Küçük ömrümde sayıca hiç de az olmayacak kadar müteahhit tanıdım. Kendileri hakkında birkaç tespitimden bahsetmek isterim
1) müteahhitlerin önemli bir kısmı önceden maddi durumu iyi olmayan kişilerken sonrasında vesayet yolu ile mal edinerek bu işe giriyorlar. Hatta aralarında azımsanmayacak bir kısmı önceden inşaat işçisi oluyor. Yani düzgün bir strateji uygularsanız bu iş ile hızlı bir yükseliş sağlayabilirsiniz.
2) hızlı yükselişlerin hızlı düşüşleri oluyor. Bu mesleği icra edenler arka arkaya yaptıkları birkaç yanlış hamle ile her şeylerini kaybedebiliyorlar. Yanlışlarının affı olmuyor.
3) çok lüks daireler yapsalar da müteahhitler daha mütevazı evlerde oturuyorlar.
4) çocuklarından bir ya da birkaç tanesi gerek özel okulda zorla okutularak gerekse düşük puanlı şehirlere gönderilerek mühendis ya da mimar yapılmaya çalışılıyor. Bu, çocukların kişisel tercihi mi yoksa müteahhitliğin devam etmesi mi isteniyor bilemiyorum.
Genel ruh halimin sıklıkla eğilim gösterdiği duygu durumu.
Olmadığına inandığım kesimdir. Eksi verme sıklığının nispeten fazla olduğu yazarları bile asla tanımadığımı bilerek yeri geldiğinde favori de yaparım. Bir düşünceyi sevmedim diye bir insanın o düşünceden bağımsız tüm düşüncelerine bütüncül ve saygısız bir tutum sergilemekten çekinirim. Belki tüm yazarların olmasa da çoğusunun benzer bir tutum sergilediği kanaatindeyim. Ayrıca toplam eksi ve artı sayısına bakılarak eksilerin ne kadar az olduğunu gözlemleyebiliriz. Her entry çok artı almasa dahi genel olarak artı alıyor. Yani entrydeki fikre katılan insan sayısı az olsa dahi eksilemek yerine artılamamayı tercih ediyorlar. Bana kalırsa kronik eksileyicimizin olmadığı gibi henüz yeterince eksileyicimiz bile yok.
size de gelmiş birkaçı sanki ;))
Fotoğraf ve video paylaşımı üzerine kurulu sosyal medya platformudur. Bu platformda hesap yönetimi tamamen bireye bağlıdır. Dileyen dilediği paylaşımları yapabilir. Bir de bu uygulamada keşfet kısmı vardır. Son zamanlarda sıklığı artan güncellemeler ile gelen, yepyeni ve de oldukça sağlam algoritmalar sayesinde keşfet kısmı tamamıyla size hitap eder. Bir içeriği sıklıkla izlerseniz ya da arkadaşlarınızla paylaşırsanız o sizin gözünüze sokulmaya çalışılır. Bu uygulamada, tamamıyla bilinçli olarak ve kendi isteğimiz ile takip ettiğimiz insanlar dışında gördüklerimiz yine kendi algoritmamıza takılan seçimlerimizdir. Dolayısıyla uygulamanın kişiden kişiye değişen bir istatistiği, bu istatistiğe bağlı olarak değişen kullanım amacı vardır. Neyi seçerseniz gözünüze sokulmaya çalışılan odur.
Yanındayken kendinizi sakındığınız her bir birey
Bir davranış, duygu ya da durumun tekrarlanmış olarak gerçekleşmesi sonucunda bunun yeni bir tekrarı daha olabileceğini kabullenmek.
2000'lerde üniversite okuyan birisi gibi hissediyorum. Arkadaşlarımla okuldan çıkıp haftasonu denize nazır bir yerde sabahlamışız ve ben gün ayarken denize uzanan o büyük hasır ipli salıncakta çıplak ayaklarımla topraktan güç alıyorum, itiyorum kendimi ufuklara. Çok mutluyum ve her şey yolunda. Sonra günümüze bakıyorum. Marketten elma alsam armut almak konusunda çekincelere sahip bir üniversite öğrencisi olmuşum. Elma alamayacak arkadaşlarım da var bunun bilincindeyim. Güzellik algısı dayatılması ve sosyal medya yalancılığı had safhada. İnsanların arasında bir yarış var. Sanki kendini güzel görmek için değil de kendini kanıtlamak için yapıyor herkes her şeyini. Sosyal medya çağında değilmişim gibi hissediyorum. Ben çok başka bir neslin genciyim.
Sade şeylerin aslında sade olmamasından kaynaklanan şatafatın ürünüdür. Tıpkı İskandinav tarzı evler gibi sadeliğin kargaşaya vurumundan çıkan uyuma genel manada sadedir diye bakmamızdan ötürü sade şeyler göze hitap ediyor gibi gelir. Oysa bir evin içindeki sade duvarla uyumlu sade mobilyalar ve halılar bulmak üstüne onların tonlarını tutturmak çoğu zaman desenli, çok renkli dizaynlardan zordur ve pahalıdır. Sade bir açık hava düğünü denilen düğün aslında iyi bir organizasyonun eseridir. Açık havada yemekler, ses sistemleri, oturma düzeni gibi pek çok unsur dış etkenlere açık olduğu için sürekli kontrol altında tutulmalıdır. Bu da açık hava düğünlerini pek çok salon düğününden pahalı ve karmaşık bir hale sokar. Yeterince parası olan birisi ihtiyaç halinde istediğini alabileceği için minimal bir hayat tarzı benimseyebilir. Oysa yeri gelir de kullanırsam diye her şeyini saklamak zorunda kalan insanlar istese de minimal ve sade olamazlar. Sadelik aslında asilliğin, gösterişin, paranın görsel dışavurumudur.
Ebeveynlerim okumuş insanlar. Görüntüde, bulunduğum kültürel hayat çoğu insana göre çok daha kolay başladı. Ancak kültürlenmek; okumak ve öğrenmek ise ben ancak tabandan kültürlenebiliyorum. Ailem, büyüdüğüm şehrin tüm yapısını almış 2 kişi ile aile olmaya başlamış. Dıştan bakan için bu aile yapısının üstüne bir şeyler eklemek kolay gibi görünüyor. fakat henüz küçük bir çocukken dahi okuduğum bazı romanları kabullenmeleri zaman almıştı. Kitapları okumak için geceleri gizlice uyanık kalırdım.
Bazılarının kim olduğunu biliyorum. Onları kendi sesiyle okuyorum. Kalanları da bazı bilindik seslendirme sanatçılarının sesiyle okuyorum.
Bazen bir aradayken laf lafı açıyor kendimle. Üstelik pembe yalanlarla taçlandırdığım gerçekleri gözümün önüne getiriyor. O zamanlarda susturmak istiyorum ama ben de farkındayım, gerçek bulduğu ilk açıkta firar ediyor. Yine de katlanamıyorum avaz avaz gerçeği söylemesine. İnsan biraz da ılımlı olmalı.
Altar'ın oğlu
Bedenimin sokaklarında gezmek zorunda olan bir ruhum var. Ruhum bu bedene uyumlu değilmiş gibi hissediyorum sıkça. Sanki başka bir şehrin başka bir limanında, denize nazır sokakları görmeliymişim gibi geliyor. Fakat bu şehirden başka şehre taşınmak mümkün değil. İçinde bulunduğum şehirden bir karış öteye gidemiyorum. Böyleyken de şehrin konumunu beğenmesem bile içini güzelleştirmek için elimden geleni yapmaya gayret ediyorum. Bu şehir benim ebedi yaşam alanım. Sığınacak ya da kaçacak başka yerim yok. Sevmediğim yerleri var diye taşına, toprağına çıkıp tepinsem de duvarlarını karalasam da zararı sadece kendime olacak. Bedenim bir şehirse ve içimde bir şehir taşıyorsam şehir aslında benim. Benim benden başka var olmam imkansız. Kurtulamayacağım kişiliğimi kendime zorunlu kılmaktansa kişiliğime kendimi adapte ediyorum. Ben aslında yaşamayı seviyorum. Kendimi sevmek, kendime merhametle yaklaşmaya çalışmak, kendimi kırmaktan çekinmek de bunun getirisi.
Herhangi bir tür ehliyete sahip tüm insanların sahip olduğu his
Seçimlerinin takdir görmemesi halinde kendi kendisini alkışlayıp alkışı başlatan ilk kişidir. Bu kişiler zamanla öyle hale gelir ki kendi seçimlerinin övgüsü daima üst planda kalsın diye bazen bariz şekilde bazense alttan alttan başka insanların seçimlerini aşağılar, küçük görür. Burada kendini övmenin ve kendini tanımanın ayrımını vurgulamak isterim. Kendini tanıyan birisi yardımsever olduğunu bilir. Bunu ifade edebilir. Ancak kendini öven birisi yardımsever olduğu söylemese de yaptığı yardımlardan ve herkesi ne kadar sevindirdiğinden bahsedip durur. Takdir gören davranışlar zamanla çevreden olumlu geri dönüşler alır. Kendini öven insanın çevresi zamanla genişler. Oysa altın durduğu her yerde ışıldar. Değerli olduğunu belirtmesi ne onu elmas ne de diğer altınlardan daha farklı türde bir altın yapabilir. Bu nedenle hiçbir altının reklama ihtiyacı yoktur. Şayet altın kaplamaya sahip basit bir metal değilse
Uyumlu olmak olumlu bir tutum gibi gelse de uyumlu olan insanın ve o insanın fikir yapısının toplulukça geri plana atılmasına sebep olan olumsuz bir durumdur. Uyumlu kişi çoğunlukla uyumlu olmayı kabul ettiğinden farklı bir duruş sergilemek istediği tüm olaylarda kendisinden uyumlu olması istenir. bir yerden sonra ise fikirlerinin yeterince değer görmediğini düşünüp fikir beyan etmekten kaçınır. Oysa sinir bozucu şekilde olsa bile kendi fikrini ısrarla benimsetip çevresindekilere yediren kişiler karıştıkları tüm olaylarda ana düzenleyici, yönetici olurlar.
Ülkenin büyük bir kesiminin sahip olduğu dini inançtan ötürü homoseksüel insanlar kimsenin bir başkasına yakıştıramayacağı sıfatlarla anılabiliyorlar. Ülkenin çoğusu ile aynı dini inanca sahip olsam da kimin kimi sevebileceği konusu gibi özel bir konuda değil tek bir kötü söz, iyi bir yorum yapma hakkımın dahi olmadığını biliyorum. Kim, kimin yanında mutluysa orada olsun. Yine de böyle anılmak istemiyorlar ise bu kişilere cinsel tercihlerini yüksek sesle dile getirmemeyi tavsiye ediyorum. Asla kendilerini gizlesinler demiyorum. Fakat ülkede cereyan eden her olayın içine bir şekilde karışıp haklarını arıyorlar. Bir şekilde bağlantı kurup olaylara karışıyorlar. Bu da onlar hakkında fikri olmayan insanların dahi kendilerine antipatik yaklaşmasına sebep olabiliyor. Zaten öncesinde gelen olumsuz bir yaklaşım var, üstüne sürekli kendilerini göstermeye çalışmaları da eklenince daha çok göze batıyorlar ve kendi ayrışmalarını tetikliyorlar. (Tıpkı feministler gibi)
Öte yandan liseli, erkek bir çocuğun erkeklerden hoşlanması nedeniyle arkadaşları tarafından nasıl zorbalığa uğrayabileceğini de gördüm. Ailesinden, sülalesine herkese hakaret ettikleri yetmiyor gibi üstüne şiddet ile tehdit de ediyorlar (Kendisi bana söylemedi, belki şiddete de maruz kaldı) Çevresindeki yaşıtları, onların aileleri, bir sürü insan; daha reşit bile olmayan çocuktan kaçıp ona kötü gözle bakıyorlar. Küçücük çocuğun neyinden bu kadar nefret ediyorlar bilemiyorum. Gayet aklı başında efendi birisi kendisi. İşte böyle insanların karşısında üst paragrafta izah ettiğim tüm sözler anlamsız kalıyor. Bazen nefret için nedene ihtiyaç duymuyorlar. O insanlara söylemek istiyorum
bir şeyi onaylamıyorsunuz diye onu ortadan kaldırmamalısınız, görmezden gelmemelisiniz ya da görmezden gelmeye çalışmamalısınız. Görüşünüzü bozan her türlü çalı çırpıyı yolunuzdan kaldırmaya çalışırsanız bir süre sonra görüş alanınızda topraktan başka bir şey kalmaz.
Öte yandan liseli, erkek bir çocuğun erkeklerden hoşlanması nedeniyle arkadaşları tarafından nasıl zorbalığa uğrayabileceğini de gördüm. Ailesinden, sülalesine herkese hakaret ettikleri yetmiyor gibi üstüne şiddet ile tehdit de ediyorlar (Kendisi bana söylemedi, belki şiddete de maruz kaldı) Çevresindeki yaşıtları, onların aileleri, bir sürü insan; daha reşit bile olmayan çocuktan kaçıp ona kötü gözle bakıyorlar. Küçücük çocuğun neyinden bu kadar nefret ediyorlar bilemiyorum. Gayet aklı başında efendi birisi kendisi. İşte böyle insanların karşısında üst paragrafta izah ettiğim tüm sözler anlamsız kalıyor. Bazen nefret için nedene ihtiyaç duymuyorlar. O insanlara söylemek istiyorum
bir şeyi onaylamıyorsunuz diye onu ortadan kaldırmamalısınız, görmezden gelmemelisiniz ya da görmezden gelmeye çalışmamalısınız. Görüşünüzü bozan her türlü çalı çırpıyı yolunuzdan kaldırmaya çalışırsanız bir süre sonra görüş alanınızda topraktan başka bir şey kalmaz.
Evlendikten sonra kadınların fiziksel yıpranması daha kolay oluyor. Oks'ler kilo aldırıyorlar. Doğum yapmak cildin dinç ve sıkı yapısını bozuyor. Erkekler ise sıradan bir cilt bakımı ve kontrollü beslenme yaptıkları sürece yaşlarından daha genç görünüyorlar. Bu durum ileride boşanmalara sebep olabiliyor. Siz her ne kadar güzel ruhunuza, güzel kalbinize bakıp sizle evlendiğini düşünürseniz düşünün insanların önemli bir kısmı belli etmiyor olsa dahi partnerinin nasıl göründüğüyle fazlasıyla ilgili.
sayın armut oks nedir acaba?
Gebelik önleyici ilaçlar: oral kontraseptif
Teşekkürler sayın mdblue
oral kontraseptif kullanımı şart değil ama ki %100 garanti de vermiyor bu nedenle mantıklı da değil. şahsım adına konuşursam da hayat arkadaşımın vücuduna kimyasal almasını istemem. insan vücudunun saygı duyulması gereken bir doğası vardır. bence tüm insanlar böyle yapmalı. hedonist olmaktan ziyade pragmatist olmamız lazım bu konularda.
Sayın prime hiçbir korunma yöntemi %100 başarı sağlamaz. Birden fazla yöntemin aynı anda kullanılması bile başarı sağlamayabiliyor. İstenmeyen gebeliklerin fark edilmesi bazen verilen yasal sınır süresinden sonrasına denk gelebiliyor. Bir bebeğe hazır olmayan, maddi sorunları olan, boşanma aşamasında olan ailelerin doğmak zorunda olan çocuğu olması durumu daha kötü sonuçlar doğurabilir. Siz kullandırmak istemeseniz de partneriniz yine de tercih edebilir. Oks, her şeye rağmen başarısı düşük olmayan bir yöntem.
işte aslında düşünmüğüzde boşanmaya gitmeden önce bunun önüne geçebilecek milyonlarca şey var. erkekler açısından da bazı durumlar var kadınların boşanmak istemesine yol açacak. sanırım olay ruhunuzun güzelliğini bedeninizin güzelliğine tercih edecek kişiyi bulmakta.
Çok sevdiğim ve artık hayatta olmayan birisi bir şey anlatırken 5 dakikalık kaydını almıştım. Sonra bu kaydı aldığımı bile unuttum. Telefonumu temizlerken videoyu tesadüfen buldum. Belki hiç hatırlanmayacak bir anıyı ömrüm boyunca açıp izleme şansım var artık. Özel günlerin videoya alınması kişileri de anılar gibi ölümsüz kılar.
Bir saatten uzun süren her konuşmamda en az 1 pişmanlık yaşayacak kadar çok konuşuyorum.
Ben kendi sorunlarımla ancak baş edebiliyorum. Başkasının sorumluluğunu üstlenemeyecek kadar yorgun hissediyorum.
Sayın fıstıkgibiri size cesaret olsun diye ilk ben yazdım
sağ olunuz efenim:)
En büyük önyargılarımız ve en hiddetli düşüncelerimiz aslında en büyük yaralarımızın bağladığı kabuktan doğar. Biriyle anlaşamadığını düşünüyorsan orta yolu bulamayan insanlar arasında sen de olursun. Arkanda bıraktığın herkes için kalp kıran insanlardan olursun. Hiç bulunmadığın/bilmediğin durumdaki birine karşı sinirliysen belki de onu kıskanıyorsundur. Ailen hariç tutunduğun her dal henüz büyümekte olan genç bir ağacın dalıdır. Bir yerin toprağına adım atmak sana ağır geliyorsa o yeri kirleten belki de senin eski seçimlerindir. İnsanları ne kadar az tanırsan o kadar az kırarsın, en çok kırdıkların ise en sevdiklerin.
Üşengeç olman kendi zamanından çalmana sebep oluyor. Gelecek güzel günler için bugünü dünden sıkı tut.
"Ah bu şarkıların gözü kör olsun" şarkısı
Çok haklısınız sayın armut, kaş yaparken göz çıkarmak bu olsa gerek
Bu şarkıya zamanında çok ağlamıştım ve bu şarkı olmasa çoktan unuturdum.
Silüetler dışarı çıkarken giydiğimiz giysilerdir. İyi bir oyuncu hangi giysiyi nerede giymesi gerektiğini iyi bilir. Fakat eve döndüğünde herkes çırılçıplak kalır. İnsanlara kıyafetleri varken tahammül etmek kolaydır. Oysa her beden sonsuz kusur taşır.
Söz size aitse tebrik ediyor, önünüzde saygıyla eğiliyorum. Alıntı ise de alıntıladığınız yeri öğrenmeyi çok isterim sayın armut
Bana ait :) güzel düşünceniz için teşekkür ediyorum Sayın yazar
Değilim. Kendime de güvenim yok. Bazen duygularıma kapılıyorum. Duygular, oldukça güvensiz seçimlerdir.
Yaptığım tüm tarifleri ya bir yerden okurum ya da göz kararı yaparım. Tek bir tarif hariç: pasta kreması. Pastalarınızın arasına koyabileceğiniz, profiterol içine kullanabileceğiniz ya da direkt tüketebileceğiniz basit bir tarif. Sürekli yaptığım için ezberimde kalmış.
Malzeme listesi şöyle:
-1 yemek kaşığı + 1 tatlı kaşığı tereyağı
- 2.5 yemek kaşığı un
- 4 yemek kaşığı toz şeker
- 1 yemek kaşığı nişasta (kakaolu olmasını isterseniz nişastayı azaltmalısınız)
- 2 su bardağı süt
- 1 paket vanilya ( aromasını değiştirebilirsiniz)
Unumuzu birazcık çevirdikten sonra üstüne 1 yemek kaşığı tereyağını atıyoruz. İkisi iyice birbirine geçince üstüne sütü yavaş yavaş döküp çırpıyoruz. Görüntü homojen olduğu anda üstüne şekeri döküp karıştırıyoruz. Tarif fokurdamaya başladığında altını kapatıp vanilyayı ve 1 tatlı kaşığı tereyağını ekliyoruz. Kıvamı koyu gelirse süt ekleyebilirsiniz. Açık gelirse biraz daha pişirebilirsiniz.
Malzeme listesi şöyle:
-1 yemek kaşığı + 1 tatlı kaşığı tereyağı
- 2.5 yemek kaşığı un
- 4 yemek kaşığı toz şeker
- 1 yemek kaşığı nişasta (kakaolu olmasını isterseniz nişastayı azaltmalısınız)
- 2 su bardağı süt
- 1 paket vanilya ( aromasını değiştirebilirsiniz)
Unumuzu birazcık çevirdikten sonra üstüne 1 yemek kaşığı tereyağını atıyoruz. İkisi iyice birbirine geçince üstüne sütü yavaş yavaş döküp çırpıyoruz. Görüntü homojen olduğu anda üstüne şekeri döküp karıştırıyoruz. Tarif fokurdamaya başladığında altını kapatıp vanilyayı ve 1 tatlı kaşığı tereyağını ekliyoruz. Kıvamı koyu gelirse süt ekleyebilirsiniz. Açık gelirse biraz daha pişirebilirsiniz.
Çaresiz bir durumdur. Acısı olan insanın o eşyalardan mümkün olduğunca uzak kalması gerekir. Fakat eşyaları uzaklaştıracak tek kişi yine acısı olan insan oluyor. Dolapta kalan son eşyalarından bir gömleğin üstünden bir tel saç buldum dün. Ne zamdır oradaydı bilmiyorum. Telefonunu açtığımda galeride kendi eski fotoğraflarım var. Uzak kalabilmek mümkün değil.
Küçük yaşlarından itibaren insanların gizemli bulduğu olayları çözen Abe applebaum, yetişkinlik döneminde de dedektifliğe devam etmektedir. Fakat çevresi tarafından saygıyla anılan zeki bir çocukken yıllar önce çözemediği bir vaka sonrasında bir hayli gözden düşmüştür. Bu düşüşten sonra asla toparlayamamıştır. Ne kadar büyürse büyüsün artık kendisine para ödemeyi kabul eden çok az kişi vardır. Ve nihayet yıllar sonra yeni ve ciddi bir dava çözmesi için kendisine para ödeyen birisi çıkar. Bu bir cinayet vakasıdır. Parası olmayan Abe 16 yaşındaki saf kızın dedektiflik teklifini kabul eder. İkili birlikte cinayeti araştırmaya başlarlar.
Film trajikomik ve komik içeriklerin ağır bastığı bir başlangıç yapsa da sonu filmi farklı bir yere götürüyor. Film senaryosu ile mevcut imdb puanı olan 7'den fazlasını hak ediyor bence. Fakat gariptir ki kendine yeterince izleyici bulamamış.
Film boyunca adam brody'nin 41 yaşında olmasına şaşırarak izledim. İzlerseniz belki siz de dikkat edersiniz :)
Film trajikomik ve komik içeriklerin ağır bastığı bir başlangıç yapsa da sonu filmi farklı bir yere götürüyor. Film senaryosu ile mevcut imdb puanı olan 7'den fazlasını hak ediyor bence. Fakat gariptir ki kendine yeterince izleyici bulamamış.
Film boyunca adam brody'nin 41 yaşında olmasına şaşırarak izledim. İzlerseniz belki siz de dikkat edersiniz :)
Kapının esas duruşu kapalı olduğu andır. Farklı bir odaya geçmek isteyen kapıyı kendi açmalıdır. Bir kapı kapandığında bir başkası açılır ama kapıyı açacak olan ancak kendi çabamızdır. Hazırda, açık duran kapıyı bulmak güçtür.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?