confessions

elegantmoon

1. nesil Yazar - Yazar -

  1. toplam entry 432
  2. takipçi 33
  3. puan 23430

evdeki bazı noktaların zamanı bükmesi

elegantmoon
gecenin bir yarısı, davlumbaz ışığını açıp o loş ışıkta kahvemin olmasını beklerken zamanın su gibi aktığını fark etmem üzerine koyduğum teşhistir. Mutfakta kendi kendime konuşurken laf lafı açmakta ve çok keyifli vakit geçirmekteyim. 1.5 saatimi harcadığım günler bulunduğunu belirterek bu durumu aslında bir sıkıntı değil kendimle geçirdiğim bir vakit olarak görüyorum. ama bu geçirilen saatler hiçbir zaman on beş dakikadan uzun gelmediği için mutfakta küçük bir zaman bükülmesi olduğunu düşünüyorum.
1
pilsuyu pilsuyu
Evet sayın elegantmoon, davlumbaz ışığının bence de inanılmaz bir etkisi var terapi gibi

bu platformda her şeyin konuşulabileceği gün olacak mı

elegantmoon
Entrylerime bakarsanız sayın yazarlar, göreceksiniz ki suya sabuna dokunmayan, nispeten muzip mizaçlı konularda yazıyorum. Arada fazla duygusal, romantik girdiler de oluyor elbet ama o da benliğimin bir parçası olduğundan sıkıntı etmiyorum. Ancak yüzden fazla, farklı kademelerde tıp öğrencisinin bulunduğu bu ortama taşınsa çok kaliteli tartışmaların yapılabileceği konuları buraya taşımaya hiçbirimiz yeltenmiyoruz. Bunun sebebi yoğunluk olabilir, üşengeçlik olabilir, burayı çoğunlukla eğlence amaçlı kullanmamız olabilir. Ancak düşünün ki, fakülte öğrencileri arasında şu anda gündemimizde olan aşı konusunda bile bir fikir birliği bulunmuyor. Konuşulabilitesi olan bir mevzu olduğunu düşünüyorum ancak hiçbir zaman ciddi olara nitelenen politik konuları burada göreceğimizi düşünmüyorum. Tom ve Jerry ile kalın:))

okurken evlenmek

elegantmoon
Eğer başlığımız "okurken çalışmak" gibi rasyonel yaklaşılabilecek, artısı-eksisi masaya yatırabilecek bir mevzu olsaydı hem tecrübelerimi hem de kişisel görüşümü belli edecektim. Ancak başlığımız, bir evliliği, bir gönül işini konu edinmektedir. İşler gönül işlerine geldiğinde, neyin doğru neyin yanlış olduğu net değildir zannımca. Siyahlar-beyazlar birbirine geçer, gri hakim renk olur. Kendi hayatımdaki her adımı bin farklı mezurayla ölçüp biçip tasarlarım, ama olur ama olmaz, fark etmez; ortada bir plan mevcuttur. Devamında bir beyefendi damdan düşer gibi bu etraflıca düşünülmüş plana kendini dahil etmeye karar verir ve tüm bu beyin aktivitesi yalan olmuştur: aşık olunmuştur çünkü:)). sözün özü şudur ki, varsa iki tarafta da böyle bir niyet, bir de böyle deneyin bakalım. Hayatınızın akışına bu önemli noktayı eklemek istiyorsanız kim, nasıl, ne hakla karşı çıkabilir? Hayat doğmak, okumak, çalışmak, ev-araba almak, evlenmek, çocuk doğurmak, yılda bir hafta tatile gitmek, 60 yaşına gelip emekli olmaktan ibaret değildir. Hayat bizim hayatımız: bilhassa gönül işlerinde doğru-yanlış bence yoktur, hayatta yürünmüş farklı yollar vardır. Mutlu olun:)

ders çalışmak için gaza getiren şeyler

elegantmoon
saatin gecenin dördünü bulması üstüne, "yatak beni çağırıyor artık!" diye sızlandığım arkadaşımın, " bir video daha izle, yatalım sonra. hak ettiğin notları al istiyorum, ondan öyle diyorum." sözlerini sarf etmesidir. dışarılarda bir yerlerde sizi önemseyen insanların varlığıdır kısacası. yalnız gibiyiz, yaptığımız her işi tek başımıza yapıyoruz gibi hissediyoruz ancak böyle güzel hatırlatmalar durumun öyle olmadığını yeniden hissettiriyor.
3
mdblue mdblue
Ne güzel bi dosta sahipsiniz sevgili elegantmoon ;)
tuzlukaju tuzlukaju
Allahım şöyle dost nasip et :) adınıza sevindim sayın elegantmoon :)
elegantmoon elegantmoon
Okuldan 3-4 tane arkadaşım var, onlar da böyle işte sayın yazarlar. Nasıl bulduk bu kadar birbirimizi bilmiyorum, büyük şans:))

torun sevgisi

elegantmoon
yani anneannem büyüttü beni; babaannem, çocukken hafif pofuduk olduğumdan "tosdikim, kanaryam" diye severdi. anneanneme anne derim, aylardır iletişim kurmadığım ebeveynlerimin aksine anneannem hayatım boyunca yanımda olmaya çalışmıştır, yahu kadın beni büyüttü daha ne yapsın! ikisi de, sırf ben geliyorum diye, yaşlı başlı olmalarına rağmen saatlerce uğraşıp hangi yemekleri seviyorsam hepsini yapmak için uğraşırlardı. hah bir de ikisinin evi de o kadar huzurluydu ki her zaman, ne zaman gitsem uyurdum o atlasın taşıdığı dünyanın ağırlığında olan yorganın altında! kendimle ilgili beğendiğim ne kadar fenotipik özellik varsa hepsi anneannemde de vardır, kendisine ayrıca minnettarım. babaannem fazla güzeldi, ondan çok alamamışız, artık ne yapalım olduğu kadar:)

erkeklere çiçek almak

elegantmoon
iyi niyet göstergesi, romantizm, estetik zevk gibi muhtelif sebeplerle her zaman kadınlara alınan canlı çiçeklerin, erkeklere alınma durumunda olayın lojistiğini ve sonuçlarını merak ettiğimden açtığım başlıktır. hayatımda sadece iki erkeğe çiçek aldığım için data havuzum bir karara varabilmek için yeterli seviyede değildir (biri babam olmaktadır). erkekler kendilerine çiçek alınmasından hoşlanır mı? neden sadece kadınlara alıyoruz? bunun arkasında da tektaş yüzüklerin kültürel olarak dayatılması gibi saçma bir hikaye mi var? ne düşünüyorsunuz sayın yazarlar?

dipnot (tektaş meselesi): https://seyler.eksisozluk.com/son-derece-akillica-dizayn-edilmis-bir-ikna-operasyonunun-psikolojik-bir-sonucu-tek-tas-yuzuk
Edit: başlığı açtıktan sonra beyefendiye çiçek aldım. Küçük bir afallama gözlemledim ama böyle bir hadiseyi bir daha unutacağını sanmıyorum:) güzel bir anı oldu.

para verdiğiniz en saçma şey

elegantmoon
yaşım o zamanlar 13-14. tek sevdiğim aile büyüğümüz olan annemin dayısı, ailesiyle birlikte akşam yemeğine misafirliğe gelmişler. ben antrenmanda idim, geç gelmiştim eve dolayısıyla ve yemek yapımına dahil olamamıştım. eve gelince dedi ki annem,
-Annem: Elegantmoon, evde ekmek yok.
-Elegantmoon: Tamam! (sevdiğim dayım için büyük bir imtina ile hazırlanan jeste katkı sağlayacağımın sevinciyle.)
-A: nereden alacaksın peki ekmeği? (saat geç olduğundan, bakkal ve büfelerin kapandığına dikkat çekerek)
-E: (hali hazırda yola koyulmuş olarak) anne hemen şurada migros var, ankara'nın merkezinde yaşıyoruz, bırak ben hallederim. (bkz: ergen bilmişliği)
-A: migros'a sadece ekmek almak için gitmen mantıksız değil mi peki? (migros büyük market olduğundan o yıllarda tek parça ürün alınamaz algısı hala hüküm sürmektedir.)

annemi haklı bulduğumdan, migrosa gittiğimde başka ihtiyaçlar aklıma gelirse almak niyetinde idim. Ancak ergen beyni ve yorgun vücut birleşince bu mantıklı düşüncenin yerini kasada gözüne çarpan şeylere para saçmak aldı ve bunun sonucunda sevgili elegantmoonunuz, ekmek almaya diye çıkıp 32 tl harcadı. Alınan itemler:
-ekmek (işbu entrynin başrolü)
- atlas tarih dergisi (12 tl idi çok iyi hatırlıyorum. o zamanlar bilim teknik 5 tl idi, bu niye bu kadar pahalı demiştim kendi kendime. iflah olmaz tarih tutkum için yapılmış güzel bir harcama oldu diyelim bunun için)
- bahattin karikatürü magneti (minimum 15 tl)

bahattin karikatürleri neden var? bu karikatürlerin neden magneti var? neden ben bu magneti satın aldım? peki bu magnet neden hala bizim buzdolabının üstünde? valide hanımın sabrını ergenlik yıllarında çok sınamışız.

heves kıran şeyler

elegantmoon
Anatomidir.
Yahu öğrenilmiyor ki! Anatominin oturmasının esası tekrardan geçiyor kabul. Ama o konuyu ilk okuduğunuzda "ya bunu öğrenecek zeka bende yok galiba" dedirtmiyorsa anatomi değildir o, fizyo falandır mantıklıysa eğer.
8
manevi kardiyoloji manevi kardiyoloji
Anatominin öğrenilmesinde iyi anlatan bir hoca en önemli faktör bence. Diğer derslerde pek iyi anlatmasalar bile öğrenilebilir. Ama anatomide gerçekten iyi anlatan biri çok fark ettirir. Sayın elegantmoon İyi anlatan hocalardan bulup video izlemenizi öneririm çok faydasını görürsünüz
elegantmoon elegantmoon
Haklısın manevi kardiyoloji, Acland olmasa halimiz haraptı.
tuzlukaju tuzlukaju
sayın manevi kardiyoloji mini mini birlere :) önereceğiniz kanallar veya hocalar var mı saygıdeğer bizim hocalarımız haricinde ?
elegantmoon elegantmoon
sayın tuzlukaju görünce ben de yazayım dedim: acland izleyin.
tuzlukaju tuzlukaju
teşekkür ederim sayın elegantmoon :)
manevi kardiyoloji manevi kardiyoloji
Bazı tus hocaları iyi aslında ama şimdi isim versem çoğu hocanın videolarına erişmek zordur. Sayın elegantmoon size önermiş kendisi fayda görmüş sanırım siz de oradan izleyin derim :)
tuzlukaju tuzlukaju
Teşekkür ederim sayın manevi kardiyoloji :)
manevi kardiyoloji manevi kardiyoloji
Rica ederim sayın tuzlukaju :)

sessizliği paylaşmak

elegantmoon
geçen cuma bir arkadaşımla buluştuk. yoğun bir şekilde çalışmıştım son üç haftadır, tam çıkışında buluşup film izlemeye gittik. baktım Django'yu izlememiş dedim sen bunu seversin - a beautiful mind da vardı, onu daha çok severdi aslında ama onu öngöremedim, o benim hatam - izlemeye başladık. etraf karanlık, ben çok yorgunum, filmin sesini kısmıştım zaten uğultu gibi gelmeye başlamıştı bana. koydum başımı omzuna, dünya umrumda değildi o an açıkçası. Hem sessizliği hem karanlığı paylaştık, ilaç gibi geldi o yorgunluğun üstüne. ne ışıksızlık ne başka bir bedenin varlığı sıkıntıydı. Duygusal bakış açısını bir yana bırakırsak, iki insanın en savunmasız olduğu anlardan birindeydik o sırada. velhasılıkelam sayın yazarlar, güven önemli, kafa uyumu önemli. bunlar olunca insan kendini evrimsel boyutta tehlike arz eden durumlara bile sokabiliyor gönül rahatlığıyla.

Çok sonra gelen edit: buralara birileri bakıyor mu bilmiyorum ama entrylerimde bahsettiğim 'beyefendim' ile ilk buluşmamız idi bu anlattığım. Kendimi fazla kaptırmamak adına arkadaşım diye bahsetmişim. arkadaşım falan değil halbuki, zaafım olan bşr beyefendiydş hep. Neredeyse yedi aydır birlikteyiz şimdi. Daha nicelerine, güzellerine:)
5
secilmiskisi secilmiskisi
'koydum başımı omzuna, dünya umrumda değildi' off bu cümle sadece cümle değil ama size nasıl ispatlıcam bilmiyorum
elegantmoon elegantmoon
Nasıl yani sayın secilmiskisi:)))
muamma muamma
Size katılıyorum sayın secilmiskisi :) sanki kaliteli bir Klasikten iktibas edilmiş bir cümle gibi...
secilmiskisi secilmiskisi
Cümlenin altında bir paragraf duygu hissettim çok gerçekçi ve hoş geldi tabiriniz sayın elegantmoon
elegantmoon elegantmoon
çok sağ olun sayın yazarlar:)

ağlayan insana ağlama demek

elegantmoon
saçmalıktır, limbic sistemin aktivitesini yönlendirmek o kadar kolay değildir. onun yerine, ağlayan kişinin başı, occipital bone civarından tutularak frontal kemiği, teselli edecek kişinin clavicle'ı civarına gelecek şekilde oturtulur. nefes almasına engel olmadan ağlayan kişinin başı biceps brachii ile desteklenebilir. kişi dehidrasyona uğramasın diye yakınlarda bir yerlerde su bulundurmak mantıklıdır. mantıklı iş yapalım.
2
ackerman ackerman
mükemmel sayın elegantmoon :))
elegantmoon elegantmoon
ahahaha sağ olun ackerman:)

hayal et

elegantmoon
bahse varım ki böyle bir kasap var, nerede bilmem ama var.
3
mdblue mdblue
Memleketimde var ;)
elegantmoon elegantmoon
hahahah çok sevindim mdblue:) kusura bakmayın bu arada, çok ince olan başlığınızı laçkalaştırdım biraz ama gerçekten aklıma ilk bu geldi:)))
mdblue mdblue
Sizi affediyorum sevgili elegantmoon ;) çünkü beni güldürdünüz :)))

insanlar ikiye ayrılır

elegantmoon
-şanslılar ve şanssızlar
bir tarafta -15 derecede ayağında ayakkabı olmayan, evi sokak olan, bir sonraki yemeğinin ne olduğunu bilmeyen, çocuğuna kitap, defter alamadığı için intihar eden insanlar varken öbür tarafta sanatı, aşkı, renkleri, aromaları, bilimi düşünebilecek vakti olan insanlar vardır. hepsinin embriyolojik dönemdeki gelişimi aynıdır ancak dünyaya geldikleri anda şans faktörü bu eşitliği bozar.

okunacak çok kitap olması

elegantmoon
okunacak çok kitap, izlenecek çok film, tanışılacak çok insan, gezilecek çok yer, öğrenilecek ve yapılacak çok şey var. Hangilerini; nasıl, ne zaman, ne kadar, kiminle, ne düşüncelerle yaptığımız bizi oluşturuyor yani hayatın kendi akışı bu şekildedir. neyi, ne kadar yapacağımızı her tercih edişimizde yeni bir olasılığı sonuçlandırmış oluyoruz milyonlarca olasılık arasından. tek bir noktayı seçip oraya takılmamak lazım:)

asla yapmam dedikten sonra yapılan şeyler

elegantmoon
"kendine saygısı olan insan arabesk dinlemez. aşk/fakir edebiyatının en varoş formudur, kulaklara zarardır."
eh bir şeyi de bilme değil mi elegantmoon, nitekim bilmiyorsun zaten. illaki kenarda köşede kalmış, ağzını açık bırakacak bir istisna vardır işte. bacak kadarken sarf ettiğim bu söz üstüne şu an geldiğim nokta müzik zevkimin doğu anadolu türlüsünden daha fazla çeşit içermesidir.
bendenizi susturan parçayı ekleyeyim: (tam arabesk sayılmaz elbette ama benim gelebileceğim en son nokta bu zaten :)))

şu an uçağa atlayıp gidilmek istenen ülke

elegantmoon
gece gece gelen, popülasyonun endişe verici düzeyde yüksek bir kısmı açlık veya yoksulluk sınırında yaşarken faniliğim, gençliğim/toyluğum ve yararlı bencilliğim sebebiyle şu an okuduğum not da dahil olmak üzere her şeyi bir kenara bırakıp esenboğa'ya gitme isteğimi tetikleyen ülkedir.
isterim ki yaklaşık yirmi dört saat süren yolculuğun sonunda küba'ya ayak basayım, eşsiz kumsallarında gezeyim, rengarenk sokaklarında altmışların arabalarını konu alan kompozisyonları yakalamaya çalışırken makinanın hafızasını doldurayım. fizibilitesi yüksek, ucuz hayallerimiz var tabi ki. Kübalı doktorlar kansere çare bulmuşmuş hem, gitmişken onu da öğreniriz belki. olmaz mı?
4
ruhsuz ruhsuz
Beni de hayalinize ortak ettiniz gece gece efendim🙃
elegantmoon elegantmoon
ah sayın ruhsuz hoşgeldiniz:) bir küba başlığı açıp hayallerimizi detaylandırmak farz oldu o zaman :)))
highwaytohell highwaytohell
Entryi okurken bile yüzümde bir tebessüm oluştu :))
elegantmoon elegantmoon
yorumunuzu görünce bende de aynısı oldu sayın highwaytohell.

bardağın içeceğin tadını değiştirmesi

elegantmoon
içeceklerin muhtevası (kimyasal bileşimi), tüketimi için arzu edilen koşullar ve tüketim amacı faktörlerindeki farklılaşma sebebiyle her içeceğin, kendine özgü, materyal-boyut kombinasyonunu tam olarak karşılayan bir kapta tüketilmesi gerekliliğinden kaynaklanan sorunsaldır. konunun kritikliği farklı şarap türlerinin farklı kadehlerde tüketilmesinden anlaşılabilir.
core bölgemi titreten, tüm tüylerimi diken diken eden ve kimsenin de gıkını çıkarmadığını gördüğüm için herhalde bir tek kendimin böyle düşündüğünü sandığım, konuyla ilgili şikayetim: restoranda sipariş edilen maden suyunun, çapı ana kucağından daha geniş olan bardağa boşaltılarak getirilmesi. yahu, ben su içmek istesem su isterdim. madem suyumu bana yeşil, kirli, orijinal şişesinde getirin. onun ağzı, kapitalist dünyanın etkisiyle gücü arttıkça kendi içinde küçülen insanoğlunu sembolize ettiği için küçük değil, maden suyu maden suyu olarak kalsın diye küçük.
*pratikte önemli olsa da aslında fuzuli olan bu konuya bu kadar ciddi yaklaştığım için şu alıntıyı eklemeden edemeyeceğim:
-To be honest, the best tea tastes delicious whether it comes in a porcelain pot or a tin cup. - Uncle iroh
1
kaira kaira
#teamiroh💪🏻

hayat kalitesini yükselten şeyler

elegantmoon
kaliteli dostlardır. varlıklarıyla hayatınız güzelleşir, başarılarıyla göğsünüz kabarır. insanlık hali, olur ya, faniliğinizi unutup kibre kapılıp fazla yükselirseniz aşağıya çekip sizi kendinize getirirler; hayatın sillesini ağır yediyseniz eğer, bir çatal kapıp masaya oturuverirler, fazla düştüyseniz çekip çıkarıverirler aklın karanlık dehlizlerinden sizi. öyle ya da böyle, her insan yolunu bulmaya çalışıyor bu dünyada, kafamızdaki fikirleri gönlümüzün ışığıyla takip etmeye çalışıyoruz sonuçları pek de göremeden. kaliteli dostların varlığı bir gönül birliği yaratır, daha parlaktır artık o ışık. sonuç değil, yolculuğun kendisi önemlidir bu insanlarla. benimkilere selam olsun buradan.

tahammül edilemeyen şeyler

elegantmoon
üstteki yazarlara göre çok yüzeysel bir yaklaşım getirerek: yemek yerken dil-dudak koordinasyonunu sağlayamayarak uvulasına kadar ağzının içini gösteren ve bu esnada da senfoni orkestrasına layık bir konser veren, beni kanser eden insanlardır.
3
ruhsuz ruhsuz
Benim kardeşim öyle biraz djdndndb ama trajik olan olay şu; bi kuzenim kardeşime gıcık oluyor ama kendi daha beter dkfkfmfndnfnfnfnfnnf
elegantmoon elegantmoon
size sabır diliyorum o zaman sayın ruhsuz:(
ruhsuz ruhsuz
Sağolun ifinim dnnfnfnfnfnfnf

14 şubat

elegantmoon
Biriyle birlikte olanların "sevgiyi göstermek, tek bir güne indirgenmemeli ayrıca bir beklenti yarattığı için bu gün, ilişkide stres faktörüdür." Diye eleştirdiği, bekarların ise "kapitalizmin oyunları bunlar, tek bir gün üzerinden elde edilen kâr ne kadar biliyor musunuz siz?!?" Diyerek büyük oyunu bozduğu 14 Şubat'ı seven bir insan görmedim şu ana kadar. Kaldıralım bence artık şu günü.

simon garfunkel

elegantmoon
"The boxer" şarkısını, huzur bulmak için odamda başka bir iş yaparken fonda açıp dinlerim. şarkının ezgisi, haziran aylarındaki lavanta tarlalarından, ekim aylarındaki ekin tarlalarından farksızdır. Uçuş uçuş bir elbiseyle o tarlalarda koşuyormuşsunuz gibi sanki. öyle yumuşacık, öyle sıcak...
dinlemek isteyenleri şöyle alayım:
3
highwaytohell highwaytohell
Çok,çok severim elegantmoon..içimizi ısıtan bir şarkı gerçekten :)
elegantmoon elegantmoon
Sayın highwaytohell, ben de ebruli'yi görünce aynı tepkiyi verdim:)) müzik zevklerimiz uyuşuyor sanırım:))
highwaytohell highwaytohell
Yaaaa çok sevindim buna sayın elegantmoon :))

ray charles

elegantmoon
23 Eylül 1930 - 10 Haziran 2004 tarihleri arasında yaşamış olan Afro-amerikan şarkıcı, piyanist, söz yazarı ve bestecidir. çocuk yaşta glaucoma yüzünde görme yetisini kaybetmiş; fakirlik, maddi imkansızlıklar ve o yıllarda siyahi olmanın getirdiği zorluklarla yüzleşmiştir. klasik piyano eğitimi alan Ray charles, dönemin birçok efsanesi tarafından yeteneğine övgüler dizilerek yüceltilmiş, ünü pacifik'i ve yaşadığı dönemi aşarak gütfsözlük'e bile konu olmuştur. wikipedia'dan çaldığım kadarıyla bu isimler arasında Quincy Jones, Billy Joel ve frank sinatra yer almaktadır.

kendisinin en popüler kayıtlarından bazıları:
- georgia on my mind: https://www.youtube.com/watch?v=qIp9TwSEgFg
- a song for you: https://www.youtube.com/watch?v=CzAkTrDiXxg
- i can't stop loving you: https://www.youtube.com/watch?v=HsP1vEfM9do
- living for the city (stevie wonder'ın videodaki gençliği delirtti beni): https://www.youtube.com/watch?v=W130l1uoTY0
- unchain my heart: https://www.youtube.com/watch?v=IF6oPteOg48 -kişisel favorimdir, entryi yazarken de bunu dinliyordum hahahah:)).

kendisinin hayatı 2004 yapımı "Ray" adlı filme konu olmuştur. Ray charles'ı Jamie Fox canlandırmıştır. https://www.imdb.com/title/tt0350258/?ref_=fn_al_tt_1
kendisiyle ilgili favori ayrıntımı ekleyerek bu entry'yi sonlandırayım. (bkz: Blues Brothers) adlı, ne zaman önüme çıksa severek izlediğim filmde, çok tatlı bir cameosu olmuştur kendisinin. (bu filmi de şiddetle öneririm bu arada)


ray charles, tek bir hitten fazlasıdır. görme engelli bir piyanist ve uluslararası başarıya ulaşmış bir şarkıcıdır. entryi gereksiz uzatmam bundandır. affola:)
10 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol