confessions

margauerite gautier

1. nesil Yazar - Yazar -

  1. toplam entry 89
  2. takipçi 25
  3. puan 7900

müteahhit

margauerite gautier
Başlıkla ne kadar ilgisi var bilmiyorum ama Buldukları irili ufaklı her araziye bir bina diktiklerinden olsa gerek, aklıma çarpık kentleşmeyi getiren meslek.
Türkiye'nin silüetini beğenmiyorum, uygarlığın başladığı bu topraklara bu şehirleşme hiç yakışmıyor. Ayrıca küçük bir ilçede yaşamama rağmen sürekli inşaat, gürültü, toz var buralarda yine bu mesleğin yüzünden. Bunların hepsi gün içinde yaşadığımız diğer şeylerle beraber birikerek ruh halimizi olumsuz etkileyen durumlar.
Keşke Her belediyenin; sorumlu olduğu yerleşim biriminin tarihine, doğasına, kültürüne uygun birkaç mimari tasarımı olsa ve keşke yeni bina yapılmak istendiğinde bu tasarımları kullanmak zorunlu tutulsa.
Avrupa'da en sıradan şehirlerin bile binaları, mimarisi, sıradan insanların yaşadığı sıradan apartmanları bile ne kadar güzelken Avrupa'nın en büyük şehri olan İstanbul'daki estetik fakiri yapılardan utanmamız gerekiyor.
Milano gibi Avrupa'nın küçük bir kentinde bile Starbucks gibi dev bir firma ufacık bir şube açabilmek için 2 sene beklemiş. Yine Milano'da Binaların dışı, sahipleri tarafından boyanmak istenirse bir ton resmi işlemle uğraşmaları uzun süre beklemeleri gerekiyor çünkü şehrin silüetini kimsenin bozmasını istemiyorlar. Çünkü adamlar kendilerinden önce orada yaşayıp o şehre bir kültür kazandırmış olan atalarına saygı duyuyorlar.
New York'un bile yeşil alan oranı İstanbul'dan yüksek olabilir mi ya?
Bir de üniversiteler var tabii. Abd gibi, türk tarihinin yanında tarihi kısacık kalacak olan bir ülkenin üniversiteleri bile muhteşem görünüyor. Doğruya doğru, Bizim de son 30-40 seneden önce yapılmış üniversite binalarımız (Gazi Üniversitesi rektörlük binası, İstanbul üniversitesi, ytü vs) gerçekten çok güzeller ama peki ya sonradan kurulan fakültelerin binaları...
Üniversite bir kültürdür ve apartman gibi fakülte binaları o kültürü ne kadar yansıtabilir ya da temsil edebilir? Mesela gazi üniversitesi gibi bir üniversitenin en önemli fakültelerinden biri olan fakültemiz gerçekten o binayı ve o kampüsü mü hak ediyor?
Sanatı günlük hayata uygulamanın, halka ulaştırmanın en kolay yoludur mimari belki de. Her gün girip çıktığımız, pencereden bakınca gördüğümüz tüm o apartmanlar, değersiz beton yığınları olmak yerine üzerlerinde az çok sanatsal esintiler taşısalardı fena mı olurdu? İnsanlarımızın hayata bakış açısı bile değişirdi, güzelleşirdi diye düşünüyorum.
2
armut armut
Her belediyeye bağlı çevre ve şehircilik, imar birimleri oluyor. Ancak bu birimlerin ne kadar ve nasıl çalıştığı ortada.
margauerite gautier margauerite gautier
Maalesef 😢

yörenize ait yaygın söyleyişler bırakın

margauerite gautier
Patatese kartopu, fasulyeye lobya, ahududuya jol diyoruz😀
Orada hiç yaşamadım. Birkaç yılda bir sadece birkaç hafta için ziyaret edebilme şansım oluyor, o yüzden başlarda bu farklı kelimeleri çok garipsiyordum ama ahududu yerine jol demek o kadar pratik ki memleketime gittiğim an direkt bu yöresel söyleyişlere geçiş yapıyorum :)
Ekleme: böğütlene de kara jol diyoruz😄
Son bir ekleme: kartopunun rusça kartoffel kelimesinden bize geçtiği ve kartopu şeklinde türkçeleştiği düşünülüyor çünkü yakın illerde de kartol/kartop/kartof gibi benzer kelimeler kullanılıyor. Ama çevre illerden farklı olarak bizim yörenin patatesi yuvarlak, küçük ve içi neredeyse beyaz kabul edilebilecek kadar açık renkte olduğu için patatesi kartopuna benzeten yöre insanı rusça patates anlamına gelen kelimeyi zamanla kartopuna çevirmişler diye düşünüyorum.

büyüdükçe damak tadının değişmesi

margauerite gautier
Benimle ilgili değişmeyen tek şey damak tadım sanırım. Domates, patlıcan, soğan, sarımsak, pırasa, kabak ve karnabaharı kendimi bildim bileli yemiyorum. Bazen yemeğin içinde göremeyip yanlışlıkla yediğim olursa da midem çok fazla bulanıyor.
Damak tadımın değişmesini çok isterdim çünkü böyle yaşamak gerçekten zor. Yemek sipariş ederken her defasında özellikle not yazmak gerekiyor, annemin yaptığı yemeklerden soğanları özenle ayırmam gerekiyor vs.
Yorucu bir yemek alışkanlığım var ne yazık ki :(

bir sorum vaarr

margauerite gautier
Dönem 3 finali için s. Yılmaz notu ne kadar yeterli olur sevgili yazarlar? Aynı zamanda başka özet notum olmadığı için kardiyoloji ve gis komitelerinin tekrar sınavlarına da bu nottan hazırlanmam gerekiyor. Bu notu kullanmış olan üst dönemlerim varsa yardımcı olabilirler mi🙂
7
mdvociferous mdvociferous
Avicennanın drive linkinde bu notun pdfi yok, onu nereden bulabilirim acaba
margauerite gautier margauerite gautier
Ben star kırtasiye'den aldım, büyük ihtimalle akademi kırtasiye'de de vardır. El yazısıyla yazılmış olduğu için pdf hali yok maalesef, kırtasiyeden almanız gerekiyor
mdvociferous mdvociferous
Teşekkür ederim, iyi çalışmalar
margauerite gautier margauerite gautier
Rica ederim, size de:)
mdblue mdblue
Önemli noktalar vardı genel olarak içinde. Ama eksikleri çok tabii. Eğer hiç kendi notlarınızdan yetiştirme şansınız yoksa bir şans verebilirsiniz bence. Ben bir kısmını çalışmıştım.
Hepsini hızlıca bir okuyup konuları hatırlarsınız, vakit kalırsa da kendi notlarınızdan eksiklerinizi tamamlayabilirsiniz. ;)
margauerite gautier margauerite gautier
Çok teşekkür ederim sayın mdblue:)
mdblue mdblue
Ne demek ;)

rahim ağzı kanseri aşısı

margauerite gautier
Bu senenin başlarında, malum komite sayesinde haberdar olduğum aşı.
Tıp fakültesine başlamadan önce de tıbbi genel kültür düzeyim çok çok düşüktü. Kaval kemiği, uyluk, baldır vs bunların hiçbirini bilmezdim ki hala pek iyi bildiğim söylenemez. Belki hpv aşısı halk tarafından az çok biliniyordur ama ben yine tıbbi genel kültürümün düşüklüğü sebebiyle dönem 3'e kadar bu aşı hakkında hiçbir şey bilmiyordum. Bu senenin başlarında 1. Komite sırasında kendisinden haberdar oldum ve gerçekten beni hayrete düşürdü böyle bir şeyin icat edilebilmiş olması. Yani elimizde bir aşı var ve kanseri önlüyor. Kanser aşısı, sihir gibi bir şey!
Keşke "kansere çare bulundu" şeklindeki yalan ve önemsiz çalışmalara dair manşetleri sayfalarından eksik etmeyip, kendisi veya bir sevdiği kanser tedavisi görmekte olan insanları acımasızca umutlandırmaktan utanmayan gazeteler bu aşıyı biraz daha öne çıkarsalar da daha fazla kişi bu aşıdan haberdar olsa.


okulun bir bitmemesi

margauerite gautier
Gerçekten bitmiyor. Okulu kazandığımı öğrendiğim ve okulumun ismini herkese gururla söylediğim yaz tatili ve dönem 1'in anatomisiz cicim ayları dışında "gazi tıp'ta okuyorum" cümlesini hep acının tatlı tebessümüyle ve aklımdan "ya bu yıl sınıfta kalırsam" düşüncelerini geçirerek dile getirdim.
Zaten Türkiye'nin en zor bölümlerinden birinin eğitimini, alanının en köklü dolayısıyla da en zor okullarından birinde alıyor olmak yeterince zorlayıcı değilmiş gibi bir de programımıza dörder beşer komiteler eklendi ki benim gibi stresli insanlar için her bir komite insanın ömründen ömür götürür.
Diyelim ki örnek bir öğrenci gibi davranıp, komite notlarını kelimesi kelimesine ezberledik. Sınavda elektrik veya İnternet kesintisi yaşanırsa tüm emek çöpe gidecek. Yüz yüze sınav olurken en azından emeğimiz garanti altına alınmış oluyordu ama şu an bizimle hiçbir alakası olmayan parametreler sebebiyle tüm emeğimiz çöpe gidebilir. Mazeret sınavı seçeneği olmasına rağmen çöpe gidebilir diyorum çünkü hepimiz biliyoruz ki komiteler gibi, finallerin aksine, detayların sorgulandığı sınavlarda yakın hafıza çok önemlidir. Mazeret sınavına hazırlanmak için ayırabileceğimiz süre asla esas komite sınavına ayırdığımız süre kadar olamayacak.
Üstelik bu yıpratıcı süreç o kadar uzun bir zaman dilimine yayılmış ki stressiz geçirebileceğimiz sadece 2 ayımız olacak çünkü Temmuzda hala ders çalışıyor olacağız. Tıpkı Geçen sene de olduğu gibi...
Biraz içimi dökmek istedim, tekrar komitelerimiz başladı ve bir yere çalışırken aklım henüz çalışmadığım diğer konularda oluyor.
dilerim bu yılı en az hasarla atlatabiliriz sevgili yazar dostlarım :(
3
rakuncu rakuncu
Böyle diyince "doktor olacaksınız aşın bunları" diyorlar :)
Yapamadıkları işlerin faturasını öğrenciye kesiyorlar ne yapalım, bu da bir başka mobbingdir belki
ruhsuz ruhsuz
Şşş deme öyle deme rakuncu. Yerin kulağı var😉😔
rakuncu rakuncu
(:(

tıpta söylenilmesi zor kelimeler

margauerite gautier
Malum, 1.5 senedir online eğitim görüyoruz ve haliyle 1.5 senedir hiçbir tıbbi terimi telaffuz etmem gerekmemişti. Sadece gözlerle okumak da, kelime ne kadar karmaşık ve uzun olursa olsun, basit hatta en fazla birkaç saniyelik iş. Ben de pek çoğumuz gibi 1,5 senedir tıbbi terimleri sadece içimden okuduğum için aslında bu kelimeleri sesli bir şekilde telaffuz etmenin zor olabileceğini hiç fark etmemiştim. Ta ki geçen günlerde pdö dersi için sesli bir sunum yapmamın gerektiği güne kadar...
Canlı derslerden farklı olarak sunum yaparken slayta yalnızca anahtar kelimeleri yazıp konunun detaylarını ezberden anlatma zorunluluğu olmaması uzaktan eğitimin tek güzel yanı diyebilirim. Ben de buna güvenerek sunum metnimi belirledikten sonra, konunun da kolay olması ve özel bir çalışma gerektirmemesi sebebiyle, bir defa bile sunumum için prova yapmadım. Sunumumu yaparken, daha doğrusu yapmaya çalışırken, bir de gördüm ki en basit hatta tıp için neredeyse bir bağlaç kadar sık kullanılan kelimeleri bile telaffuz ederken mutlaka en az bir hecede takılıyorum, nefesimi bir türlü doğru ayarlayamıyorum ve telaffuz ettiğim her 2 kelimeden birini tekrar edip düzeltmem gerekiyor :(
Varmak istediğim nokta şudur sayın yazarlar:
Eğer yeterince uzun bir süre boyunca konuşmayı bırakırsanız (örneğin 1,5 sene kadar) her kelimenin telaffuzu zordur.
Tüm bu zorluklar içinden en zorunu seçecek olursam da rastgele herhangi bir sistemin farmakolojisinde mutlaka en az bir tane görebileceğiniz ve telaffuzu ciddi efor isteyen ilaçlardan birini ya da dönem 1'lere ithafen "posttranslasyonel modifikasyon" terimini seçerdim sanırım.

bugün

margauerite gautier
Mavi gözlü bir adamın, bir vapura binip Samsun'a gitmesi koca bir ulusun kaderini değiştirdi.
Bu bayram ayrı bir değerli çünkü belki de cumhuriyet bayramımız da dahil olmak üzere tüm bayramlarımızı bugüne borçluyuz.
Bayramımız kutlu olsun🌸

son günlerdeki ruh haliniz

margauerite gautier
Sinirli.
Yarın komitem var, bir süredir evdekilerin aktif oldukları saatlerle ders çalışma saatlerimin çakışmaması için 21.00-04.00 arasında uyuyorum. Aynı şekilde dün gece de erken kalkabilmek adına 21.00'de uyudum. Futbolu takip edenler sonrasını tahmin ederler sanırım. 23.00'te konvoyun iğrenç gürültüsüyle uyandım (futbolu takip etmediğim için en başta dışarıda adli birtakım olayların gerçekleştiğini düşünüp fazlasıyla korktum) ve tekrar uyuyabilmem fazlaca zaman aldı. Sadece 7 saatlik uyku hakkım vardı ve ben neden bu süreyi zerre kadar umrumda olmayan bir olay yüzünden kısaltmak zorunda kalıyorum? Bu kadarı gerçekten barbarlık.
Benim sorunum alt tarafı bir sınav, ama salgın hastalığın olduğu bir dönemde ağrılarının yol açtığı berbat histen kurtulabilmek için uyumayı zar zor başarabilmiş insanların varlığı ya da her zaman mümkün olan ama pandemi döneminde olmanın daha da yükselttiği hastaneye yetişmeye çalışan insanların yolun tıkanmış olduğu o saatlerde zarar görme olasılığı? Bu insanlar gerçekten, şehirdeki her bir insanın, bir taraftar güruhunun sevincinden haberdar olmak istediği fikrine nasıl ve nereden kapıldılar acaba? Belki de sadece gürültüyle sınırlı kaldığı için şükretmem gerekiyordur çünkü evleri kurşunlanan insanlar da var (bkz: bir sevinç göstergesi olarak havaya ateş açmak)
Hadi insan haklarına saygı duymayan ve medeniyetten bihaber insanlar olmalarını bir yere kadar anlıyorum ama sokağa çıkma yasağı var yahu. Yasağı da gizliden gizliye değil korna çalıp tüm şehre duyurarak ihlal ediyorlar. Bu nasıl bir anarşizm?

neye sahip olsanız hiç sıkılmazsınız

margauerite gautier
Çoğunlukla güneşli olan bir bölgede Kendime ait bir ada, adada büyük bir ev, sınırsız kitap-film-müzik, Arada değişiklik amacıyla farklı yerlere gidebilmem için de bir uçak pisti ve uçak.
Sanırım benim için bu gezegende bir insanın ulaşabileceği en üst seviye yaşam şekli bu:) o yüzden tüm bunlara sahip olabilecek veya belki de sahip olan ama hala hırsla çalışan insanları görünce çok şaşırıyorum. Ben olsam uçağımla ömrüm ve sağlığım izin verdiği sürece dünyayı gezer bunun haricinde de her daim yaz mevsimini yaşayan adamın keyfini sürerdim :)

ayran

margauerite gautier
Hazır gıdalara savaş açmış olan annem, bana kola yerine sulandırılmış pekmez içirdiği gibi (buna gerçekten çok uzun zaman inanmıştım) ayranı da evde yapar ve içine asla tuz koymazdı. Gerçek ayranla tanışmam ise anaokulunda bir öğle yemeği esnasında gerçekleşmiş ve alışık olmadığım için ayrandaki tuz aşırı derecede midemi bulandırmıştı ki 21 yaşımda hala tuzlu ayran içemiyorum. Marketlerde-lokantalarda kısaca Dışarıda satılan tüm ayranların tuzlu olması sebebiyle de ev dışında ayran içme şansım olmuyor ne yazık ki sevgili yazarlar :(
Sanırım Bu durumun en büyük dezavantajı döner+ayran ya da çiğ köfte+ayran gibi fix menülerden yeterince verim alamıyor olmak.

yazarları lise zamanına götüren şarkı

margauerite gautier
Lisedeyken Uzun bir süre meb'in İnternet sınırlaması nedeniyle sınıfın akıllı tahtasıyla youtube gibi müzik dinleyebileceğimiz platformları kullanabilme şansımız olmamıştı, okul saatleri içinde telefonlarımız da sınıfın telefon dolabında kilitli olduğu için dinleyebildiğimiz yegane müzikler bizden öncekilerin sınıfımızın akıllı tahtasında bıraktığı şarkılardı. Boshret kheir de tıpkı (bkz: rasputin) gibi onlardan biri. Tabii biz hareketli ve eğlenceli bir şarkı olduğu için dinliyorduk ama meğer 2014 mısır seçimleri için halkta oy kullanmaya yönelik farkındalık yaratmak amacıyla yapılmış bir şarkıymış:)

yazarların aynı gün doğdukları ünlüler

margauerite gautier
Wolfgang Amadeus mozart'ın babası leopold mozart, claude monet ve galler prensi charles.
Risk almak istiyorum, bakalım beni tanıyan yazarlar veya sözlük'ü takip eden arkadaşlarım var mıymış ;)
3
kaira kaira
Bu entry yi okurken zihnim;
Wolfgang>>Wolfgang Novogratz>>Patch Cipriano>>Hush Hush>>10 yıldır çıkmayan film
margauerite gautier margauerite gautier
Serbest çağrışımın sınırı yok sayın kaira ve bu sınırsızlık hep çok hoşuma gitti😊Hush hush'ı çok seviyordum ve filmini ben de çok bekledim, hatta o kadar uzun zaman bekledim ki patch dışında kitaba dair hiçbir şey hatırlayamıyorum artık😔 belki bu yaz, uzun yılların ardından, seriyi tekrar okurum. Lisede ilk okuduğumda çok güzel zaman geçirdiğimi hatırlıyorum, bence eğlenceli olacak😀
kaira kaira
Wolfgang Novogratz açıklama yapana dek ben ümidimi tamamen kesmiştim filmden ama sonuç yine hayal kırıklığı 😞 madem çekmeyeceksiniz niye oyunculara basın açıklaması yaptırıyorsunuz... Bu arada benim de ortaokulda iken bayıla bayıla okuduğum bi seriydi. Gerçekten sürükleyen bi olay örgüsü var:))

tam kapanma

margauerite gautier
Çok bunaldım artık, normalde ayda en fazla 2-3 gün yakın arkadaşlarımla buluşup dışarı çıkan asosyal bir insan olmama, en sevdiğim etkinliğin evde tek başıma kitap-film gibi şeylerle ilgilenmek olmasına rağmen eski ve normal hayatımı çok özlüyorum.
Bilmiyorum, 1 ay gerekirse çin'in başlarda yaptığı gibi apartman kapıları dıştan kilitlense, devlet görevlileri tarafından haftada 1 gün makarna-ekmek-yumurta gibi ucuz ve doyurucu gıdalar (abd 2,4 trilyon +900 milyar dolarlık korona yardım paketleri açıklamıştı, türkiye de abd gibi büyük çaplı olmasa bile lükse kaçmayan bu gıdaları en azından yardıma ihtiyacı olan kişiler için karşılayabilir diye düşünüyorum) bırakılıp sonra tekrar apartman kilitlense ve bu kilitleri de sadece acil durumlar ya da aşılama için ambulansla gelen sağlık ekipleri ve haftada bir gün gıda bırakmaya gelen devlet görevlileri açabilse...
1 ayın sonunda en kötü ihtimalle günlük 1000 vakaya düşmüş oluruz, sonra da yurtdışı uçuşlarına sıkı denetimler getirilir ve başarılı olursak pek çok ülke için "güvenli tatil" bölgesi olarak ilan ediliriz; önlemlerle geçen bu 1 ayda yaşayacağımız ekonomik dezavantajlar da pcr şartlı turizm etkinlikleri sayesinde fazlasıyla telafi edilmiş olur.
Biliyorum, fazla radikal ve insan hakları ihlali olarak kabul edilebilecek bir öneri ama 1 yıldır neler yaşıyor olduğumuz ve pek çok bilim insanına göre yıllarca da yaşamaya devam edeceğimiz düşünülürse sadece 1 ay için alınacak radikal önlemler maskeyle bile olsa bize normal hayatımızı geri verecektir diye düşünüyorum.
4
objector objector
Aşılama gerçekleşmeden ne yapsak bir yere kadar, 1 ay sonra azalan vakalar tekrar artmaya başlayacak, kısır bir döngü.
margauerite gautier margauerite gautier
Çok haklısınız sayın objector. Mesela aşılamada çok yüksek oranlara ulaşan İsrail'e imrenerek bakıyorum, açık havada maske zorunluluğunu kaldırmak da dahil olmak üzere kontrollü ve çok güzel bir şekilde normalleşiyorlar. Başka bir örnek olarak Yeni zelanda da geçenlerde 50 bin kişilik maske-mesafesiz konser düzenlenmişti. Dilerim yakın gelecekte biz de yüksek bir aşılanma oranına ulaşırız ve bu kabus bir an önce sona erer:(
objector objector
Maalesef durum bu
fahri muzdaribi fahri muzdaribi
Sanırım covid geçirmemişsiniz veya durumunuz ağırlaşmamış bu kanıya şurdan vardım biz ailecek geçirdiğimiz zaman vakalar çok uçuk sayılarda değildi ve bize herhangi bir şey olursa arayın diye 2-3 tane numara vermişlerdi ve tahmin edin noldu verdikler numaraların hepsini en az 10 ar kere aradık ve kimseye ulaşamadık en son işimizi 112 yi arayarak çözdük her neyse tamam bunda sıkıntı yok. Asıl komik olan şey devletin durumu ağırlaşan babamı içi covid dolu bir servis aracıyla alıp götürmesi oldu sizce bunu yapmasını beceremeyen bir devletin gücü halkını doyurmaya yeter mi?

rasputin

margauerite gautier

Lisede bir arkadaşım, her teneffüs akıllı tahtada şu versiyonunu açardı ve sınıfça sürekli bunu dinlerdik:)
Güzel günlerdi
Edit: 0.22'den itibaren katibim türküsünün melodisiyle çok benzemiyorlar mı?
6
mdblue mdblue
Aynısııı :))
margauerite gautier margauerite gautier
katibim'den nasıl haberleri oldu ve ondan ilham almaya karar verdiler acaba🤔 bu gece de ders çalışmak yerine araştırmakla meşgul olacağım konuyu buldum😀😀
mdblue mdblue
Ahahha belki de biz almışızdır bu açıdan da araştırmanı öneririm 🤣
mdblue mdblue
Dersten daha önemli bir konu bence ;)
margauerite gautier margauerite gautier
Yapacağım derin araştırmaların ardından eğer güvenilir verilere ulaşabilirsem bu entry'mi editleme yoluyla bir basın açıklamasında bulunacak ve araştırmalarımın sonucunu tüm gütfsözlük ahalisiyle paylaşacağım😂😂😂
mdblue mdblue
Sabırla bekliyor olacağız. Şimdiden çok teşekkür ederiz :) kıymetli vaktinizi böyle önemli bir konuya ayırdığınız için 🤣

yabancı dilde eğitim

margauerite gautier
1.sınıfta, hiç alakamın olmadığı bir bölümü direkt ingilizce öğrenmeye başlasaydım o zaman gerçekten çok zorlanırdım ama En azından tıp için, tıbbi terimlere genel anlamda hakimiyetin sağlandığı 2-3.sınıflardan sonra ingilizce eğitimin Türkçesinden çok da farklı bir zorluk içermediği kanısındayım.
Çünkü Türkçe tıp eğitiminde de İngilizce-latince-fransızca karışımı oldukça tuhaf, kimi zaman da söz konusu terimleri birebir karşılayan Türkçe sözcükler olmasına rağmen gereksizce ingilizceleştirilmiş kelimeler içeren bir dil kullanıyor olduğumuz göz önünde bulundurulursa (örneğin seçici geçirgenlik yerine selektif permeabilite terimini kullanmaya gerçekten gerek var mı? Yine bir başka örnek olarak, Isı yerine temperatur şeklinde bir kelimenin kullanıldığını görüyorum ne yazık ki) ingilizce tıp eğitiminde kullanılan text-book ve ders notlarında Türkçe tıp eğitiminden farklı olarak geriye sadece cümlelerin yüklemleri kalıyor. Fakat türkçe tıp eğitimi gerçekten türkçe olsaydı (burada, bilimde hatırı sayılır söz sahibi olmayı başaramamış ülkelerin yaşadığı zorluklara küçük bir örneği de görmüş oluyoruz) o zaman ingilizce tıp türkçe tıptan bariz bir şekilde zor, hatta çok zor olurdu.

kitap karakterine aşık olmak

margauerite gautier
Özellikle Lisedeyken en sevdiğim aktivitelerden biriydi. Karaktere aşık olmamın yanında bir de baş kadın karakterle kendimi aşırı özdeşleştirmek gibi bir huyum vardı. "Aşırı" ifadesiyle kastettiğim şey şu; kitabı okumaya devam etmeden önce, eğer boş vaktimin çok olduğu bir zaman dilimindeysem, kadın karakterin görünümünü taklit etmeye çalışırdım. Mesela kitapta sürekli kadın karakterin saçının buklelerinden bahsediliyorsa ertesi gün kitabı okumaya başlamadan önce saçıma maşa yapardım, kadın karakter ne renk kıyafet giydiyse ben de o günkü kıyafetlerimin küçücük ve önemsiz bir detayında da olsa o rengi mutlaka kullanırdım vs.
kitap karakterlerine aşık olma alışkanlığım devam etse de kadın karakterle kendimi abartılı ölçüde özdeşleştirme alışkanlığım artık sona erdi:) Sanırım tuhaf bir ergenlik dönemi yaşamışım sayın yazarlar.
3
selektor yapan yildiz selektor yapan yildiz
Kitap karakterinden isim seçmeniz önceki alışkanlığınızla bağlantılı mı sayın gautier? Yanlış hatırlamıyorsam bir karakter ismi diye yazmıştınız daha önce.
margauerite gautier margauerite gautier
Çok haklısınız ve dikkatlisiniz sayın selektor yapan yildiz :) kitap okumaya başlayınca neredeyse kitabı bitirene kadar kitabın başından kalkamadığım için kitap okuduğum dönemler kendi hayatımdan çok kitaptaki karakterlerin hayatını yaşıyor gibi hissediyorum. Hayatlarına bu kadar yoğun ve hızlı bir şekilde dahil olduğum karakterler de gütfsözlük dahil, hayatımın her alanında bir şekilde kendilerini açığa çıkarıyorlar:)
selektor yapan yildiz selektor yapan yildiz
Bence güzel olay valla

yorumlaşmak

margauerite gautier
Cevap alamayınca yaşadığım hafif burukluk dışında gütfsözlük'teki en sevdiğim aktivitelerden biri😿
5
mdblue mdblue
Benim de ;)
margauerite gautier margauerite gautier
Dünya bizim gibi hassas kalpler için çok zor bir yer :)
mdblue mdblue
Kırılmaktan yorulan kalplerimizin sesi daha gür çıkıyor ama ;) üf ne söz ama ben buldum 🤪
margauerite gautier margauerite gautier
Bayıldım bu cümleye sayın mdblue, bundan sonra kalbimi kıranlara karşı duruşum bu cümle olacak😀😊
mdblue mdblue
:)) işte buu!

esra erol müge anlı tayfası

margauerite gautier
Geçtiğimiz günlerde yufkacıya kaçan eltiler vakası sosyal medyada gündem olup da dikkatimi fazlaca çektiği için ilgili bölümü seyrettim ve fantastik esra erol evrenine bu şekilde dahil olmuş oldum. gerçekten hiç beklemeyeceğimiz tipteki insanların ne kadar ilginç hayatlarının olduğuna hayretler içinde tanık oldum.
Bahsettiğim olay hatırladığım kadarıyla tam 3 adet hamide duman adında kadın içeriyordu ve bu 3 hamide duman'dan 2 tanesi eşlerini çocuklarını bırakıp aynı yufkacıya kaçıyorlardı.
Kılık-kıyafetleriyle de toplumun görece gelenekçi kesiminden oldukları izlenimi uyandıran hamide dumanlara şaşkınlık içinde, cem Yılmaz'ın "hani marjinal bizdik" sözüyle seslenmek ve entry'mi burada noktalamak istiyorum sayın yazarlar :)

evde çiçek yetiştirmek

margauerite gautier
Eğer çiçek olarak kabul edilebilirse bir defa aloe vera bir defa da bonsai ağacı olmak üzere iki sefer denediğim ve iki seferde de başarısız olduğum eylem.
Aloe vera'yı yıllar önce babama bir arkadaşı hediye etmiş, babam da aloe vera tomurcuklandıkça onları farklı saksılara diker ve evimize gelen ya da evlerine gittiğimiz hemen herkese onları hediye eder. Ben Dönem 1'e başlayıp Ankara'ya gelince babam bana da bir saksıyla aloe vera vermişti. Başta iyi gidiyordum ama birkaç hafta sonra saksının içinde en az 6-7 tane küçücük salyangozları görünce midem bulandı, odama yayıldıklarını düşünerek günlerce derimin üzerinde bir şeyler hareket ediyormuş gibi hissettim ve ilk deneyimim bitkiyi çöpe atmakla sonlandı.
İkinci deneyimim ise karantina döneminde gerçekleşti. Babamdan bir bonsai istedim, bakımı kolay ve 3 günde sadece yarım çay bardağı suyla bile yetinebilecek kadar zahmetsiz bir bitki olduğu için yine başlarda iyi gidiyordum. Bu seferki sorun ise benim yaşam tarzımdan kaynaklanıyordu. Migren gibi fotofobiye sahip olmamı gerektirecek hiçbir sorunum yok ama ışığı sevmiyorum. Sabahları perdem kapalı akşamları ise sadece masa lambamın loş ışığında yaşıyorum. Tabii doğal olarak zavallı bonsai'min benim gibi bir insanın odasında fotosentez yapabilme şansı olmamış ve tüm yapraklarını dökmüştü. O yüzden bonsai'mi de odamdan çıkarıp güneş gören bir pencerenin önüne koymak zorunda kaldım ve ikinci denemem de bu şekilde başarısız oldu.
Bilemiyorum, belki de çiçek yetiştirmeye çalışmaktan vazgeçmeliyim:)

lise arkadaşlarıyla şimdiki ilişki durumu

margauerite gautier
En yakın dostum, liseden bir arkadaşım. Onun da ankara'da eğitim görüyor olmasının iletişimimizin kopmamasının en önemli sebebi olduğunu düşünüyorum.
Diğerleriyle pek sık görüşmüyoruz ama görüştüğümüz nadir zamanlarda da eski samimiyetimizi koruyabilmemizi, aradan sanki hiç zaman geçmemiş gibi hissetmeyi çok seviyorum.

matematik

margauerite gautier
Üniversite öncesinde 12 yıl boyunca pek çoğumuzun da olduğu gibi eğitim hayatımın merkezinde yer alan, hatta inek kabul edilebilecek bir öğrenci olduğum için hayatımın da merkezindeki şeylerden biri olan ders. Aynı zamanda müzik dinleyerek çalışabildiğim yegane ders olur kendileri.
12 senelik oldukça yakın bir beraberlikten sonra bir anda bırakınca kendimi biraz kötü hissetmiştim. Lisedeyken, üniversiteye başladığımda sırf zevk için geometri kitabı çözmeye devam etmeyi planlıyordum ama gütf sağ olsun okulun derslerine bile zar zor yetişebildiğim için bu planımı gerçekleştirebilmem hiç mümkün olmadı :(
2 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol