confessions

poyrazkarayel

1. nesil Yazar - Yazar -

  1. toplam entry 332
  2. takipçi 20
  3. puan 27663

metroda inenleri beklemeden binmeye çalışmak

poyrazkarayel
Oh ulan be saat 7.00'ye kurdum alarmı mermi gibi uyandım yemin ediyorum. Şimdi hızlı bir duş kahvaltı ve ver elini hastane.
Güzelce kahvaltı yapılır duş alınır püri pak olunur ve metroya binilir. Kulaklıkta hafif güzel bir müzik. Evet kendi müzik klibimi çekiyorum; karşıda oturan kızın var ya üff dibi düşüyor bana, bak bak nasıl kesiyor..

Bir sonraki istasyon 15 Temmuz- Milli İrade..

Evet tamamdır, kendine iyi bak güzellik çünkü bu çocuk hayat kurtarmaya gidiyor. Lab önlüğümü çantama asmıştım inşallah görmüştür de akşam rüyalarına girerim.

Ve kapılar açılırr. Sabriye teyzenin 14 yıldır kayıp olan kızı acaba stüdyomuzda mı dırırı dıt dırırı dın dırır.. Pardon bu vuslatlı bir TV programıydı galiba.

Kapılar açılır da o ne abi ya. Ulan etten duvar örmüşler. Ablacım lan dur hop çekilin lan ben inmeden nasıl bineceksin. Al lan beyinsiz seni. Ulan ne güzel erken uyandık güzel bir gün yaşayacağız stres sahibi olduk yine. Lan senin gibi kulaklığın da var ya. Öf be..

medeniyetsizlik göstergesi şeyler

poyrazkarayel
Öncelikle düğün.. normalde 1 birime yaptığı saçı gelin veya damat diye 8-10 birime yapan fırsatçı aşağılık insanlar. 150-200 hadi olsun 500 metre kare alanı ( belki daha fazladır bilemedim şimdi) 3 saatliğine kiralamak için binlerce çok binlerce lira isteyen şark kurnazları. Sen bize çeyrek takmıştın al sana çeyrek, bak bakalım Nebahat teyzenler ne takmışlar..

insanları mal gibi görüp şu kadar altın takı vereceksiniz yoksa kızımızı vermeyiz diyen "satıcılar" (en kötüsü kızın bunu mantıklı bulması), bilumum iğrenç şekilci adet, istisnasız her düğünde çıkan tatsızlıklar küskünlükler ve nihayet 3 saatin sonunda size uzun yıllar eşlik edecek on binlerce çok on binlerce lira borç. en kötüsü de okumuş ve beyin kıvrımları nispeten fazla olan insanlar bile böyle deli saçması şeylere alet oluyorlar. Sadeliğin ve mantıklı insanların gözünü seveyim.
1
armut armut
Birkaç ay önce ablam evlendi. Ertesi gün boşanma kararı aldı. Ve olaylar kırmızı pazartesi kitabındaki gibi gelişti. O ayrılığın geleceğini herkes görüyordu ama düğün olama kadar engellemeye çalışan olmadı. Ayrılığın nedeni evlenen ablamın damat tarafından hiçbir maddi manevi isteği olmadı. Damat tarafının getireceği takıları damadın annesi önceden kendisi toplamış. Damadın ailesinin taktığı altının ederi ise eski altın zincir bilekliklerden 2 tane kadar ediyor ya da etmiyor. Yani damat tarafından neredeyse hiçbir kuruş alınmayan düğünde (düğün salonu parasına bile ortak olundu, kına nişanda hiçbir ücret ödemediler) damadın ailesi ile para yüzünden kavga çıktı (düğünde takılan tüm altınları ve paraları istediler) Boşanma sonrasında çevremizdeki insanlarla durumu paylaştığımızda gelin tarafının maddi beklentisi olmadığında benzer sorunların yaşandığını gördük. Sosyokültürel olarak gayet de grlişmiş bir aileydi. Ancak ne acı ki ülkemizde geline takılan altın miktarıyla gelinin değeri ölçülür olmuş. Okumuş insanların dahil para için düğün yaptığını ve para için 1 günlük eşinden boşanmaya göze aldığına şahit oldum. Zamanında bunları entry olarak girmeye çekinmiştim fakat bu entry yi görünce altına not olarak düşmeyi istedim. Okuyup cevap vermeseniz de sıkıntı değil. Çok önceden içimde kalanları yazdım.

aşık olmak

poyrazkarayel
Yine burdayım. Birkaç gün ayrı kalacağız normalde bu kadar kısa sürede özlememem lazımdı ama kilometrelerce uzakta olduğunu bilmek özletiyor. Sigara, tiryakisinin aklına vurur ya aynen öyle oluyor gün içinde. Mimikleri kendine has lafları falan döner durur zihnimde, tebessüm ettirir.

Ve düşünüyorum hani onsuz da yaşayabilir miyim yani evet yaşarım ama şöyle bir his var içimde onsuz güzel bir anı yaşasam ona anlatma ihtiyacı hissederim. Güzel bir yer görsem o da o anı yaşasın diye fotoğraflar ona atardım sanırım onsuzken.

İnsan sevdiğini bir başka görürmüş derler de bence bu nesnel; dünyanın en güzel kızı hem kalpsiz hem kalp hırsızı..

ağlarken uyuyakalmak

poyrazkarayel
Çocuklukta olurdu bu o günün işitilen azarı, gerginliğiyle koltuğa yüz üstü yatılır, kollar alın hizasında birleştirilip hıçkıra hıçkıra ağlanırdı. Sonraa.. sonrası yok yani hatırlamıyorsunuz çünkü uyuykalmışsınız ağlarken. Vücut mis gibi deşarj olmuş sanki hiç azar bile işitmemişsiniz. Şimdi de ağlayabilsem de uyuyakalmasam da olur.

sinirlenmeyi ne zaman bıraktınız

poyrazkarayel
bırakmadım çünkü çok güzel bir nimet. Asıl sorun mutlu olmayı ve gülmeyi "iyi" olarak nitelendirip; kızmayı, ağlamayı veya üzülmeyi "kötü" olarak nitelendirmemiz.

Yani aslında bizde olmaması gereken, değer düşüren nitelikler olarak bakmamız. Halbuki hissetmek dünyanın en güzel şeyi. Bana yapılan kötü muamele karşısında üzülmem, gördüğüm bir haksızlığa karşı sinirlenmem insan olduğumu ve yaşadığımı hissettiriyor. Düşünsenize birisi bir hayvana eziyet ediyor ama siz sinirlenip küplere binemiyorsunuz, bu çok kötü olurdu.

Kararında olmak kaydıyla, bünyemizde tahribat yaratmayacak ölçüde her duyguyu o an hakkıyla yaşayıp önümüze bakalım. Aksi takdirde bastırılmış duygular yüzünden bir çok insan ruh sağlığından oluyor.

su

poyrazkarayel
En hor görülen, en çok harcanan ama en çok aranan evladıyım annemin. En vazgeçilmezi ona ve diğerlerine can katan, 'hayat' vereniyim.

Asıl mesken yerim büyük kara parçalarının tam ortası, en göz önünde bulunan ama en hasret kalınan yeri bu dünyanın. denizleriyim.. başına buyruk salınışlarım o tatlı gelgitlerim yok mu, ah işte beni en nazlı yapan bu ahenkli dansım. havadan havaya değişir figürlerim tabii çok karanlıksa eğer ve canım çok sıkılmışsa biraz heyecan için gürler taşarım ama aslen durgunumdur. Kıyıya vurduğumda siler götürürüm kumsaldaki yazıları daha doğrusu aşkları. Ya da huzur verir sesim banklarda oturan puslu zihinlere.

Herkes güzelliğini yarıştırır ama yadsınamaz tek güzellik benimkisidir. Bu güzelliğimden sebep ne savaşlar yapılmış ne canlar yanmıştır.

Kimse bilmez ama çok yorgunum. İnsanların pislikleri, kirlenmiş bedenlerin bana yük olup akıp gitmesi değil de beni paylaşamamaları oturur yüreğime. Nice çocuk para denen kir yüzünden bana hasret kalmış ve sıla özlemi alıp götürmüştür o canları.

En çok aranan evladıyım annemin en sevileni ama bir yandan en kırgını. bitti bitecek canım, takatim kalmadı son günlerimde kırgın ayrılmamak dileğiyle..

çocukluk dönemi korkuları

poyrazkarayel
benim savruk bir arkadaşım vardı. Eleman sadece o anı yaşıyor ve oldukça dağınık bir arkadaştı. Ben bu çocukla çok yakın arkadaş olduğumdan ( hala arkadaşım nice 16 senelere dkks) birbirimizin evinde yatıya falan kalıyoduk yaş 10-11 falan..

Gece evde oyun oynuyoruz, oyunumuz yabancı bir ülkede geçiyor bu sebeple yabancı dilde konuşuyoruz kdens gelişine sallıyoruz anlayacağınız. Bu arkadaşın babası odaya geldi adam bi error verdi ilkten. sonra:

Adam - olm az ders yapın lan eşek sıpaları

Arkadaş - tamam baba şimdi yapıyoruz

Abi masaya geçtik bu jelibonun kalem kutusu yok unutmuş okulda ben ders yapıyorum bu da ders kitabını açmış kitaba bakıyor kuran okur gibi. Dayı 10 dakikaya çaktı olayı.

- lan olm sen niye ders yapmıyosun

+ Baba kalemim yok okulda kalmış galiba

Adam delirdi içeriye gitti bir kursun kalem getirdi. Şu adelin dandik kurşun kalemleri oluyor ya. Kalemin yarısı yenmiş. Bir kalem bir de meyve bıçağı var elinde. Verdi bizim arkadaşa ve ağzından o kutsal sözler döküldü :

- aç oğlum kalemi.

Lan meyve bıçağıyla kalem nasıl açılacak? Ortam çok gergin ben korkudan ağlayacağım ama Ahmet amca gözyaşlarımı kitapla silmemi falan ister diye ağlayamıyorum. Abi arkadaş bi yarım saat falan uğraştı kalemi açtı aga. O gün bugündür meyve bıçağı görmek istemiyorum adam ilk insan gibi bıçakla kalem açtı ya..

yaşamak nedir

poyrazkarayel
Çok para biriktireceğim, en güzel restoranlarda en güzel yemekleri yiyeceğim. Spor bir araba, müstakil bir ev alacağım, dünyanın en güzel kadınıyla yan yana yatacağım.

Bunları yapamayacağım yapsam yanıma ne kalacak ben bunu istemiyorum. Okul okumayı kendim isteseydim belki istekli olurdum. Aile temelde insana en çok zarar veren kurum. Kendi istediğimi yaşamıyorum. 40 yaşına gelsem de yaşamayacağım. İzlandada sanırım ice hotel varmış merak ediyorum göremeyeceğim. Belki göreceğim ama anlamıyorsunuz tatile gitmek fotoğraf çekmek istemiyorum ki ben. Buzun üstünde oturmak istiyorum birkaç ay.

Ekvatorda kabileler varmış hala ilkel ritüeller yaparlarmış ben o ayine katılmak istiyorum birkaç gün orda durmak isterim belki,tatil değil bakın avare olmak benimkisi. Güneş ışığını camla belli süre etkileştirsem yakar mı kağıdı bir çadır atsam dursam 1-2 ay ama haftasonu gitmek istemiyorum. Tişört giymek istemiyorum aslında komik duruyo kaslı olsam da üstsüz gezsem ama bu şekilde markete giremiyorum.



Biriktirmek istemiyorum yanıma kalmayacak. 35-40 dan sonra gelen parayı istemiyorum. Çok kısa lan 70 sene çok kısa ya. 20'li yaşlarımda yurtta kalmak istemiyorum. Avare olmak istiyorum bir çanta sırtıma seyyah olmak istiyorum. yüzlerce ülke milyarlarca insan. Görmek istiyorum lan ben. Şu an Meksika'da sapsızın biri dumandan Leyla olmuş sormak istiyorum ne içiyosun kardeşim bu silahı nasıl tedarik ederiz ben hiç görmedim. Hollanda'da serası olan göbekli adama danışmak istiyorum bu işe nasıl başladınız acaba?

Aile en zararlı kurum temelde ne kadar birey olursan ol bu şartlarda ruhuna işlemiş bir borç bir bağ kopup gidemiyorum ki. Ha yapamaz mısın yaparsın da korkuyorum bende o cesaret yok?

Ulan işe yaramaz 8-5 niye gidiyorsun bir yere sana bir şey kalmıyor neye acele ediyosun. Niye trafikte 2 saat bekliyorsun lan. Bu insanı istesen de çekip alamazsın ki buraya gelene kadar o kadar b*ka batmış ki çektiği çileye değmez.

Ama ben henüz dahil olmadım keskin dönüş yapabilirim ama cesaretim yok anca buraya gelip günah çıkartırım.


içini dök

poyrazkarayel
Tartışmak ve kavga etmek benim eski iki dostum. İki zıt görüşü savunan insan, birbirlerine kırgın iki insan, dargın iki insan konuşurken yaralıyorlarsa birbirlerini benim bu eski dostlarım devreye giriyor. Ama ben tartışıp kavga edersem 2-3 gün kendime gelemiyorum. Başımın tam arkasına kan şıçrıyor sanki, sonra karıncalanıyor yüksek tansiyondan ,o ağrı öyle bir sersemletiyor ki o 2-3 gün ruh gibi geziyorum.

O yüzden kızmak ve üzülmek yok, dostlarım ömrümü kısaltıyor gibi hissediyorum.

trabzonspor

poyrazkarayel
Şampiyonluk kutlamaları vesilesiyle ülke tanıtımına son zamanların en güzel katkısını yapmış futbol kulübü. 10 milyonun üzerinde izlenen bu görüntüler, dünyanın nezih kuruluşları ve gazetecileri tarafından paylaşıldı. bizlere de istense çok güzel organizasyonların yapılabileceğini gösterdi. Fanatizm denen avamlığı ne zaman bırakırsak anca o zaman yol alırız. Şampiyonluklarını tebrik edelim bu vesileyle.

Varmak değil yolun kendisi güzel..

roman okumanın bize birden fazla hayat imkanı sunması

poyrazkarayel
elimde kuyrukluyıldız altında izdivaç.. Hüseyin Rahmiyi hayal ediyorum bu romanı yazarken onlarca yıllık gözlem, mahalle ağzından bize aktardığı çeşit çeşit insan profili ve toplumsal perspektifi görüyorum. Hüseyin Rahmi kim bilir hangi yaşadığı tatsızlıklardan ne sevinçlerden sentez yapmış da gerçeğe bu denli yakın bir 'hayat projeksiyonu' yansıtmış okura.

Misal chuck palahinuk'u düşünüyorum. Yeraltı edebiyatı deyince akla ilk gelen ismi. Görünmezlerin feneri, belki de beyaz zencilerin kalemi olmuş bu yazar sıradan insana çok uzak hayatları baştan sona orijinal ve yaşayış tarzıyla hayranlık uyandıran bir Tyler durden ya da bir misyoner hayatını işleyen laf arasında binbir türlü hayat tavsiyesi ve adab-ı muaşeret kırıntıları sunan Tender Branson karakterini hayranlıkla okuyorum.

Roman okumasam hem bu yazarların hem de bu karakterlerin yaşamlarından kendime pay çıkarmak olanaksız olacaktı yahut ders bir yana böyle lezzetli bir hayat deneyimine sahip olamamanın bir nebze de olsa ağza bir parmak bal çalan güzelliklerini göremeyecektim. Roman okumak bu yüzden bana birden fazla yaşamın tecrübesi, keyfi ve farklılığını ilk elden yaşatıyor..

havanın giyim konusunda kafa karıştırması

poyrazkarayel
Valla bu konuda çok rahatım sn lavinia ile buluşmuyorsam torbacı gibi dolanıyorum etrafta. Sadakatimin nişanesidir bu da dlsms.

Edit: özelden şeker var mı diye sormayın arkadaşlar torbacı ironiydi sonra gelip eksi yağdırıyorusunuz.
9
ileleualatyr ileleualatyr
keşke her torbacı sizin gibi olsa :((((
lavinia lavinia
Yoo
poyrazkarayel poyrazkarayel
Teşekkür ederim sn ilele iltifat galiba fkdn
poyrazkarayel poyrazkarayel
Sn lavinia sizin yanınızda da mı torbacı gibiyim ne anlatı
ileleualatyr ileleualatyr
lavinia tehlikedeysen nokta koy
poyrazkarayel poyrazkarayel
Son yaptığım yorumda hani sanki cümleyi bitirmeme bir şey mani olmuş sanki Vurulmuşum gibi falan filan yani espri güme gitmesin falan
ileleualatyr ileleualatyr
Vurulmamışsınız da sanki narkotik gelmiş gibi. Ben böyle anladım
poyrazkarayel poyrazkarayel
Jsjsjaha o da olabilir.
lavinia lavinia
Evet ben narkotik köpeği

içi ölüm çeken birini yaşama bağlamaya çalışmak

poyrazkarayel
İlginç bir çıkmaza girmiş insan olabilir. Maddi kaygısı yoktur hatta akranlarına göre iyi bir haldedir. Ne bileyim iyi bir aşk hayatı, problemsiz aile ilişkileri vardır huzurludur ama mutsuzdur. Mükemmelliyetçi bir insandır ve istediği kişi olamamak onu yoruyor olabilir. Şöyle düşünüyordur belki:

sabah kalktım duşumu aldım kahvaltıda lezzetli envai çeşit kahvaltılıklardan birer ikişer yedim sıcak çaydan bir yudum aldım. Okula/işe gittim. Anlamsız koşuşturdum. sevgilimle el ele cadde boyu yürüdüm. Bir sokak lambasının altında uzun uzun usul usul öpüştük. Eve geldim lezzetli bir akşam yemeği yedim. Saçma bir dizi izledim. Yoruldum.Uyudum.

Uyandım. sabah kalktım duşumu aldım kahvaltıda lezzetli envai çeşit kahvaltılıklardan birer ikişer...

Yoruldum..

Kimseye bir şey anlatmadım anlamazlar dedim. Kitabın ortasındayım ve yazarın akıcı bir dili yok sanki..

Böyle birini tanıdım. Böyle demişti bir arkadaş.. dönemseldir sanırım kendi kendine bağlanır hayata inşallah. Bağlanmıştır umarım o arkadaş..

biraz uzakta kendisi merak etmiyor değilim, umarım hayatımın bir bölümünde tekrar bulurum onu.

aşık olunası insan

poyrazkarayel
Yolda yürüyoruz diyelim yanımıza mendil satan bir çocuk yaklaştı, modunda olmasa bile çocuğa dönüp tatlı bir tebessümle teşekkür ederiiiz dedi. Ben bu durumlarda genellikle odun gibi devam ederim. Ya da bir yerde kolye yüzük bakıyoruz bana, beğenmedik devam edeceğiz gitmeden muhakkak teşekkür ediyor içten bir şekilde. Bugün zarafetin çok hoş bir tanımını okudum aklıma geldi. "Göze batmayan ama akılda kalan güzellik".

23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı

poyrazkarayel
Her şey gibi bayramlarımız da gitgide tatsız tuzsuz oldu. Çok acayip bir şey işin özünde bayram dediğimiz şey. Bir güne anma, kutlama, çoşku, seromoni gibi binbir güzelliği sığdırıyorsun. Bunun bir de çocuklara özel olanını yapmışlar muazzam bir şey. Uluslararası arenada soft powerımıza en büyük katkıyı veren gün bugündür. Teşekkürler bayramı biz çocuklara özel kıldığın için.
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol