Haftanın en az iki günü tamamen yalnız kalmazsa kafayı yiyebilecek bir insanım. Yalnız kalmam gereken o günlerde bile konuşmak, onunla vakit geçirmek istiyorsam aşık olmuşumdur. Bir plan yaptıysam ve karşımdaki bunu bozduysa ve ben karşımdakine -içimden- kafa göz dalmak istemediysem yine aşık olmuşumdur.
Bu sebep Yüzde doksan ihtimalle yaklaşan sınav tarihidir. En azından benim ve birçok arkadaşım için.
Kafamda bir huzur tasarısı var. Huzur bir his mi, olay mı, olgu mu tam bilemiyorum ama kafamda huzurun tanımını yaptığım çok basit bir an var. Gece tam yatacakken kar yağmaya başlıyor ve ben o an bulunduğum evde sevdiğim insan(lar) varken evin önündeki yokuşa bakıyorum. Kendimi böyle bir ânın içine oturtunca 5 yaşımda ıhlamur ağaçlarının olduğu yokuştan yukarı çıkarken ve bir yandan da meyveli yoğurt yerken hissettiğim o hisse benzer şeyin bir benzerini, huzuru, hissedeceğimi tahmin edebiliyorum.
Gözlemlerime ve 3 haftalık tecrübeme göre Sürekli bir şeyleri bekleyen kişi(tercihen ayakta).
Bir şeylerin bize veriliyor gibi yapılıp verilmemesiyle oyalandığımız bir sürü gün olabilir.
Düzenli olarak yaptığım eylem.
Cidden aşırı genel. Hani böyle laf olsun diye değil çok genel.
Tababet ilmi eskiden dahiliye ve hariciye olmak üzere ikiye ayrılırmış. :)
“Şimdi evden çıkıyorum.”
Bu cümleyi söyledikten en az on dk sonra evden çıkmış olurum.
Bu cümleyi söyledikten en az on dk sonra evden çıkmış olurum.
“X sana bir şey soracağım.”
Bu mesajdan sonra bir de ortadan kayboluşlar vardır ki o aradaki stresi, geçmek bilmeyen zamanı ben anlatamam ama siz anlarsınız.
Bu mesajdan sonra bir de ortadan kayboluşlar vardır ki o aradaki stresi, geçmek bilmeyen zamanı ben anlatamam ama siz anlarsınız.
Yazın meyve ve yoğurt, kışın kahve.
Gerçek olanını yaşayana dek hep “gerçeğini” yaşadığımızı sandığımız olay.
Tabii o gerçekliği herhangi bir kesinlikle ifade edemeyeceğimiz için aşık olduk mu olmadık mı asla bilemeyeceğiz. Hiçbir zaman gerçek aşkı tattık mı yoksa hepsi bir yanılsama mıydı bilemeyeceğiz. Hatta ve hatta aşk var mı yok mu onu da bilemeyeceğiz. Sadece en yoğun duygumuzun karşısına geçip bu aşktı diyebileceğiz.
Hayatın az can acıtan gerçeklerinden.
Tabii o gerçekliği herhangi bir kesinlikle ifade edemeyeceğimiz için aşık olduk mu olmadık mı asla bilemeyeceğiz. Hiçbir zaman gerçek aşkı tattık mı yoksa hepsi bir yanılsama mıydı bilemeyeceğiz. Hatta ve hatta aşk var mı yok mu onu da bilemeyeceğiz. Sadece en yoğun duygumuzun karşısına geçip bu aşktı diyebileceğiz.
Hayatın az can acıtan gerçeklerinden.
“aklı başında olan kişi hoş olanın değil, acı vermeyenin peşindedir.”
Elon musk'ın şımarık bir çocuk gibi davranarak mahvettiği uygulama.
Bugün kollarımda ve bacaklarımda hiçbir işe yaramadı. Bir gün denize gittim, her yerim amele yanığı oldu yine.
En son ne zaman mutlu uyuduğumu unuttum, mutlu uyumak nasıl bir şeydi? Ben onu da unuttum.
Dün sonunda izleyebildiğim film.
Ari Aster'ın önceki filmlerini izlediyseniz bu filmde mantık aramaktan çok onun kendi kafasında kurduğu temel düşüncenin üstüne absürtlüklerle inşa ettiği dünya'ya dışarıdan bakıyorsunuz. Oraya hiçbir şekilde dahil olmaya çalışmadan izlemek işinizi kolaylaştırıyor.
Midsommar ve ilk uzun metrajı Hereditary'den çok daha farklı bir film. Teknik açıdan da onlara kıyasla daha uğraştırıcı bir film olmuş.
Filmi izledikten sonra üç filmi art arda izlemişsiniz gibi bir beyin yorgunluğu yaşıyorsunuz. O yüzden evde izlemek zor olabilir.
Ben, bu filmi sevenin çok seveceğini sevmeyenin de gerçekten hiç sevmeyeceğini ve buna dair haklı sebeplerinin olacağını düşünüyorum. Letterboxd yorumlarında da, birkaç eleştirmenin yazısında da bunu fark ettim. Yine de günün sonunda herkesin ari aster'ın fikir dünyasını takdir edeceğine ve ondan biraz daha ürkeceğine eminim.
Ari Aster'ın önceki filmlerini izlediyseniz bu filmde mantık aramaktan çok onun kendi kafasında kurduğu temel düşüncenin üstüne absürtlüklerle inşa ettiği dünya'ya dışarıdan bakıyorsunuz. Oraya hiçbir şekilde dahil olmaya çalışmadan izlemek işinizi kolaylaştırıyor.
Midsommar ve ilk uzun metrajı Hereditary'den çok daha farklı bir film. Teknik açıdan da onlara kıyasla daha uğraştırıcı bir film olmuş.
Filmi izledikten sonra üç filmi art arda izlemişsiniz gibi bir beyin yorgunluğu yaşıyorsunuz. O yüzden evde izlemek zor olabilir.
Ben, bu filmi sevenin çok seveceğini sevmeyenin de gerçekten hiç sevmeyeceğini ve buna dair haklı sebeplerinin olacağını düşünüyorum. Letterboxd yorumlarında da, birkaç eleştirmenin yazısında da bunu fark ettim. Yine de günün sonunda herkesin ari aster'ın fikir dünyasını takdir edeceğine ve ondan biraz daha ürkeceğine eminim.
Dündü aslında ama bir arkadaşımdan aldığım “Sen fark etmedin ama geçen gün söylediğin o üç kelime, benim iyileşmeme yardım etti.” mesajı.
Günün bana ait olması yeterli oluyor.
Çoğu zaman sonuna şarkı eklemek için not yazdığım not grubu.
Güzeldi, son notu yazarken gözler hafif nemlendi, sonuna “one last goodbye” eklendi.
Güzeldi, son notu yazarken gözler hafif nemlendi, sonuna “one last goodbye” eklendi.
Stajyer doktor olmam.
Söylediğim her şeye her an dikkat etmem gerekir çünkü çevremdeki insanlar bana kırılır ve bunu bana söylerler. Üzgün zamanlarımda bile ağzımdan o üzüntüyle çıkan kelimeleri cımbızlayıp önüme koyup üzüntümü katlarlar. Bana çözülecek yeni bir sorun çıkarıp kendime olan nefretimi arttırırlar ama ben yapmam, onlara kırılırım ama söylemem, özellikle onlar üzgünken bana söyledikleri şeyleri alttan alırım ama onlar yapmazlar çünkü onlar kadar kırılgan olabileceğimi fark etmezler. Yalnızım ve gitmek istiyorum dediğimde “Ayrılmayalım.” der ve üzülürler ya da öyleymiş gibi yaparlar. Sizi seviyorum ama sizinle yaşamak çok zor, insanlar çok zor ve ben çok yoruldum.
Aynı şeyleri düşünüp hissettiğim bi anda bu entry'yi görmem beni bilmem kaç yerimden bıçakladı
🫂🫂🫂
Ben bunu üç senedir hiç yapamadım ya, dersleri anlamıyorum galiba ya da o kadar hızlı çalışmak zorunda kalıyorum ki kendime entegre edemiyorum.
İnanır mısınız ben de bu 3 senedir yapamadım bunu benimkinin sebebi malum..
D3 finali ebu cehil falan olurdu da tüm tıp fakültesi için bir şey bulamadım.
Ebu cehil gayet merhametli
Patosuz hâline diyebiliriz belki 😭
Benim için de farmakoloji... neyse mukadderat,göklerden gelen bir ahfhsfudh
Şey 👉🏻👈🏻 ben o dersi görmezden gelmeyi tercih ediyorum
Tabii,o da bir seçenek
Doğum yeri:Türkiye.
Evet. Yine bir sınav ve yine insanların sevgili okulumuzun yaptığı berbat sistem yüzünden bir sürü boşunun gözükmesine karşılık “mazerete girin” önerisi. Aynısı finalde olursa ne olacak? “Büte girin.” Peki, bütte olursa? Buna bir çözümünüz var mı merak ediyorum. Aaa şey olabilir “Yatay geçiş yapın.”
Bir erkeğin görüşüne karşılık bir görüş sunduğunuzda karşınızdaki erkeğin size “ben sana bakmam o yüzden bana karşı çıkıyorsun” imâsında bulunması, aklınca sizi alt ettiğini düşünmesini de içerir. Eskiden böyle şeylere çok sinirlenirdim ve aksini ispatlamaya çalışırdım ama artık umrumda olmuyor ve tartışmaya girmiyorum. Tartışmak için iki tane beyin gerekiyor çünkü, sadece bende olması yetmiyor.
ALNIMA YAZIP GEZMEK İSTİYORUM 🧠
Sabahtan akşama kadar türk kadını şöyle kötü şöyle çirkin temalı bin beş yüz tane entry giren incellerle dolu yer.
2015'ten beri okuyorum ama son bir iki yılda bu tür başlıklar uçuşa geçti. Bir rahat mı bıraksanız bizi, yaşamımız yeterince zor çünkü.
2015'ten beri okuyorum ama son bir iki yılda bu tür başlıklar uçuşa geçti. Bir rahat mı bıraksanız bizi, yaşamımız yeterince zor çünkü.
Beni bazen öğrenci sayıp bazen saymıyorlar, ben de artık hangi tarifeye göre para vereceğimi anlayamadığım için çözümü para vermemekte buldum.
İndirimde diye evde varken yumuşatıcı aldığım an.
Evlenilecek kızsın he
Seninle olursa hayır demem 👉🏻👈🏻
Eğer bir gün dışarı çıktığınızda bile birkaç gün kafa dinlemeye ihtiyaç duyan biriyseniz, kabustur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?