamadım. 18 mart esrarengiz bir tarih olmaya devam edecek.