öncelikle (bkz: 24734) hikayenin ikinci bölümünün girdisi.
*2 yıl önce*
black friday amerika'nın oyunu derler. oyundur oynanır da pragmatist yaklaşımla bakıldığında bana fayda sağlarsa severim o oyunu ben. işte black friday kanka gelin bi alış-verişe çıkak en kötü don alırız totomuza ucuzundan malum boxer'lar el yakıyor şu aralar. tamam dedik, dört arkadaş gittik cepa'ya. bırakın donu poşet alınmaz bu devirde kanklar'a döndük biz. birimiz bir kıyafet aldı onu da çantaya tıktık poşete söverek neyse.. en son ben soğuk beypazarı aldım öyle bi yandan içiyorum bi yandan etiketteki basamak sayısını ayırt etmeye çalışıyorum. o mağazadan buraya bu mağazadan oraya.. cepte para yok indirim de zaten dedim ya amerika'nın oyunu. tesadüf ya işte..
yürüyen merdiven değil de engelliler için konulan yürüyen bant gibi bir şey var ya işte onu inceleyerek mahzen gibi bir yere girdik. son mağazamız çünkü nerden geldik bu soğukta herkes bana sövüşlü modunda ağır tepkili. böyle ben dikliyorum beypazarımı; pü allah belanı.. bakıyorum altı yok fiyatı çok. malum ekonomi nanay
Bunu gördüm kıyafet seçiyor vay naber iyi senden benden iyi iyi naber ben de bakıyom çok pahalı gerçekten nereyi kazandın a ben de buradayım iyi bi ara buluşuruz...
Aradan 6 ay sonra metrodan inerken baktım yine o vay naber iyi senden benden iyi o iyi işte arkadaşlarla gezdik o süper ben de öyle çok iyi tamam bir ara buluşuruz...
Bu senenin başı yine bu sefer metro beklerken o naber o iyi...... lan bu sefer kaçmaz telefonunu ver darlayacam ara ara kaçtır buluşcaz, sorma reyis gerçekten.. telefon almalar instadan eklemeler..
*Not üniyi kazanınca babasına sözü vardı sigarayı bırakçam adına. sordum soruşturdum evet bırakmış bi de okulu bi dönem uzamış, şu an dmden attığı Dr reelslerini müh reelsleriyle karşılama aşamasındayım olaylar geliştikçe edit çekerim
Rafların ardında gömülüp ders kasanları sobelediğim yer. Eskiden açık oynanırdı kozlar yeniler bilmez
Bas artık düğmeye bas bitsin çivisi çıktı, merak etmiyorum daha sonunu falan bas bitsin tam şu anda ben kabul
Hayata dair ne varsa hepsi genel. Bazen ben kim eğitimli kim cahil tereddüte kalıyorum. *Fazla incelemicen der babam
Rahmetlinin heykelini mi diksek..?
Bir gün teke tek yayınında; "...ben mesela eee mesela yani ..ııı..ıı. .. . profesör olmak istemem neden diye soracak olursan ıı... ... .ıı. ... ben bir ömrümü bir konu üzerine bilmem ne maddenin bilmem ne parçası özelinde.. .. uzmanlaşacak kadar ömrüm yok .ı...ııııee.e.ee yok bir hayatım var kardeşim niye ona harcayım gezmek tozmak eğlenmek varken ki ... .. .çoğunluğu da böyledir o yüzden profesörlerimizi eee.ıı.ııı yaptığınız işi çok önemsiyorum...." sözleri bazı durumlarda aklıma gelir
İmaxte izlemiştim the Irishman'den sonra aynı ayarda hatta çok daha üst seviyede bir ambiyans vardı. En iyi kadın oscarı bekliyordum o gelmedi. Filmden nasıl bir konu çıkar ki merak duygum giderek gerileme dönüşmüştü. Böyle huzursuzluk duygusu çok fena insanı etkisi altına alıyor. Uzunluğa aldanmayın akışa bırakın bir çırpıda bitiyor. şiddetle tavsiye
Bazı insanlar saf ve salt hırs üzerine yaratılmış başarısı oradan geliyor çevresinde bir rekabet edecek insan arıyor ki bölümdeki çoğunluğunun motivasyonu bu ama farkında değiller. Bazıları da bilinçsiz herkes yapıyor herkesle uyum içinde olanı var onların da motivasyonu herkesin ne yaptığı. Ana gerekçe zengin olma gayesi bir kısımınki de para. Bazıları öyle gelmiş böyle gider bir kere çalışmış artık bırakamıyor 680. Snap serisinden sonra snapi silemeyen bünyeye eşdeğer bağımlılık alışkanlık arasında arafta bir yer. Derece oynayanlara saygım sonsuz.
Gözlemlediğim ve aklıma gelmeyen örnekler hariç motivasyon kaynağı örnekleri bunlar yani bolca. Bendeki motivasyon tezahürü yok gibi. Yazarken insan var diye yazmıştım o hala derinlerde destek atıyor. Önceden de muassır medeniyetlere ulaştıracak kişiyim ben diye freestyle atıyordum lakin muassır medeniyet işi için doktor avukat dişçi marangoz esnaf.. bilumum bu mesleklerden ziyade mühendisler ana faktör. Bizler hizmet tarafında halkın ihtiyaçlarının primer gidericileriz. Girişimci arge üretken mühendislere bıraktım muassır medeniyet seviyesini. Sanayinin hizmetten daha çok rağbet ve değer görmesi dileklerimle saygılar, okuyanlara teşekkürler
Gözlemlediğim ve aklıma gelmeyen örnekler hariç motivasyon kaynağı örnekleri bunlar yani bolca. Bendeki motivasyon tezahürü yok gibi. Yazarken insan var diye yazmıştım o hala derinlerde destek atıyor. Önceden de muassır medeniyetlere ulaştıracak kişiyim ben diye freestyle atıyordum lakin muassır medeniyet işi için doktor avukat dişçi marangoz esnaf.. bilumum bu mesleklerden ziyade mühendisler ana faktör. Bizler hizmet tarafında halkın ihtiyaçlarının primer gidericileriz. Girişimci arge üretken mühendislere bıraktım muassır medeniyet seviyesini. Sanayinin hizmetten daha çok rağbet ve değer görmesi dileklerimle saygılar, okuyanlara teşekkürler
Gri'nin listesine ve en çok dinlenenlere baktım aşırı objektifim (israili bile dinleyecek kadar < finlandiyanın sonunu getirecek kadar) o kadar şarkıyı üst üste dinleyip aklımda kalanlar en iyileridir diye düşünerek dinlediklerime baktım şöyle bir liste: Holanda, Hırvatistan, italya, Ermeniler
Lobi kimi seçer bilemiyorum da Holanda elenmeseydi favorimdi Hırvatistana kaldı ondan sekerse Italya. irlanda veya finlandiya lobisi iş yaparsa şaşırmam
Lobi kimi seçer bilemiyorum da Holanda elenmeseydi favorimdi Hırvatistana kaldı ondan sekerse Italya. irlanda veya finlandiya lobisi iş yaparsa şaşırmam
israilin değil de hollandanın diskalifiye olması tam bir fiyasko
He ya seyirci oylamasında birinci çıkmaları lobi çalışıyor
Benimki ara ara "geri gel ömür.. geri gell" diye bağırır ağıt çeker. O saatlerdeyim
Yine basit bir şeyi yalandan -ama severek- uzatarak anlatacağım bir şey. Öncelikle insanların konuşabilerek diğer insanlarla iletişim kurabilmesi muazzam inanılmaz bir şey. Her şeyi kelimelere döküp tüm insan ırkı anlaşabiliyor 8 milyar dünya çok acayip valla.. Neyse sadet;
Bu cümleyi yaklaşık üç kere göz pol, iki kere kbb, bi kere cildiye, bir kere kardiyo, iki kere ortopedi -biri arkadaşım-, üçüsü dahiliye -biri arkadaşım-, yarım defa üroloji, birkaç kez de acil için kullandım. Çok da red yedim tabii. Şey ben burada öğrenciydim de müsait miydiniz abim ablam acaba muayene etmek için..<3
Bu cümleyi yaklaşık üç kere göz pol, iki kere kbb, bi kere cildiye, bir kere kardiyo, iki kere ortopedi -biri arkadaşım-, üçüsü dahiliye -biri arkadaşım-, yarım defa üroloji, birkaç kez de acil için kullandım. Çok da red yedim tabii. Şey ben burada öğrenciydim de müsait miydiniz abim ablam acaba muayene etmek için..<3
Başlığı yazamayışı özürü*
Wow,dermada muayene olmak baya havalı sksksk
Bildiğim kadarıyla pek yardımsever değiller
Bildiğim kadarıyla pek yardımsever değiller
İçeride hasta var görmüyor musun azarı yemiştim buna rağmen en zoru göz diyorum ben
Aa evet orda da yardımcı olmuyorlar ama ben gazi mustafa kemal hastanesine gidip ben tıp okuyorum demiştim,direkt bakmıştı
2.basamak hekimleri daha yardımsever sksksk
:))
Yaş onbeş. Zeki ama çalışmıyor denilenim. Ödev verildiği için kitap açman gerekir ama aşırı sıkıcı. Asilik üzerimde: insanlar neden ders çalışır ki diye sorgulama. Aslında her şeyi sorgulama var: Allah var mı, neden insanlar işe gitmek için erken kalkmaya kendini zorlar, mesleklere hayat neden ipotek edilir vs akıp gider bunlar ilk gelenler
Ben ödev yapmam gerek, koltuğa uzanmış elimde kalemim televizyon izlerken ödev yapıyorum. Oturmak da sıkıcı, böyle tek bir işle uğraşmak için zamanı israf edemem. Oturacaksın ve sadece ve sadece ders çalışacaksın hah gülerim. Olm zaman çok değerli düşünsene bir saatinle hem ders çalışıp hem televizyon izliyorsun. İnsanlar fena delirmiş akışta kaybolmuş da sadece bir işle uğraşacak. Rehberlikçiler de diyor öğrencinin çalışmaya ortamı var mı masası olması şartmış da falan hikayeden masal. Ben hem ders, tv hatta yatıyorum da üç şey üçç.
Onbeşimdeki ben yirmiüçü görse önce güler sonra ağlar .)
Ben ödev yapmam gerek, koltuğa uzanmış elimde kalemim televizyon izlerken ödev yapıyorum. Oturmak da sıkıcı, böyle tek bir işle uğraşmak için zamanı israf edemem. Oturacaksın ve sadece ve sadece ders çalışacaksın hah gülerim. Olm zaman çok değerli düşünsene bir saatinle hem ders çalışıp hem televizyon izliyorsun. İnsanlar fena delirmiş akışta kaybolmuş da sadece bir işle uğraşacak. Rehberlikçiler de diyor öğrencinin çalışmaya ortamı var mı masası olması şartmış da falan hikayeden masal. Ben hem ders, tv hatta yatıyorum da üç şey üçç.
Onbeşimdeki ben yirmiüçü görse önce güler sonra ağlar .)
Ölüme yakınsamaktan mütevellit büründükleri depresif hava veya hayatın boş olduğunun bilince yansımasından kaynaklı çocuksuluk biraz da anılarda yaşamaktan sebebiyet geçmişteki hatalar kaynaklı tecrübelerin nasihatleri. Bunlarla özetlerim yaşlılığı aklıma ilk geleni ise murat dedem doksan beşini devirmiş koca bir çınar
Dedem hep şu meşhur esnaf koltuğunda oturur. Yüz alır, otuzun üstüne yetmiş sayar para üstünü bir çırpıda verir. Halin vaktin nasıl derim tekte duyarsa der; başım ağrıyor ben de migren var sen biliyon.. beni nasıl perişan eder o var ya, oy oy der. anlatır; gittim doktora bulamadı bir şey başkasına gittim ankaraya baktı baktı benden sağlamsın sen dedi (basar o ara kahkaha) bunun çaresi yokmuş, hap atarım öyle. otuz senedir başım ağrır başka bir şeyim yok Allaha şükür. Dedem o ara elli alır, yirminin üzerine otuz sayar para üstünü yine bir çırpıda verir. Çay söylim sana çay, içersin di mi doktor çay? Esnaf çayı tadından sohbetinden doyum olmaz. Kaçıncı sınıfsın şimdi? Üç (buçuklu) Sen bitirirsin de ben görür müyüm bilmem? Amann dede sen dee.. yapma etme dur, n'ettin daha benden gençsin.. yine başkası gelir marlboro touch blue ister yetmiş alır, elli beşe on beş sayar verir para üstünü. Beşinci muradım ben der dedem v. murat! (Basar kahkaha ömre bedel) 🧿
Dedem hep şu meşhur esnaf koltuğunda oturur. Yüz alır, otuzun üstüne yetmiş sayar para üstünü bir çırpıda verir. Halin vaktin nasıl derim tekte duyarsa der; başım ağrıyor ben de migren var sen biliyon.. beni nasıl perişan eder o var ya, oy oy der. anlatır; gittim doktora bulamadı bir şey başkasına gittim ankaraya baktı baktı benden sağlamsın sen dedi (basar o ara kahkaha) bunun çaresi yokmuş, hap atarım öyle. otuz senedir başım ağrır başka bir şeyim yok Allaha şükür. Dedem o ara elli alır, yirminin üzerine otuz sayar para üstünü yine bir çırpıda verir. Çay söylim sana çay, içersin di mi doktor çay? Esnaf çayı tadından sohbetinden doyum olmaz. Kaçıncı sınıfsın şimdi? Üç (buçuklu) Sen bitirirsin de ben görür müyüm bilmem? Amann dede sen dee.. yapma etme dur, n'ettin daha benden gençsin.. yine başkası gelir marlboro touch blue ister yetmiş alır, elli beşe on beş sayar verir para üstünü. Beşinci muradım ben der dedem v. murat! (Basar kahkaha ömre bedel) 🧿
Çok güzel yazmışsınız, iyi bir hikaye girişi gibi olmuş sn yazar
Sizin kadar olmasa da yazıyoruz bir şeyler gibi sn. Gri
🧿
Çok güzel bir kadın belgeseli veya erkek ve biraz ikisi de. Bilemiyorum altan. İçim buruk gibi sonlu, izlerken mutlu olmalı, iç ısıtan biraz da amelie gibi. Ben sevdim unuttukça tazelenmelik. Kalsın bu entry
geçen sene veya ondan önceki. konferans salonunda fakültemizin değerli topluluklarınından birinin etkinliğinde bir doktor abimizin kariyer yolculuğunu dinlemeye gittim. öğrenciliğinde gezdiği ülkeler odaklı, aylık yüz bin liralık maaşı istemeyip yurt dışında araştırma yapmayı seçmesi sonuçlu bir kariyer. konuşmasının bir yerinde "burada duyacağınız bir söz belki de hayatınızda yeni bir kapı açabilir" ana fikirli. ve "hayatınızda hiç beatles dinlediniz mi" sorusu benim konferanstan çımbızladığım
sohbetin bir yerinde hayatında hiç beatles dinlemeyen var mı sorusu soruldu zaten 20-30 kişi varız yarısından fazlası el kaldırdı. ah sizin yerinizde olmak için neler vermezdim ben dedi konuşmacı. belki de sunumdaki en samimi andır o kesit. devam etti, sıfırdan beatles'la tanışmayı o kadar çok isterdim ki.. yeniden o zevki tatmak mesela ben şu an dinlesem nerede nefes aldığına kadar bilirim şarkılarını, ilk dinlediğimdeki zevke vermeyecek hiçbir zaman ama sizin için bu hazine. hâlâ keşfedilmemiş eşsiz bir deneyim yaşayabilirsiniz çok şanslısınız
benim için konuşmanın ampul yakan kısmıdır. konuşmacının ana fikre ulaşmak için döktüğü cümleler-kelimeler arasında kiliti açmaya o beatles sorusu anahtar oldu. genişleteyim
hayatımda hiç interstellar izlememiş olmak isterdim veya hayatımda hiç cengiz aytmatov okumamayı veya oynadığım ilk okeyle pokerin zevkini tekrar yaşamayı veya nolanın filmlerinin en sonundaki şaşırma hissini sıfırdan tekrar yaşamayı veya hiç aşık olmamayı dilerdim. konuşmacının söyleşisiyle; sıfırdan the beatles'ın şarkılarını bıkana kadar dinlemek tekrardan o hazzı dibine kadar yaşamak isterdim. Henüz deneyimlemediklerimin değerine saygı duyuyorum. Teşekkürler
tanm: bu yazının ilhamı bir billy joel şarkısı
sohbetin bir yerinde hayatında hiç beatles dinlemeyen var mı sorusu soruldu zaten 20-30 kişi varız yarısından fazlası el kaldırdı. ah sizin yerinizde olmak için neler vermezdim ben dedi konuşmacı. belki de sunumdaki en samimi andır o kesit. devam etti, sıfırdan beatles'la tanışmayı o kadar çok isterdim ki.. yeniden o zevki tatmak mesela ben şu an dinlesem nerede nefes aldığına kadar bilirim şarkılarını, ilk dinlediğimdeki zevke vermeyecek hiçbir zaman ama sizin için bu hazine. hâlâ keşfedilmemiş eşsiz bir deneyim yaşayabilirsiniz çok şanslısınız
benim için konuşmanın ampul yakan kısmıdır. konuşmacının ana fikre ulaşmak için döktüğü cümleler-kelimeler arasında kiliti açmaya o beatles sorusu anahtar oldu. genişleteyim
hayatımda hiç interstellar izlememiş olmak isterdim veya hayatımda hiç cengiz aytmatov okumamayı veya oynadığım ilk okeyle pokerin zevkini tekrar yaşamayı veya nolanın filmlerinin en sonundaki şaşırma hissini sıfırdan tekrar yaşamayı veya hiç aşık olmamayı dilerdim. konuşmacının söyleşisiyle; sıfırdan the beatles'ın şarkılarını bıkana kadar dinlemek tekrardan o hazzı dibine kadar yaşamak isterdim. Henüz deneyimlemediklerimin değerine saygı duyuyorum. Teşekkürler
tanm: bu yazının ilhamı bir billy joel şarkısı
Uzun zamandır ilham gelmiyor, ilhamım yok. Sistemin makineleşmiş hayalgücüsü olmayan robotlarına evrilen insanların maruz kaldıklarına şu aralar çok maruz kalıyorum ki onlara benzedim. Çığlık
Evet selamlar yine ben. Birkaç gelişme oldu ki uğradım bu başlığa.
Hatırlarsanız geçen yıl çıkılan ihalenin sonucunu bu başlıkta paylaşmıştım o ihale iptal arkadaşlar unutun yeni baştan..
Şöyle baktığımda ne var ne yok diye sitelere, dekanlıktaki çevre düzenlemesi ve tadilat ihalesi gözüme çarptı onu paylaştım. Bunlara ek olarak da yeni hastane yeniden ihaleye çıkılmış lakin ihaleye acil otoparkı, otopark ve yemekhane diye yapılar eklenilmiş bir şekilde grseller:
İptal:
Yeni:
Alan şirket çelikler holdinge bağlı yse inşaat. Bu şirket binanın ilk kısmını yapan şirket. Bunlar ilk kısmı yarı bırakmış nasıl güveneceğiz diye düşünebilirsiniz. Hiçbir şey diyemem kimsenin avukatı değilim komiteye girip çıkan tıp öğrencisiyim yani haklı olabilirsiniz umarım bitirirler devam..
Eskisinin bütçesininin neredeyse iki katı büyüklükte bir ihale. Lakin otopark ve yemekhane detayları da var. E nereye yapılacak bu yapılar diyorsanız.. hastanenin arkasındaki otopark olarak kullanılan arazinin altına doğru üç kat inin oraya otopark, üstüne de iki kat çıkın o kısma da öğretim görevlisi-personel yemekhaneleri, kafeterya-çiçekçi gibi yerlerin yapılacağı bir yapı dikilecek
Hastanenin beşevler kız kyk'dan bakıldığı kısmı acil girişi olacak. Binanın arka kısmından tarafından ise poliklinik girişi olacak. katlar sırasıyla: acil, genel pol, yoğunbakım, ameliyathane, idare-sosyal tesis, tesisat, anjiyo ve kemoterapi; kalan kulenin on katı ise hasta katı olacak. Daha da akılda kalması için ön ve arka kısım tepeden grseller:
Ön:
Arka:
Tüm bunların en önemlisi ne zaman bitecek sorusu, 2023 türkiye devlet bütçe plan raporunda -2024 raporu bi aya çıkar- Gazi üni için planlanan projelerde 2026 gözüküyordu eski ihale iptali düşünüldüğünde ben 2027 diyorum. Grseldeki diğer projeleri bilmiyorum.
Grsel:
Artık acil veya onko asist yazarsanız bolca vaktinizi bu binada harcayabilrsniz
saygılar.
Hatırlarsanız geçen yıl çıkılan ihalenin sonucunu bu başlıkta paylaşmıştım o ihale iptal arkadaşlar unutun yeni baştan..
Şöyle baktığımda ne var ne yok diye sitelere, dekanlıktaki çevre düzenlemesi ve tadilat ihalesi gözüme çarptı onu paylaştım. Bunlara ek olarak da yeni hastane yeniden ihaleye çıkılmış lakin ihaleye acil otoparkı, otopark ve yemekhane diye yapılar eklenilmiş bir şekilde grseller:
İptal:
Yeni:
Alan şirket çelikler holdinge bağlı yse inşaat. Bu şirket binanın ilk kısmını yapan şirket. Bunlar ilk kısmı yarı bırakmış nasıl güveneceğiz diye düşünebilirsiniz. Hiçbir şey diyemem kimsenin avukatı değilim komiteye girip çıkan tıp öğrencisiyim yani haklı olabilirsiniz umarım bitirirler devam..
Eskisinin bütçesininin neredeyse iki katı büyüklükte bir ihale. Lakin otopark ve yemekhane detayları da var. E nereye yapılacak bu yapılar diyorsanız.. hastanenin arkasındaki otopark olarak kullanılan arazinin altına doğru üç kat inin oraya otopark, üstüne de iki kat çıkın o kısma da öğretim görevlisi-personel yemekhaneleri, kafeterya-çiçekçi gibi yerlerin yapılacağı bir yapı dikilecek
Hastanenin beşevler kız kyk'dan bakıldığı kısmı acil girişi olacak. Binanın arka kısmından tarafından ise poliklinik girişi olacak. katlar sırasıyla: acil, genel pol, yoğunbakım, ameliyathane, idare-sosyal tesis, tesisat, anjiyo ve kemoterapi; kalan kulenin on katı ise hasta katı olacak. Daha da akılda kalması için ön ve arka kısım tepeden grseller:
Ön:
Arka:
Tüm bunların en önemlisi ne zaman bitecek sorusu, 2023 türkiye devlet bütçe plan raporunda -2024 raporu bi aya çıkar- Gazi üni için planlanan projelerde 2026 gözüküyordu eski ihale iptali düşünüldüğünde ben 2027 diyorum. Grseldeki diğer projeleri bilmiyorum.
Grsel:
Artık acil veya onko asist yazarsanız bolca vaktinizi bu binada harcayabilrsniz
saygılar.
Eline sağlık
umarım bahara yetişir
2023 vers beni fazla yıpratmıştır. Motivasyonum ölmüş ruhumdan yine bir parça çalmışlar gbi
Zil çalmasına az kaldı çaldı çalacak. Bu soru sınıfa sorulmuş. Parmak kaldıran yok. Öğretmen de vizyon katmaya çalışıyor belli. Ben bir yandan zilin çalmasıyla kapıya koşmam gerektiğini düşünüyorum ama öğretmen soruyu düşündüğümü düşünür: Ne diyorsun sence dumrul? Ben mi... öğrtemnim şey.. şey.. aslında
-zil çalar ve öğle arası.. tüm sınıf kapıya koşar- haftaya çalışma kitabı sayfa 38'den 45'e yapıp geliyorsunuz çocuklar nidası eşliğinde ben de kapıya koşuyorum tost sırasına kalmamalıyım çünkü.
Ufuk abi var okulun hemen aşağısında bir tost yapar öyle böyle değil. Olduğuna tereyağı ve ekmeğin kalınlığı 5 mm olacak şekilde tadı damağında kalır insanın. Şu çin tuzu koyuyor diyorlar ya fast food marketçileri o misal. Yersen bir kere ertesi gün öğle arasında bir daha.. bir daha... Müptelası olursun. Okulun kapısından aşağıya bir koşarsın; okul yeni yapıldı yol asfalt değil, on üç yaşındaysan bir de ayağın o esneklikle baldırlarına da vurur. üstüne ayağının tabanı tüm vücudun basıncıyla da yanar. Her adımını daha nazik atmaya çalışsan da olmaz beceremessin. Akşam eve geldiğinde annen pantalonundaki çamur izini sorar, oyun oynadım annee *yerse..
sek sek sekerek ufuk abinin tostunu 15 kişiden önce alabilmeyi başarırsın: -ufuk abi bana bir tane kaşarlı tost, -sucuklu tost isteyen var mı!!? -ben ufuk abi.. ben.. boyu uzun olanlar diğerlerini ezer kolları uzun direkt hap kapar fenaa. Şansın varsa aldığın kaşarlı tost kaşarlıdır belki de sucuklu yemeden anlamak zor. Tam ödemeye giderken arkadaşlarının yeni geldiğini, sırada oflayıp pufladığını görürsün; onlara şöyle bir sırıtırsın. -dışardayım ben siz gelirsiniz banktayım -şurdan da bi ayran.. sahi öğrtmen ne sormuştu on yıl sonra nerde görüyor muyum?
Ara ara hala soruluyor ve yine yeniden hala ne cevap vereceğimi bilemediğim bir soru.. keşke yine zil çalsa
-zil çalar ve öğle arası.. tüm sınıf kapıya koşar- haftaya çalışma kitabı sayfa 38'den 45'e yapıp geliyorsunuz çocuklar nidası eşliğinde ben de kapıya koşuyorum tost sırasına kalmamalıyım çünkü.
Ufuk abi var okulun hemen aşağısında bir tost yapar öyle böyle değil. Olduğuna tereyağı ve ekmeğin kalınlığı 5 mm olacak şekilde tadı damağında kalır insanın. Şu çin tuzu koyuyor diyorlar ya fast food marketçileri o misal. Yersen bir kere ertesi gün öğle arasında bir daha.. bir daha... Müptelası olursun. Okulun kapısından aşağıya bir koşarsın; okul yeni yapıldı yol asfalt değil, on üç yaşındaysan bir de ayağın o esneklikle baldırlarına da vurur. üstüne ayağının tabanı tüm vücudun basıncıyla da yanar. Her adımını daha nazik atmaya çalışsan da olmaz beceremessin. Akşam eve geldiğinde annen pantalonundaki çamur izini sorar, oyun oynadım annee *yerse..
sek sek sekerek ufuk abinin tostunu 15 kişiden önce alabilmeyi başarırsın: -ufuk abi bana bir tane kaşarlı tost, -sucuklu tost isteyen var mı!!? -ben ufuk abi.. ben.. boyu uzun olanlar diğerlerini ezer kolları uzun direkt hap kapar fenaa. Şansın varsa aldığın kaşarlı tost kaşarlıdır belki de sucuklu yemeden anlamak zor. Tam ödemeye giderken arkadaşlarının yeni geldiğini, sırada oflayıp pufladığını görürsün; onlara şöyle bir sırıtırsın. -dışardayım ben siz gelirsiniz banktayım -şurdan da bi ayran.. sahi öğrtmen ne sormuştu on yıl sonra nerde görüyor muyum?
Ara ara hala soruluyor ve yine yeniden hala ne cevap vereceğimi bilemediğim bir soru.. keşke yine zil çalsa
Ben bu şehre yanlış hatırlamıyorsam 2017 yılının yaz mevsiminde (temmuz olması lazım) gitmiştim. Eski hatay'da bir camiyi ziyaret etmiş ve oradan bir cadde boyunca yürümüş gezmiştim. Künefe yemek için yine yanlış hatırlamıyorsam çınaraltı denilen mekan vardı, küçük bir ara sokaktan oraya geçmiştim. Böyle büyük bir çınar ağacının altında künefe yemiştim. Arkeoloji müzesi ve meryem ana kilisesi'sini gezmiştim. malum özel soslu döneri de iskenderun'da yemiştim. Demişlerdi "buraya gitmek için tek gidiş-geliş bu yol, başka alternatif bir yolu yok" (bu sözü hatırlarsanız deprem sonrası yardımın geç ulaşması sebebinde çok dillendirmişlerdi) Böyle yaşım küçük olduğundan kesik kesikti anılarım. Sürem kısıtlıydı sorana, yine gelinir daha detaylı gezmek lazım diyordum..
6 Şubat depremi sonrası cüneyt özdemir; youtube'a, hatay'ın son halini yürüyerek kayıt altına aldığı bir video yükledi. Video 1-2 saatti. Her yer yıkılmış beton yığını olan o caddeyi camiyi gördüğüm gibi hatırladım. Habib-i neccar direkt kubbesi girişi yıkılmış, hemen bağlantılı olduğu cadde ilk aydınlatılan cadde ve o künefe yemek için girdiğim ara sokak.. böyle her şey yerli yerine oturdu. O yeni hataydan eski hataya geçti ben videoyu x1.5 hızdan x1'e indirdim. Hafif şok geçirmiş, hafif daha bi anlamlı videonun sonunu getirdim
6 Şubat depremi sonrası cüneyt özdemir; youtube'a, hatay'ın son halini yürüyerek kayıt altına aldığı bir video yükledi. Video 1-2 saatti. Her yer yıkılmış beton yığını olan o caddeyi camiyi gördüğüm gibi hatırladım. Habib-i neccar direkt kubbesi girişi yıkılmış, hemen bağlantılı olduğu cadde ilk aydınlatılan cadde ve o künefe yemek için girdiğim ara sokak.. böyle her şey yerli yerine oturdu. O yeni hataydan eski hataya geçti ben videoyu x1.5 hızdan x1'e indirdim. Hafif şok geçirmiş, hafif daha bi anlamlı videonun sonunu getirdim
Ben de diyorum bu hafta neden endekse oturdular sebebi bugün belli oldu Kızılcık şerbeti kayhan borsaya girmiş. Bahtsız bedevim benim, Allah seni başımızdan eksik etmesin
İsrail gazze'nin kuzeyindeki insanlara göç etmesi için süre veriyor. Daha sonra o insanların araba konvoyuna bomba yağdırıyor. Sabah izledim videoyu
Yemekhane ücreti 30'a (ot'uz-a) dayanacak. Kynk: türkiye yüzyılı
Köylüleri niçin öldürmeliyiz şiirini bugün bir kez daha okudum.
yedirmeyi içirmeyi köylüden oturmayı kalkmayı şehirliden öğren diye bir söz vardır. Köylünün öldürülmesi kadar öldürülmemesi gerken irfani meziyetleri de çok lakin ben Bu şiirde köylüyü öldürmekten kast edilen mananın düşük bilinç seviyesinden kurtulmak olduğunu düşündüğüm için bu şiiri seviyorum ama ilk okuyuşta bu kapalı anlamı fark edemeyenler kırılıp hatta şiirdeki kibirli ifadelere sinir olup infial yaratabilirler sn deli dumrul...
Kapalı anlamı anlasam da bunun "köylü" kelimesiyle ifade edilişi hoş değil bence. "Köylü milletin efendisidir"
Benim gözümde iki ayaklıdır. Ölüm bir perdedir. Perdeyi aralayınca ayaktan ayağa geçiş olur. Belki herkesin başına gelmese istemezdim perdeyi aralamak ama dedemin bu dünyadaki tanıdıklarım diğer dünyadaki tanıdıklarımdan az sözünden sonra ben de kabullendim
Filozofun dediği ölümden korkmuyorum çünkü ölüm varsa ben yokum ben varsam ölüm yok demek rahatlatır belki ama ben desteklemiyorum
Ruhlar hayatta sınırı aşmaya çalışır beden izin vermez. Gözler görür diğer gözü, diğer gözün ruhunu hisseder belki dolaylı. Merak eder tanımak ister, erteler. Der nasip değilmiş
Dünya her yaşayana silüet eder. Kişinin masumluğunu elinden alır, kirletir mi denir sanmıyorum daha çok kendisine benzetir
Küçükken büyük görünen şeyler büyüdükçe küçülür kanıksanır. İlkokulda sınıfta sigara içilmişti diye tüm öğrenciler nasıl da bakmıştı, aklıma gelir
Kişinin yokluğu varlığında hissedilmez. alışkanlık işte, dersin özlemişim
Hayat işte bazen yazasım gelir sonra geçer
Filozofun dediği ölümden korkmuyorum çünkü ölüm varsa ben yokum ben varsam ölüm yok demek rahatlatır belki ama ben desteklemiyorum
Ruhlar hayatta sınırı aşmaya çalışır beden izin vermez. Gözler görür diğer gözü, diğer gözün ruhunu hisseder belki dolaylı. Merak eder tanımak ister, erteler. Der nasip değilmiş
Dünya her yaşayana silüet eder. Kişinin masumluğunu elinden alır, kirletir mi denir sanmıyorum daha çok kendisine benzetir
Küçükken büyük görünen şeyler büyüdükçe küçülür kanıksanır. İlkokulda sınıfta sigara içilmişti diye tüm öğrenciler nasıl da bakmıştı, aklıma gelir
Kişinin yokluğu varlığında hissedilmez. alışkanlık işte, dersin özlemişim
Hayat işte bazen yazasım gelir sonra geçer
Üstada saygı 😞
Hi barbie
Bay barbie
Sülaleye damat geldi -doktor. Doktor beğ doktor beğ dedim benim saçlar dökülüyor napacaz o işi. Dedi tıpı bırak -thanx
He bu zamana kadar hiç amerika'nın gözünden kendi attıkları atom bombasının olayını bu kadar pr (barbieyle yarışılacak koşun salonlara) ve büyük prodüksiyonla tüm dünyaya anlatılmadı da neden bu zamanda çekildi bu film sorusu da dank ediyor bir yerden sonra. Büyük resmi görmüş dumrulun gözlemiyle şöyle ki arkdaşlar bu amerika baktı herkesin elinde atom bombası (herkes=rus iran çin kim yong un) var, zamanında kyoto'ya atmayalım yeaa orasının tarihsel yapıları çok iyi şımarıklığının üstünü "öyle gerekti, biz pişmanız, intikam falan almayın bizden veya biz kullandık siz de şimdi bize kullanmayın valla yanarız" duyarıyla örterek; karma'yı yok etmeyi amaçladığına yordum. Peki duyar tutar mı bana kalırsa tutmaz ytd
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?