çoğu zaman sekretermişim gibi hissettiriyor. bunu neden biz yapıyoruz diye sorguladığım birçok iş var. isteğe bağlı olarak boş kalan vakitlerinizde doktorluğu öğrenebilirsiniz. çünkü siz sormazsanız kimse size bir şey anlatmaz.
müzik,uyku ve yemek. hayattan tüm beklentilerimi karşılayan o muhteşem üçlü :)
Okulun güzel olmayan yemek menüleri hep nöbetçi olduğum güne denk gelir.
Geceleri uyuyamayıp gündüzleri uyanamadığını farkettiğin an.
beden zamana karşı koyamaz ve yaş alır. bunu yaşlanmakla bir tutmuyorum ben. ne kadar değil nasıl yaşadığındır önemli olan. çünkü seni var eden bedenin değil yaşadıklarındır. kimi küçük bir bedene yirmi yılda koca bir hayat sığdırır kimi de yetmiş yıl sadece zamanının bitmesini bekler. ve insan bedeni yok olduğunda değil unutulduğunda ölür.
Fakirin ekmeği. Evet 200 gramı 4.5 TL.
Koruyamıyorum.
bal olsa unut.
2 ay falan oldu onko serviste bir hastayla epey ilgilenmiştim. O ara nöbetlerim üst üste denk geldiği için beni sık sık görüyorlardı zaten. Eşi de kendisi de çok tatlı insanlardı. Canı yansa bile "olsun, siz hizmet ediyorsunuz. Kaç saattir buradasınız, yoruldunuz." derdi. Neyse amca taburcu oldu ben de dahiliyeyi bitirdim. Geçen günlerde amca tekrar servise yatmış bir nedenden ötürü. Beni sormuşlar. Selam da göndermişler. Bu beni baya mutlu etti. Yaşlı teyze ve amcaların favori intörnü olduğumu söylemiştim değil mi :)
Çok tatlı :') ❤️
Bir haftasonu ödülü vermek istedim kendime. sadece kendim için bir şeyler yapmak istemiştim. Biletler tükenmiş. Şansıma kırgınım.
Kil maskesi :)
Yalan dünyanın belki de tek doğrusudur, bitmesi.
Cinsiyetten bağımsız Hayatınızı ikiye ayıran durumdur çocuk. Çocuktan önce kendiniz için yaşarken çocuktan sonra çocuk için yaşarsınız. Şu an için hayalini kurduğum bir şey değil. Ben Kendim için yaşamak istiyorum ve buna yeni yeni başlıyorum. Biraz keyfini çıkarayım hayatın.. Sonrası ne olur bilinmez.
Son zamanlarda Neden bu kadar acımasızsın diye sormaktan kendimi alamıyorum. Bir tarafta Dayanmak zorunda kaldığım hayat, içimde kalanlar, diğer tarafta hayalini dahi kuramadıklarım..Ben birkaç ay sonrasını düşünerek yaşamak için çok gençtim, gencim. Herkesin sıkıldığı şu lanet şehirde doyasıya yaşayamadım ya en çok buna kırgınım. Hayatımın belki de en güzel zamanlarını vererek kaybedeni oldum bu kasvetin. Merak ediyorum Bir gün tüm bunlara değecek mi gerçekten? Peki çözüm Kaçıp kurtulmak mı bu şehirden yoksa kırılan dallarına bir hayat kurmak mı yeniden?
Anneme sarılmak istiyorum tam da şu an.
bazen hüzünden bazen mutluluktan gözyaşlarma hakim olamam. keşke gerçek olsa dediklerim ve neyse ki rüyaydı dediklerim arasında bir yerdeyim.
Tus çalışmak.
Birkaç Kez izlemeyi denedim. Pek bana hitap etmediğini düşündüm. Ama bir tanesi var ki... Önyargılarımı yıktı geçti. "ateşböceklerinin mezarı" çizgiler arasından taşan dram beni epey ağlattı.
Aslında geç değil. Çünkü Herkes kendi vaktinde yaşar.
İlk yarı ve ikinci yarı olarak ikiye ayırdığım ömür parçası. İlk yarı enerjimiz yüksek, kendimizi keşfediyoruz. Yaparız, hallederiz. Her yere yetişmeye çalışıyoruz. Dolu dolu yaşamak istiyoruz. Sonra bakıyorsun Yaş olmuş 24 25. Bir gün böyle aniden olaylara bakış açın, yaşama sebebin değişiyor. Sabah uyandığında güneş aynı doğmuyor sana. Tam bu yaşlar olgunluğun üzerine çöktüğü yaşlar. Bazı şeyler anlamını yitirirken bazıları da başka anlamlar kazanıyor. Açıklaması zor ama değişiyor bir şeyler işte. Ben hep sorarım 20li yaşlarının ikinci yarısında olanlara. yaşadın mı böyle bir şey diye. Hep aynı cevabı aldım "evet." sanırım bana da biraz bundan olmaya başladı.
Bana da tam olarak bundan oldu 25'ten sonra
Gerçekten oluyormuş. Bir de bu zamanlardan sonra "yaşça" büyük olanlarla iletişim kurmak kolaylaşıyor bence sayın shogun. Oluyor mu böyle bir şey..
Kesinlikle yaşça büyük insanlarla iletişim de kolaylaşıyor efendim
Keskin bir dönüş noktası gibi. Teşekkürler efenim.
Yorgunum, genel.
Eksikler bitmiyor boşluklar kapanmıyor ki. Bir tanesi çok canımı acıtıyor onu da ne tanımlayacak ne de tamamlayacak gücüm yok.
Nöbetteyim. Sıkıldım. Teşekkürler.
Çok sahiplenmeden, çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...
Hatırlamak istemediğim o kadar şey yaşattın ki bana ne hissettiğimi bile bilmiyorum. Bir seviyor bir sevmiyorum. Papatyalara ve bana yazık oldu anlayacağın.
Tanıyamazsın. Her seferinde seni yanıltacak bir şey bulurlar. Tanıdığına inanırsın. Öyle olmasını umarsın içten içe.
Gelecek kaygısı. Bunu takiben Dertten dört köşe olup olası tüm senaryoları gözden geçirmek.
İstediğin kadar açıkla, istediğin kadar çabala karşındaki seni nasıl, ne kadar görmek isterse onun için o kadarsın. İyi insanlar diliyorum size.
Cesaretsizlik, güvensizlik.. Bu kadar uğraşmaya değer mi cidden?
Tek başına birçok anlama gelebilir, birden çok duyguyu yansıtabilir. Yeter ki nerede, kime, ne kadar susacağını bil.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?