Ya da rahatsız olduğumuz bir konuyu dile getirebilme rahatlığına sahip olmak. Gerçekten bazı insanlara hatasını söylemiyorum artık, direkt mesafeyi koymam gerekiyor çünkü biliyorum hata karşısında vereceği tepkiyi. Ne güzel yazmışsınız schlimazl :)
Yeterli samimiyet rahatsız olduğumuz şeyleri dile getirme cesaretini vermeli bence. Hata demiyorum o başka bir konu. İnsanlar yerini kendi belirliyor bir şekilde. Teşekkür ediyorum moonlight.
Bu asgari ücret haberi doğruysa ben ev bakmaya başlıyorum yavaştan. Bahçelide bir öğrenci evim olabilir. Mutluluğumu anlatamam. Bu bir rüyaysa da uyandırmayın nolur..
Sabahtan beri sanki benim maaşım artmış gibi mutluyum. İnşallah bir nebzede olsa ekonomik bağımsızlığa yaklaştıran ve bereketli bir maaş olur. Hayırlı olsun.
Sabah aniden güzel bir rüyadan gözlerini açarsın ve devamını merak ettiğin için tekrar uyumaya çalışırsın ya hani.. Daha çaresiz hissettiğim çok az şey olmuştur.
anılar köşesinden bir yenisiyle devam ediyoruz. Taze yaşandı. Bugünün sözlüsünü asistan abiyle hoca yaptı. Hocamız malign değildi. Lakin hocayı bizim açımızdan malign kılan tümör konusunu anlatmış olmasıydı. 4 kişiydik ve hiçbirimiz tümör bilmiyoruz. Neyse girdik içeri. Asistan abi sözlüye başladı yavaştan. İlk kişi benim. Pratiği bitirmeye yakın hoca kısa süreli dışarı çıktı. O sırada Abiye yalvarıyoruz. Abi hoca ne sorar, nolur tümör sorma bilmiyoruz dedik. İyi bir abiydi kimse kalmasın diye uğraştığını söylemişti derste. Ona güvendik. Sağ olsun hiçbirimize tümör sormadı. Abi sorularını bitirirken hocaya dönüp "hocam siz de tümör sorun isterseniz" demesin mi....Ben şok. Yaktın bizi abi yaktın :/ hoca da fena. Diyor ki bu tümör kliniğe ağrıyla gelir dimi, evet hocam. Hayır yanlış... Ağrıyla gelmez. Hoca ne söylerse evet hocam, haklısınız falan dedim baştan sona yanlış :)) insaflı bir hocaydı. Eksiksiniz çalışın dedi. Puanları da asistan abi vermişti zaten. Hoca kısa kısa bilmemiz gerekenleri anlatıp sınavı bitirdi. Bu yıl benim için 14. Sözlüye böyle kapandı. The end.
Gastroözofageal Reflü : içim yanar içim kanar da isyaan VUR : bir ileri iki geri bu neydi böyle Mı : affet bu gece ölmek istedim Osteoartrit : sana koşmak istedim derman yok dizlerimde. Şizofreni : iki gözüm kadar eminim sen yoksun Wpw sendromu : kalbimin orta yerinde bu nasıl bir cumhuriyet.. Bipolar : bir öyle bir böyle ben kimim anlarsan söyle. Hipokondriyazis : iyi değilim ben, hiç iyi olmadım..
6.sezon ~the intörn 1.bölüm Tür : gizem, gerilim Imdb : 6/10 Konu : kendini psikolojik bir savaşın tam ortasında bulan bir öğrencinin hayatta kalma hikayesi. Bir tarafta sevinç diğer tarafta hüzün. Korku, Kan, ter, gözyaşı, karmaşık duygular.. Tıpfak serisi heycan dolu final sezonuyla karşınızda.
D5ler intern olmadan önce son derslerine girdiler. Ben hariç :) Yarın instagram yaşasın internlük, son sözlü storyleri ile dolacak. Evet yine ben hariç :) farklı olmayı seviyorum diyelim :)
2 ay falan oldu onko serviste bir hastayla epey ilgilenmiştim. O ara nöbetlerim üst üste denk geldiği için beni sık sık görüyorlardı zaten. Eşi de kendisi de çok tatlı insanlardı. Canı yansa bile "olsun, siz hizmet ediyorsunuz. Kaç saattir buradasınız, yoruldunuz." derdi. Neyse amca taburcu oldu ben de dahiliyeyi bitirdim. Geçen günlerde amca tekrar servise yatmış bir nedenden ötürü. Beni sormuşlar. Selam da göndermişler. Bu beni baya mutlu etti. Yaşlı teyze ve amcaların favori intörnü olduğumu söylemiştim değil mi :)
Schlimazl'ın rekorlar köşesine hoşgeldiniz :) bu ayın rekoru 26 saat tren yolculuğu :) 4 saati devirdim bile. Her şey güzel gidiyor. Vaktiniz varsa, yalnız kalmak ve uzunca düşünmek istiyorsanız tren yolculuğunu bir düşünün. Arkadaşlarınızla eğlenmek de bir seçenek. Yeni insanlarla tanışmak da mümkün. Benim için Tek dezavantajı biraz yavaş olması. Bir sonraki hedefim kuşetliyle uzun yolculuk yapmak :) Edit : rekorların kaydedilmesi. 3 saat otobüs +29 saat tren+3 saat otobüs olmak üzere toplam 35 saat yolculuk ile rekorlardayım. Evde denemeyiniz :)
Annem benim yoluma köstek değil destek olduğu için bu ikilemde hiç kalmadım. Bana hiç şunu bunu ol demediler. Tercih listemi kendim yaptım. Yorulmak da yıpranmak da hayata geç kalmak da benim suçum. Eğer fikirlerimiz farklı olsaydı annemi bir kez üzmeyi tercih ederdim ki ben ben olabileyim. Gönlünü alırdım sonra. Hem zaten anne yüreği dayanmaz. Uzmanlık konusunda da bir istekleri yok mesela. Ne istersen o diyorlar. Çünkü farkındalar ki hayat benim hayatım. Ben mutluysam onlar da mutlu.
Lise yıllığımın sayfalarını karıştırıyordum. Bir cümle bazen sadece bir cümle olmuyor. Verilmiş sözler, dökülen gözyaşları, emekler.. Bana hep Doktorluk, beyaz önlük üzerinden iyi dilekler yazılmış. Az da değil 5 yıl geçmiş üzerinden, duygulandım. Bir de şey gelecekteki muayenehanemde çay içmek istemişler. Zamanının vizyonsuzları da benim arkadaşlar işte :))
Erkek ve kadın beyni bu konuda da farklı çalışıyor tahmin edildiği üzere. Bir kitapta erkeklerin genelde yüz metre sonra sağa dön, ikinci ışıklardan sola git gibi ifadeler kullandığından, kadınların ise belli başlı yerleri hedef göstererek, starbucks'tan sonra sola dön, şu marketten sonra ikinci aradan gir gibi yol tarif ettiğinden bahsediyordu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır. katkıda bulunmak istemez misin?