There is no such thing as "bad guys" or "good guys." We are all just... guys who do good stuff sometimes and bad stuff sometimes.
(bkz: bojack horseman)
Bence tam tersi yüz vermeyince hızlanır. Sayılı gün çabuk geçer derler ama bence en güzel zamanlar saate bakmadığımız zamanlardır. Aynı zamanda bu zamanlar en hızlı geçenlerdir.
Baskıyla karar aldırmaya çalışırlar ama dayatma olan bu kararın getireceği olumsuzlukları söylemezler.
Sınıfta tus çalışanları görünce anladım.
Çalıştıktan sonra da "ph'deki değişimi hangi parametredeki artma/azalma açıklıyorsa onun asidozu/alkalozudur." Mentalitesinden öteye götüremediğim, her seferinde "anyon açığı ne eksi olan anyon mu?" Dedirten, yoğun bakım için bel kemiği olan, pediatri pratik sınavlarında itinayla sorulan konudur.
(bkz: tıp fakültesinde sürekli öğrenip unutulan şeyler)
Alınması da ayrı bir yetenek gerektiriyor. Sağ olsun, bir yazar yukarıda açıklamış. İnşallah ileride biri elimden tutar da öğretir.
(bkz: tıp fakültesinde sürekli öğrenip unutulan şeyler)
Alınması da ayrı bir yetenek gerektiriyor. Sağ olsun, bir yazar yukarıda açıklamış. İnşallah ileride biri elimden tutar da öğretir.
Bu başlık beni 8-10 yaşlarıma ışınladı. Ödevlerimi ihmal eder buralarda oyun oynardım:) hatırladığım bazı oyunları aşağı bırakayım:
1. Avatar Kale savaşı: oyun avatar temalı. Mancınıkla bir şeyler fırlatıp karşı elementi büken tarafın kalesine hasar verip yıkmaya çalışıyorsunuz. O da size fırlatıyor.
2. Garson penguen: iglo gibi bir yerde lokantanız oluyor, müşteri penguenlerin istediğini falan getiriyorsunuz, kazandığınız parayla da lokantaya yeni şeyler alıyorsunuz.
3. Büyüteçle adam yakmaca: düşününce bayağı manyakça bir oyunmuş aslında. Allah'ım neler oynamışız biz :d yüksek bir yerden büyüteç vasıtası ile milleti yandırıyorsunuz. Sıkılırsanız yoldan geçen petrol tankerlerinden biri ile final yapma imkanı oluyor.
4. Elektrik adam: kuzenimle "sen yönlendir ben hareketleri yapacam" diyerekten oynadığımız dövüş oyunu. Aklıma gelmişken bari oynayıp mazi yapayım:)
1. Avatar Kale savaşı: oyun avatar temalı. Mancınıkla bir şeyler fırlatıp karşı elementi büken tarafın kalesine hasar verip yıkmaya çalışıyorsunuz. O da size fırlatıyor.
2. Garson penguen: iglo gibi bir yerde lokantanız oluyor, müşteri penguenlerin istediğini falan getiriyorsunuz, kazandığınız parayla da lokantaya yeni şeyler alıyorsunuz.
3. Büyüteçle adam yakmaca: düşününce bayağı manyakça bir oyunmuş aslında. Allah'ım neler oynamışız biz :d yüksek bir yerden büyüteç vasıtası ile milleti yandırıyorsunuz. Sıkılırsanız yoldan geçen petrol tankerlerinden biri ile final yapma imkanı oluyor.
4. Elektrik adam: kuzenimle "sen yönlendir ben hareketleri yapacam" diyerekten oynadığımız dövüş oyunu. Aklıma gelmişken bari oynayıp mazi yapayım:)
Şöyle iltifat etmeyen de iltifat ediyorum demesin.
Vay be 🚬🚬🚬
Normal zamanda makas şov yaparlarken, geç kalma potansiyelim olduğunda güvenli sürüş uzmanına dönüşür ve ağır ağır giderler, Maazallah gideceğim yere yetiştirim falan.
(bkz: murphy kanunları)
(bkz: murphy kanunları)
Muhatabı sevilen bir kişiyse ekstra yapılmaması gerekendir. Yok illa olacaksa hiç ortaya çıkmayacak bir şey olmalı. Yalan söylemek, güven duygusunun yitirilmesine sebep olur ve ne yazık ki sarsılmış olan güven çok zor eski haline gelir. Yalan söylenmesi olayı ortaya çıktıktan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Benim bir arkadaşım yapmış ben ondan biliyorum.
"...Ben ister miydim böyle olsun, istemezdim. Saatim çoktan ikiyi geçti..."
Cezalandırmak veya karşıdaki kişiye kendini fark ettirmek amaçlı yapıldığını düşünüyorum daha çok. Bu, bana göre bir iletişim engeli oluşturuyor. Kırgınlık, değersizlik gibi çok farklı duygular hissediyoruz ama bu duyguları, bunu yaparak doğru şekilde ifade edemiyoruz bence. Karşıdaki kişi ile açık bir dille konuşup hislerimizi bu şekilde anlatmak iletişim açısından daha sağlıklı diye düşünüyorum. "Sen öyle mi yapıyorsun?" Derseniz: hayır. (bkz: yazarların beceremediği şeyler)
Bu ifadeyi kullananlar ile "zuhahahaha" ve "puhahaha" diye gülenler aynı kişiler olabilir. Bence araştırılsın.
Duygusal boşluğun daniskasıdır.
Ben kimim ki sınırlı bilgimle hüküm vereyim.
2021'e kadar kaydedilen bilgileri tarayıp, hizmet veren yapay zeka.
Yeni keşfettim sayılır ve Düşünüldüğünde çok fazla şekillerde kullandırılabilir aslında. Ben ingilizce için kullandım, hasta anlatıp teşhis koydurmaya çalıştım (birine ısrarla yanlış tanı koydu.) Merak ettiğim saçma soruları sordum. Bunların dışında kod yazdıran, ödev yaptıran, şiir yazdıran arkadaşlarım olduğunu öğrendim:)
Kendisine dedim ki "şimdi sana bir yazı göndereceğim. Bana bu yazıyı dilbilgisi ve yapı açısından değerlendir, başlık ile yazı uyumlu mu söyle, yanlışları düzelt ve bana bir geri dönüş yap." Yazıyı daha ileri bir ingilizce ile tekrar yazdı, Hatalı kelimeleri düzeltti ve yapısı bozuk olan cümleleri de düzeltti, üstüne açıklama da yaptı. Benim hoşuma gitti gayet ileri bir teknoloji bence.
Yeni keşfettim sayılır ve Düşünüldüğünde çok fazla şekillerde kullandırılabilir aslında. Ben ingilizce için kullandım, hasta anlatıp teşhis koydurmaya çalıştım (birine ısrarla yanlış tanı koydu.) Merak ettiğim saçma soruları sordum. Bunların dışında kod yazdıran, ödev yaptıran, şiir yazdıran arkadaşlarım olduğunu öğrendim:)
Kendisine dedim ki "şimdi sana bir yazı göndereceğim. Bana bu yazıyı dilbilgisi ve yapı açısından değerlendir, başlık ile yazı uyumlu mu söyle, yanlışları düzelt ve bana bir geri dönüş yap." Yazıyı daha ileri bir ingilizce ile tekrar yazdı, Hatalı kelimeleri düzeltti ve yapısı bozuk olan cümleleri de düzeltti, üstüne açıklama da yaptı. Benim hoşuma gitti gayet ileri bir teknoloji bence.
Bugün tekrar hatırladığımız vahim olaydır.
Kaybolmamış, jelibon rezervine gitmiştir. Zamanı gelince derin sondaj kuyuları açılarak ortaya çıkarılacaktır. Jelibon rezervleri de zaten bu şekilde oluşmaktadır, o yüzden sıkıntı yoktur.
O iyi jelibonlar, o güzel atlara binip gittiler...
Kaybolmamış, jelibon rezervine gitmiştir. Zamanı gelince derin sondaj kuyuları açılarak ortaya çıkarılacaktır. Jelibon rezervleri de zaten bu şekilde oluşmaktadır, o yüzden sıkıntı yoktur.
O iyi jelibonlar, o güzel atlara binip gittiler...
Ay boşluğuma geldi hdldjelwjelsj (random büyük harflerle)
Sözlükte hiçbir entrye bu kadar gülmemiştim ahahshf
Pişmanlık.
Geçmiyor. Rahat vermiyor. Yaptıklarımla yenileri de ekleniyor.
Geçmiyor. Rahat vermiyor. Yaptıklarımla yenileri de ekleniyor.
ciddiyetli bir şey kararlılığında pişmanlıklarını nihayete erdirelim. mutluluk ziyan olmasın. sayın syy.
Nihayete ermesi biraz üçüncü kişilere bağlı sayın fistikgibiri:) olur da bir gün hatasız kul olmaz denirse o zaman erdirebilirim. Mutluluğumuz daim olsun:')
Dönem 5'ten bildiriyorum; hocalar ara ara bu kitabı okuyup okumadığımızı soruyor, okumadığımızı söyleyince de garipsiyorlar. Klinik branşlar için de faydalı bir kitap ancak okuması çok zaman alıyor.
Çatır çatır gen mutasyonu sorulan sınavlardan geçmek için robbins okumak intihar olur bence.
Öyle sınava böyle self education
Öyle sınava böyle self education
O zaten öyle sayın ruhsuz. Textbook ile sınav çalışmak pek mümkün olmuyor. Zaten dönem 3'te okuyacak zaman da çok az oluyor. Ama klinikte hocalar bunları da bilmemizi isteyebiliyorlar.
Doğrudur sn syy. Yorumda hocalara sitem ettim,dağ tavşan misali işte benimki:)
Bir üst dönem olarak bilgilendirdiğiniz için çok teşekkürler😊
Bir üst dönem olarak bilgilendirdiğiniz için çok teşekkürler😊
Onu fark ettim sayın ruhsuz:) rica ederim
Kulüplerle genel seçim arasında tam olarak bir korelasyon bulunduğunu düşünmüyorum. Genel seçim konusunda birçok başka faktör de işin içine giriyor. Bunun dışında bazı sistemsel farklılıklar da var. Misal: GS seçimlerine oy verebilmek için GS lisesi mezunu olmak gerekmesi gibi.
Taraftarlar ve yöneticiler Türkiye'yi yansıtır mı dersek? Elbette derim. Bu kişiler zaten içinde yaşadığımız coğrafyadan çıkıyorlar. verdikleri kararlar da ona göre olacaktır:)
Seçim sonrası yazarımızın dediği gibi bence de büyük muamma. Bekleyip göreceğiz artık.
Tanım: üç tarafı denizlerle çevrili olan.
Taraftarlar ve yöneticiler Türkiye'yi yansıtır mı dersek? Elbette derim. Bu kişiler zaten içinde yaşadığımız coğrafyadan çıkıyorlar. verdikleri kararlar da ona göre olacaktır:)
Seçim sonrası yazarımızın dediği gibi bence de büyük muamma. Bekleyip göreceğiz artık.
Tanım: üç tarafı denizlerle çevrili olan.
Tıpta da uyku felci ya da sleep paralysis olarak yer bulan durum. Yaptığım küçük araştırma sonucu uykunun rem evresindeki bozukluk kaynaklı olduğunu öğrendim. Uyku hijyenindeki bozulma ve yetersiz uyku buna sebep olabiliyormuş.
Neyse efendim, geçen gün basmış olandır. Rüyamda öldüğümü ve yüzünü göremediğim bir kişinin beni sedye ile taşıdığını gördüm. Sonrasında bu karabasan ile uyandım. Hareket etmeye çalışıp edememek bayağı berbat bir his.
Edit: başlığı varmış zaten (bkz: uyku paralizisi) keşke aramaya inansaydım.
Neyse efendim, geçen gün basmış olandır. Rüyamda öldüğümü ve yüzünü göremediğim bir kişinin beni sedye ile taşıdığını gördüm. Sonrasında bu karabasan ile uyandım. Hareket etmeye çalışıp edememek bayağı berbat bir his.
Edit: başlığı varmış zaten (bkz: uyku paralizisi) keşke aramaya inansaydım.
Bana Çiftlikli oyunu hatırlatıyor bu Veya ona benzer şeyleri. Yoksa herkes para kazanmak ister doğal olarak. orası ayrı mevzu.
Aklıma lisedeyken servisteki çocuklardan birinin konuşması geliyor: "olm çok iyiydi laaa arkadaşın abisi ordan süt, peynir falan getirtiyodu laaa"
Aklıma lisedeyken servisteki çocuklardan birinin konuşması geliyor: "olm çok iyiydi laaa arkadaşın abisi ordan süt, peynir falan getirtiyodu laaa"
Çevrelerindeki kişileri yıpratmalarıdır. Çoğunlukla bunun farkında olmaz ya da bunu kendileri ile ilişkilendirmezler.
Keşfete bastım en üstte bu başlık çıktı direkt. Entry girmeden geçmek istemedim.
Sözlüğe bereket getirmiş yazardır.
Sözlüğe bereket getirmiş yazardır.
Çocuğa yaklaşımdan anlamayan, sınıf yönetiminden de anlamayan, yaşlı ve kaba bir öğretmenimiz vardı.
Sınıfta bir gün "ben sizin aranızda bazı kişiler seçtim onlar kurallara uymayanları, yaramazlık yapanları, arkadaşına kötü davrananları bana söylüyor." Şeklinde demeç vermişti. Teşekkürler öğretmenim, sınıfta ben jurnalci koydum diyin sonra da güya o şekilde korkutacağınız zorba tipler gitsin cadı avına çıksın sen misin hocanın ajanı diye.
Herkes de çocuğunu bizim sınıfa kaydettirmeye çalışırdı. Cidden garip bir durum.
Sınıfta bir gün "ben sizin aranızda bazı kişiler seçtim onlar kurallara uymayanları, yaramazlık yapanları, arkadaşına kötü davrananları bana söylüyor." Şeklinde demeç vermişti. Teşekkürler öğretmenim, sınıfta ben jurnalci koydum diyin sonra da güya o şekilde korkutacağınız zorba tipler gitsin cadı avına çıksın sen misin hocanın ajanı diye.
Herkes de çocuğunu bizim sınıfa kaydettirmeye çalışırdı. Cidden garip bir durum.
Genelde uzun süren ve mental olarak yorucu bir süreçten sonra gelen anlardır benim için. Her şeyden kaçmak istediğim, pili bitmeye yakın yavaş ve tekleyerek hareket eden oyuncaklar gibi olduğum, "biraz yorgunum bu aralar." cevabı ile geçistirdiğim anlardır aynı zamanda.
Zaman değerliymiş. Kendi zamanım da değerliymiş. Zamanı kötü kullanmak da bir çeşit israfmış.
sayın syy heba etmeden tadı çıkmıyor'un integralini alınız entrynize olan yorumum budur
Tahsilim yetmiyor lise 3 terkim ben
estağfurullah sizin terk ettiğiniz yerde gül biter, vardığınız yerde ise Güller.
bazen selektör yapmadan önceden bi yildiz olsam size elli gram olsun benzemis olur muyum hayaliyle selektör yapıyorum kabul olur mu
Olur ışığınızı gördüm ben de çakıyorum selektörümü
Hayır demekte zorlananlar için ekstra sıkıntılı bir davranıştır.
Öğrenme kapasitesini artıran, az yan etkili bir ilaç bence fena olmazdı. Böylece bir tekrar sıfır tekrara eşit olmaz, her şey daha kolay olurdu. kendimize de daha çok vakit ayırabilirdik.
Cem hocaya sado (vedalı)
Lisedeki Dershanenin geometri hocası ile olan gruptu. Eğlenceli bir sınıftık aslında. keşke muhabbetlere daha çok dahil olsaymışım.
Lisedeki Dershanenin geometri hocası ile olan gruptu. Eğlenceli bir sınıftık aslında. keşke muhabbetlere daha çok dahil olsaymışım.
Garip bir uykudur. Uyku gibi de değildir. Salt fizyolojik bir ihtiyacın giderilmesi amacıyla, baskı altında yapılır genelde. Hatta bazen yapılmaz, pas geçilir. Uyanınca da ayrı bir telaş olur.
Asistan bir abi bize sınavlardan önce uyumanın sözlüye oldukça etkisi olduğunu söylemiş ve mutlaka uyku uyumamızı önermişti dördüncü sınıftayken. Yaşadığım sözlü deneyimlerine göre kendisi haklı imiş. Bence de iki saat bile olsa uyuyup girmek daha faydalı oluyor.
Asistan bir abi bize sınavlardan önce uyumanın sözlüye oldukça etkisi olduğunu söylemiş ve mutlaka uyku uyumamızı önermişti dördüncü sınıftayken. Yaşadığım sözlü deneyimlerine göre kendisi haklı imiş. Bence de iki saat bile olsa uyuyup girmek daha faydalı oluyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?