Özellikle gütfsözlükte yapmayı tercih etmediğim bir durum. Çünkü araya kişilik, hayata bakış gibi başka şeyler girince entryleri ister istemez bir beklenti ve önyargı ile okuyacağımı biliyorum - kendimi tanıyorum. Bu yüzden odaklandığım tek şey hangi konu hakkında ne denilmiş, ben bu yazandan kendime nasıl pay çıkarırım? Benimle bu konuda aynı düşünen var mı? Bu kadar.
tam sizin gibi yapıyorum sayın kaira. ama bazen ilginç bir şekilde zihnimde özellikler beliriyor. mesela, gerçekten nedendir bilinmez, mdblue'nun saçlarının kıvırcık olduğunu hissediyorum. Fiziksel özelliklerle ilgili hislerim var 3-4 yazarla ilgili. Gerisi meçhul :)
Aslında şöyle bir düşününce kulağa ilginç geliyor ama dediğim gibi kendimi tanıyorum. Eğer bir kere düşünmeye başlarsam bir daha yargısız okuyamam entryleri. Bu da benim kötü yanım işte sayın elegantmoon:)
Dünya saçması yökdil sınavı var. Hayır, ben zorunda mıyım yabancı dil bilip bilmediğimi ispat edeyim? Sen benim akademik bilgime bak, dil bir şekilde hallolur.
Edit: aaf be mine'ı yökdil yüzünden kaçırdığım için mutsuzum.
başarılar sayın kaira, hiç yoktan şöyle bir farkındalık yaratmış olayım. elbette hocalarımızın bilgisi konusunda hiçbir sorunumuz olmamasıyla birlikte yabancı dilde aktarırlarken genel olarak sorun yaşıyoruz. dil bir şekilde hallolur mantığı tam olarak burada sorun yaratıyor. edilgen yapılar, kompleks cümleler zaten aramıyoruz ama basit kalıplaşmış cümleleri, belirtilecek anlama gelen kelimeleri doğru kullansalar ciddi anlamda çok daha rahat bi eğitim süreci geçirirdik ingilizce öğrencileri olarak. ha derseniz ki bu sınav bunu ne kadar ölçüyor orası ciddi bir muamma ama ihtiyaç duyulduğu takdirde öğretim üyelerinin ingilizce eğitim vermesi gerektiğini göz önünde bulundurursak buna yeterli olduklarını belirleyen bir sistem olmalı. bir de son olarak doçentlik profesörlük anlamında konuştuğumuzda da ülkemizde bu konumda bulunan bir insanın evrensel bir dilde iletişim kuramıyor olması, uluslarası manada ciddi bir prestij kaybı olur.
Sayın prime, öncelikle teşekkür ederim. İngilizcenin evrensel bir dil olduğunu ve bilim yapmak istiyorsak bu dile hakim olmamız gerektiğinin farkındayım aslında. Benim derdim bu işleyişle ilgili. Bir heyet kursunlar, geçelim karşılıklı İngilizce konuşalım. Bana desinler ki şu klasikleri oku ve kompozisyon yaz. Ona da tamamım. Ama tusa girmek, doçent olmak için gereken İngilizce düzeyini böyle saçma test sorularıyla belirlenebileceğine kimse ikna edemez beni. Zaten bahsettiğiniz zorluğu derslerde yaşamanızın sebebi de bu dil sınavlarının test olması yüzünden. Kimse gerçekten prestijimizi kurtaralım diye bizi sınav yapmıyor, aksine bir gelir kapısı olarak görüyorlar ve bu çok sinir bozucu. Umut ediyorum ki ne demek istediğimi iyi bir şekilde ifade edebilmişimdir.
Evet evet çok iyi ifade ettiniz sayın kaira, zaten dediğim gibi bu sınav bunu ne kadar ölçüyor orası muamma. İsim vermeden de bir örnek vereyim. Bir Anabilim Dalı branşı hocamız normalde İngilizce eğitim veren fakültelere giriş için yökdil sınavı zorunluluğu olmasına rağmen (yani İngilizce biliyor olması gerekmesine rağmen) derslerde Türkçe anlatım yapıyor İngilizce bilmediği için. Yabancı öğrenciler için de slaytlardan sorumlusunuz başka yerden soru almayacağım diyor. Hocaya şunu sormak isterdim "Sizce bu ne kadar etik?" Sözünü ettiğiniz heyet gibi bir sistem yapılmış olsaydı keşke.
Gelecekten beklentim şu sayın prime, şu an öğrenci olarak yökdilde olduğu gibi bazı konulardaki eksiklerin ve hataların farkına varıyoruz, gelecekte bir gün bunları düzeltecek konuma erişebilmeyi ve en azından bu sistem için elimden yapmayı istiyorum. 1970li yıllarda bir profesör olmak için en az 2 yabancı dil bilmek gerekiyorken şu an test sınavlarından alınan 65in 70in geçerliliği beni nasıl çıldırtıyorsa bu şekilde akademik hayatta baltalanıp standardı düşürülen her şeye el atmak ve iyileştirmek istiyorum.
düşüncenizin güzelliği karşısında saygıyla eğiliyorum gerçekten. eksikleri görüp bu ülkeyi terk etmeye çalışan insanlar olmaktansa bir şeyleri düzeltmeye çalışan bir insan olmanız çok güzel. umarım dediğiniz gibi yerlere gelip cidden gerekli müdaheleleri yapabiliriz. :)
Öncelikle çok teşekkürler :)) burası benim ülkem sayın prime, elbette gerekiyorsa yurtdışı eğitimi de almalıyım ama insanın doğup büyüdüğü topraklara en azından vefa borcu olduğunu düşünüyorum. Bazıları aksini iddia etse de ben bizim nesilden yana çok umutluyum. Arada çürük elmalar elbette var ancak bu bir engel değil. Sizin benim gibi bir şeylerin yeterince iyi olmadığını fark edenler olduğu sürece pekala da her şeyin üstesinden gelebiliriz, buna inanıyorum :))
Buna net bir cevap veremem galiba. Çünkü bazı günler kendime bile tahammül edemiyorum, kaldı ki başkalarının sorunlarını dinleyeyim. Öyle zamanlarda köşe bucak kaçıyorum insanlardan. Ancak bazı günlerde de Güzin abla gibi her önüme geleni dinliyor, dertlerine onlarla bir çözüm arıyorum. Eksilerim artılarımı götürdüğü için bu konuda arafta kaldığımı söylesem çok da yanlış olmaz bence..
Güney Kore dramaları izlemeyi severim. Belki aranızda benim gibi Kdrama izlemeyi sevenler de vardır ve şimdi söyleyeceğim şeye de aşina olduklarına inanıyorum. Düğün fotoğrafları! Kdramalarda gördüğüm gelin&damat fotoğrafları kadar sade, basit ama kaliteli ve şık başka bir şey daha gördüğümü hatırlamıyorum. İnanılmazlar!
Zaman zaman kendi evime çıkmak istesem de ne mutlu bana ki ben aile evinin kanserojen olduğunu düşünmüyorum ve bu hayatımı çok kolaylaştırıyor. Yine de pek çok arkadaşımın bundan dert yandığına şahit oldum. Yazarların da bu konu hakkındaki düşüncelerini çok merak ediyorum.
Panik atak sebebi. Elimin ayarı asla olmadığı için yıllardır hep yarım bardak su dolduruyorum, hepsini doldurmak isterim de mutfağı sel götürür diye korkuma...
Ankara'da bu isme sahip o kadar çok park var ki isim kıtlığı mı yaşanıyordu yoksa eltisini kıskanıp çocuğuna eşinin kardeşinin çocuğunun adını sonuna can/han/su vs ekleyerek aynı adı koyan kadının kafasını mı yaşıyorlardı emin olamadım. Neticede parktır, ağaçtır, yeşildir, iyidir. Severim.
Birlikte başlayalım diye kardeşimi 2 sene bekledikten sonra 1 haftalık sınav dönemimde kardeşimin binge watch yapıp tüm sezonları bitirdiğini öğrenmem ve sonrasında izlemeye elimin varmadığı ABD yapımı komedi dizisi.
Kullanılan kahkaha efektlerinde gülen insanların bir kısmının ölü olması ve ölen birinin kahkahalarını dinlemek biraz "creepy" geliyor ve gülüp gevşemek yerine geriliyorum.
dolar kurunun çok düşük olmasının olumsuz etkileri de var sayın kaira, en basitinden bir nike tişört 35 ₺ tüketici 30 ₺'lik yerli markayı mı yoksa nike'ı mı seçer? bu en basit örneğinden biri, çok daha kompleks ve önemli durumlar da var tabi. umarım dolar kurunun daha normal, insanımızın da daha bilinçli olduğu günleri görürürüz diyip eklemiş olayım.
Hayır sayın ruhsuz, benim için önemli ve fakülte dışı bir tarih. Düşündükçe dudak kenarlarımın kulaklarıma olan mesafesi logaritmik olarak kısalıyor, öyle diyeyim.
Bazı kesimlerce hobi bazı kesimlerce hayat tarzı kabul edilen biraz yetenek bolca alıştırma gerektiren aktivite. Ben hiç nasibimi almadım. O kadar sabırlı ve istikrarlı bir insan olmamamla yeteneğimin olmamasının mükemmel bir birleşimi olarak hiçbir enstrüman çalmıyorum ama her türlü müzik aletini dinlemeyi severim. Ee, birileri de seyirci olmalı değil mi??
"Neden kaira sürücü olarak trafikte yer almıyor?" başlıklı on yüz bin milyon maddelik listenin güzide bir maddesi olur kendileri. İdiopatiktir. Tedavisi yoktur. Böyle davranış sergileyen bireyler derhal trafikten uzaklaştırılmalıdır.
İnsanlar ne der diye değil de ailem ne der durumu daha bir can sıkıntısı veriyor. İnsanlara duvarlar örerim, kapıları kapatırım, bir şekilde soyutlarım ama ailemi nasıl yok sayayım??
Kıskançlık dozunda güzeldir. Partnerinin hayatını kısıtlamadan zorlaştırmadan belki tatlı küçük atışmalarla katlanılabilir. Ama başlı başına sevginin göstergesi ya da olmazsa olmazı değildir. Elbette kişilerin bir ilişkide ne aradığı önemli ama sırf "bana sahip çıksın, beni kıskansın" duygusunu taşımak ve aşkın değerini böyle ölçmenin sağlıksız olduğunu düşünüyorum. Böylesine ilkel bir duyguyu taşımamak güç hatta imkansız olabilir ama önemli olan bununla nasıl başa çıkıldığıdır.
Sıkça yaptığım bir şey, hafızayı zayıflattığına dair bir sürü şey söyleyen en yakın arkadaşıma inat hala sahip olduğum bir alışkanlık. Şimdilerde eş zamanlı 7, yanlış hatırlamıyorsam, kitap okuyorum ve hepsine de bayılıyorum.
Öncelikle şunu hatırlayın, ben bildiğiniz tanıdığınız Kaira'yım hala 😇
aşkım minik kraliçem seni çok seviyorum ben de benimle.. ahh... benimle.. benimle evlenir misin hıı ne diyosun sen lan? ohaaa hayır olamaz asla Neden? İçip içip döversin yuh kızım ben alkol kullanmam ki döversem de adam değilim inanamam ki hayki yalancı mıyım ben sanki lan sen kahveden çıkmazsın okey tavla bilmem öğrenirsem senle oynarım yok aman dur orda kalsın kumar da vardır şimdi sende asla korkma benim çok ta param yok zaten altı üstü derdim saadet olmaz aşkım biraz sabret ben bu yaşta biraz taze sayılırım gelir ben de kapının önüne anırırım hayvan şarap içer pis kokarsın tipinden de belli zaten sen bi psikopatsın tamam kabul var birazcık ama ellerinde uslanırım damlam yarın seni de istetirim anamla git konuş babanla aman başım belada deli misin sen oğlum öldürürler hem de ben zaten özgürüm ben hiç bi şeyden anlamam ki çamaşır bulaşık elim ayağıma dolaşır korkma bebeğim elime her bi iş yakışır hem dikiş nakış da biliyorum sana bi şey bırakmam ıyy kurufasülye pilavı yaptırıp yanına soğanı kırıyım dersen elimin tersini yersin suratı, mersi de dersin, ben mersin kızıyım abi git başımdan yaa Ah yeter ulan evleneceksin benimle yarim kalmadı halim kalbim yanlız sana talip bana bağrıp durma çarparım ağzının ortasına ühüüü şimdiden başladı yaa affet bebeğim kendimi kaybettim birden bire bendeki şiddet dilden gelir ama elden gelmez hı tabi tabi o zaman isteklerimi sayıyorum yatlar katlar beetler feetler miclar mixer lan, şimdi bu kız benden klip isterse isterim tabiki sersem o zaman çekelim dersem kabul eder misin söyle bana evet mi hayır mı ı ı hayır hayır hayır hayır Ne olur evet dee.. Ne olur evet de........
Sözlüğe böyle bir entry eklemek istemezdim ama acı gerçekler...
Edit: daha saçma bir şey ezberlemediğim için pardon🥴
Günümüzde fazlaca anlam daralmasına maruz bırakıldığını düşündüğüm, üç harfli bir kelime. Bir kişi işine aşık olabilir, evcil hayvanına aşık olabilir, ailesine aşık olabilir, saksıdaki sukulentlere aşık olabilir... Bunu sadece iki insana indirgemek, başta benim yaptığım, büyük bir hatadır.