T:Kişide var olmayan şeylere kişinin hasetlenmesi durumu.
Yanlış anlaşılmasın,imtina etmekten bahsetmiyorum,aradaki farkı da biliyorum.
Benim kıskandığım şey İnsanları umursayabilme özelliği.
Çok övülen 'siklememek'mevzusu var ya hani,çok da matah değil.
Direkt herkesten vazgeçebilmek sonsuzluk gibi görünse de aslında hiçlik.
Ve problem şu:
Ben depresyona girmedim.
Yani yeni versiyonum direkt bu.
Eski versiyonum bire bir ilişkilerde daha iyiydi :/
https://gutfsozluk.com/e/37691#
Bir ekleme yapmak istiyorum.
Her zerremle mücadele ettikten sonra isyan etmeden 'hayır vardır,şükrolsun.' Diyebilmiştim.
Kaza geçirdikten sonra ayağa kalkabildiğim gibi belki iyi niyetimden dolayı raporu kabul edip sınava alırlar diye sandalyeyle okula gelmiştim.
Sınava alınmadım.
Okulum uzadı.
Okulum uzadığı için hala çok problemlerim var ama kendi içinde birçok artısı oldu.
22 yaşında ciddi anlamda hem akademik hem de sosyal olarak aktif bir kadının bırakın okula gelmeyi,tuvalete gidemez durumda kendini bulması çok zordu.
Kendime 2 hafta boyunca oksapar yaptım.(dmah)
2 hafta boyunca sakral ödem baktım.
Kendimi anlamsız bir et yığını olarak tanımlarken bacaklarıma ödem muayenesi yaptırdım aileme.
Ağrı içindeydim aylarca.
2.ayın sonunda arkadaşımla sohbet ederken şunu fark ettim:
Bir kez bile isyan etmemiştim.
Sadece bir defasında 'allahım çok genç değil miydim,bu ağrılarla ömür nasıl geçecek?' Demiştim.
Ağrılar artık yok.
O günler geçti.
Bana sabır ve dirayet kaldı.
O günlerden sonra insanlara desiderius erasmus'un bakışıyla eskisinden çok daha fazla değer verir oldum ancak şahsi ilişkilerde kimseyi doğru düzgün umursamadığımı fark ettim.
Ben yanlışlıkla fazla olgunlaştım.
Umarım kimse bu raddeye gelmez ama 'her şeyde bir hayır vardır.'
Bir ekleme yapmak istiyorum.
Her zerremle mücadele ettikten sonra isyan etmeden 'hayır vardır,şükrolsun.' Diyebilmiştim.
Kaza geçirdikten sonra ayağa kalkabildiğim gibi belki iyi niyetimden dolayı raporu kabul edip sınava alırlar diye sandalyeyle okula gelmiştim.
Sınava alınmadım.
Okulum uzadı.
Okulum uzadığı için hala çok problemlerim var ama kendi içinde birçok artısı oldu.
22 yaşında ciddi anlamda hem akademik hem de sosyal olarak aktif bir kadının bırakın okula gelmeyi,tuvalete gidemez durumda kendini bulması çok zordu.
Kendime 2 hafta boyunca oksapar yaptım.(dmah)
2 hafta boyunca sakral ödem baktım.
Kendimi anlamsız bir et yığını olarak tanımlarken bacaklarıma ödem muayenesi yaptırdım aileme.
Ağrı içindeydim aylarca.
2.ayın sonunda arkadaşımla sohbet ederken şunu fark ettim:
Bir kez bile isyan etmemiştim.
Sadece bir defasında 'allahım çok genç değil miydim,bu ağrılarla ömür nasıl geçecek?' Demiştim.
Ağrılar artık yok.
O günler geçti.
Bana sabır ve dirayet kaldı.
O günlerden sonra insanlara desiderius erasmus'un bakışıyla eskisinden çok daha fazla değer verir oldum ancak şahsi ilişkilerde kimseyi doğru düzgün umursamadığımı fark ettim.
Ben yanlışlıkla fazla olgunlaştım.
Umarım kimse bu raddeye gelmez ama 'her şeyde bir hayır vardır.'
Çok nonprofesyonel davranışlar.
Kronik ve profesyonel ağlayan insanların karşısında ağlarsanız asla telaşlanmazlar.
Sümüğünüz dudağınıza,ordan da midenize gitmesin diye peçete uzatırlar.(en iyi ihtimal)
Tepki vermezler ama sizi önemsediklerini de bilirsiniz.
If am not jaruselam,dont cry to me :)
Aga biri ağlarsa çok profesyonel yaklaşırım ama rica ediyorum ki kuytularda ağlasın herkes.
(Okulda ağlanacak yer önerisi isteyen varsa yorumlarda buluşalım🍀🫂)
Kronik ve profesyonel ağlayan insanların karşısında ağlarsanız asla telaşlanmazlar.
Sümüğünüz dudağınıza,ordan da midenize gitmesin diye peçete uzatırlar.(en iyi ihtimal)
Tepki vermezler ama sizi önemsediklerini de bilirsiniz.
If am not jaruselam,dont cry to me :)
Aga biri ağlarsa çok profesyonel yaklaşırım ama rica ediyorum ki kuytularda ağlasın herkes.
(Okulda ağlanacak yer önerisi isteyen varsa yorumlarda buluşalım🍀🫂)
Şimdi size güzel bir mantar yemeği tarifi yazayım. İstiridye mantariyla yapılıyor yemek. Mantarları temizliyoruz. Daha sonra saplarıyla birlikte fırın tepsisine güzelce diziyoruz. Üstüne tereyağ ile erittigimiz baharatlı karisimdan döküyoruz ve biraz da tuz serpiştiriyoruz. Fırına veriyoruz. Pişince fırından çıkarıp üstüne kaşar rendeliyoruz ve kaşarlar eriyinceye dek fırına tekrar atıyoruz. Kaşarlar da eriyince afiyet olsun efenim! Efsane oluyor! :)
Özellikle uyku, yemek, çalışma gibi işleri bir rutine bağlamak.
Kendi adıma favori şarkısı mayın tarlasıdır ama ablasının ölümü üzerine çıkardığı artık kısa cümleler kuruyorum albümü en iyi albümlerden birisi olabilir. Ayrıca onno tunç şarkısı olan ünzile şarkısına getirdiği yorum müthiştir.
Kendisi benim muhteşem üçlüm'den birisi olur. Her şarkısını bir ayrı severim. Ama "Seni Her Gördüğümde" şarkısını daha bir çok severim. İyi ki yazmış da ben de iyi ki dinliyorum. :)
Stajın başladığı ikinci gün anladım.
Aşık olmaya başlamıştık.
Aşık olmayalım diye gittim başka bir adamla buluştum,politik tutumum benziyor diye buluştum,tek baktığım şey oydu.
Olmadı,detaya gerek yok.
Sunduğu bahaneyi kabul ettim sansın o.
Neyse
ağzımdan çıkan her şeyi hatırlıyordu.
beni dinliyordu.
ve aslında beğendiği kadın tipi değildim,biliyordum.
ben fiziksel olarak ortadoğulu,farisi fenotipin ta kendisiyim.beyaz kadınlardan hoşlanıyor normalde.
ama biz günde 12 saatten fazla konuşabiliyorduk.
hiç sıkılmadan.
ikimiz de öğrenciydik ama kendi parasını kazabilen bir mühendisti aynı zamanda.
bana para harcıyordu ve ben bunu problem etmiyordum.bazen kartını istiyordum.
o kartla alışveriş yapıyordum.
ayrıldık.
ama borçlu hissetmiyorum.
arabasını arabamam gibi kullanıyordum.
kolay kolay bu seviyeye gelinmez.
son gecemizde 'state of art' konusunu bile konuştuk.
kapitalizmin nefesindeydik son gece.
ikimiz de solcuyduk.
ama bakan anlamazdı.
ve kapitalizm dedim,makineler dedim.
nazım'ın o dizelerini okudum.
'trrrrum,
trrrrum,
trrrrum!
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!
beynimden, etimden, iskeletimden geliyor bu!'
ve devam ettirdi.
13 saattir beraberdik.
son gecemizdi.
doyamıyordum.
'karım olamayacak olman beni mahvediyor' dedi.
gözleri doldu.
ağladım.
onun yanında hep rahattım.
aşk vardı.
renkler vardı.
ikimiz de narsisistik örüntüleri olan ucubelerdik ama çok mutluyduk.
kokusu,benim kokumun aynısıydı.
zihni,zihnimdi.
bana aşıktı.
ona aşıktım.
onun doğru kişi olduğunu ayrılırken bir kez daha anladım.
Aşık olmaya başlamıştık.
Aşık olmayalım diye gittim başka bir adamla buluştum,politik tutumum benziyor diye buluştum,tek baktığım şey oydu.
Olmadı,detaya gerek yok.
Sunduğu bahaneyi kabul ettim sansın o.
Neyse
ağzımdan çıkan her şeyi hatırlıyordu.
beni dinliyordu.
ve aslında beğendiği kadın tipi değildim,biliyordum.
ben fiziksel olarak ortadoğulu,farisi fenotipin ta kendisiyim.beyaz kadınlardan hoşlanıyor normalde.
ama biz günde 12 saatten fazla konuşabiliyorduk.
hiç sıkılmadan.
ikimiz de öğrenciydik ama kendi parasını kazabilen bir mühendisti aynı zamanda.
bana para harcıyordu ve ben bunu problem etmiyordum.bazen kartını istiyordum.
o kartla alışveriş yapıyordum.
ayrıldık.
ama borçlu hissetmiyorum.
arabasını arabamam gibi kullanıyordum.
kolay kolay bu seviyeye gelinmez.
son gecemizde 'state of art' konusunu bile konuştuk.
kapitalizmin nefesindeydik son gece.
ikimiz de solcuyduk.
ama bakan anlamazdı.
ve kapitalizm dedim,makineler dedim.
nazım'ın o dizelerini okudum.
'trrrrum,
trrrrum,
trrrrum!
trak tiki tak!
makinalaşmak istiyorum!
beynimden, etimden, iskeletimden geliyor bu!'
ve devam ettirdi.
13 saattir beraberdik.
son gecemizdi.
doyamıyordum.
'karım olamayacak olman beni mahvediyor' dedi.
gözleri doldu.
ağladım.
onun yanında hep rahattım.
aşk vardı.
renkler vardı.
ikimiz de narsisistik örüntüleri olan ucubelerdik ama çok mutluyduk.
kokusu,benim kokumun aynısıydı.
zihni,zihnimdi.
bana aşıktı.
ona aşıktım.
onun doğru kişi olduğunu ayrılırken bir kez daha anladım.
Rahat olmak. Öğrendikten sonra çoğu konuda tetikte oluyorsun,o eski rahatlığın kalmıyo. Mesela sokakta kedi köpek görünce çok tatlı gelse de dokunmak isteyince bi saat beyninde muhakeme yapıyorsun şak diye dokunamıyorsun,çimli bi yere gidince ayakkabını çıkarıp rahatça yürüyemiyorsun aklına mikroda gördüklerin geliyor. Havuzda denizde çıplak ayakla ıslak yerlere beş dklık bile basamıyorsun dermada hocanın dedikleri aklına geliyo. Her ortamda lens takamıyorsun,takmak için elini yıkadığında da beş kere kontrol ediyorsun elini kuru mu diye,aklına göz stajında gördüğün fotolar geliyo. Yani hadi sen yapmıyorsun onu geçtim yapanı görünce yaşadığın gerginlik de sana dert oluyor zaten…
Aslında gazi tıp forum gibi kullansak baya efektif olacak site bence. Dönem 1'den asistan doktora kadar geniş çeşitlilikte bir popülasyon var. Hal böyle olunca, çok güzel bir bilgi paylaşımı olabilir diye düşünüyorum.
Site bence iç karışıklıklara kurban gitti. Tartışmalar oldu, o tartışmalar ileri gitti, sonra sözlüğü yavaş yavaş bırakanlar oldu. Öyle olmaması gerekiyordu.
(bkz: yüz göz olduk yar seninle)
Site bence iç karışıklıklara kurban gitti. Tartışmalar oldu, o tartışmalar ileri gitti, sonra sözlüğü yavaş yavaş bırakanlar oldu. Öyle olmaması gerekiyordu.
(bkz: yüz göz olduk yar seninle)
İmaxte izlemiştim the Irishman'den sonra aynı ayarda hatta çok daha üst seviyede bir ambiyans vardı. En iyi kadın oscarı bekliyordum o gelmedi. Filmden nasıl bir konu çıkar ki merak duygum giderek gerileme dönüşmüştü. Böyle huzursuzluk duygusu çok fena insanı etkisi altına alıyor. Uzunluğa aldanmayın akışa bırakın bir çırpıda bitiyor. şiddetle tavsiye
sözlüğün eski aktif günleri:')
Burası bahçeli metro mu sn yazar?
Evet sn yazar
Çoğunluğun dönüp dolaşıp geleceği yer bence yine bu ilişki olacaktır.
Kaderden kaçılmaz derler:)
Kaderden kaçılmaz derler:)
bir gün her birimiz, bir gün yolu düşer de uzun zaman sonra kare çarşı veya dekanlık kapısından geçerse, gözü eski dostlukları, anıları ve kişileri arayacak ve yaşlarla dolacak gibi hissediyorum.
Gözümde çok büyüyüp, çok şükür ki, postmortem de olsa, gerçekleştirdiğim tıbbi işlemdir.
D5 olacak arkadaşlar anestezi stajında mutlaka yapın. Eğer kimse size sormazsa yapmak istediğinizi deklare edin, yaptırıyorlar. Bol bol maske tutun, entübasyon yapın, damar yolu açın.
D5 olacak arkadaşlar anestezi stajında mutlaka yapın. Eğer kimse size sormazsa yapmak istediğinizi deklare edin, yaptırıyorlar. Bol bol maske tutun, entübasyon yapın, damar yolu açın.
Mastürbatif başlıklarda bugün.
İnsanın burnu b.ka batmadan tabii ki yalnızlık diyor.
Sonra ebesininkini tersten görünce yine yalnızlık diyor ama ilk yalnızlık diyişiyle son yalnızlık diyişi arasında birkaç deccal oluyor.
İnsanın burnu b.ka batmadan tabii ki yalnızlık diyor.
Sonra ebesininkini tersten görünce yine yalnızlık diyor ama ilk yalnızlık diyişiyle son yalnızlık diyişi arasında birkaç deccal oluyor.
ikinci ergenlik dönemi olarak da adlandırılan hayatın kırılma noktalarından biri. daha önce burda da bahsettiğimi hatırlıyorum. 25 yaşının ilk günlerini yaşayan, belki de bu krizin tam ortasında olan biri olarak konuşmak istedim. bana ne olduğunu, olduğunu sandığımı, anlatırsam küçük bir farkındalık oluşturabilirim belki.
ilk önce çok büyük bir değişimin ortasında olduğumu söylemeliyim. bu dönemde altında ezildiğiniz sorunlarla yaşamayı öğrenmek zorunda kalıyorsunuz. basit gördüğünüz problemlerin aslında büyük sorumluluklar olduğunu anlıyorsunuz. önünüze hayatınızı büyük ölçüde değiştirecek birkaç seçenek çıkıyor. attığınız her adımın sonucunu yaşayarak tecrübe kazanıyorsunuz. büyümekten ziyade olgunlaşıyorsunuz. asıl hayatınızı kuruyorsunuz. bu yaşa kadar aileniz birçok şeyi arka planda sizin için düşünüp hallediyordu zaten. artık tam bağımsız bir birey oluyorsunuz. her detay önemli hale geliyor. mesleğe adım atmak başlı başına stresli. evini belki ilk kez belki ikinci kez terketmek zor gelebiliyor. nasıl yaşayacağınızın kararını veriyorsunuz. öyle ortada kalmışlık bir zaman dilimi.
bazen bazı şeylere geç kaldığınızı düşünüyorsunuz. zaman varken yapmadıklarınız bir film şeridi gibi akıyor gözünüzün önünden. herkes kendi zamanında yaşar geç kalmak diye bir şey söz konusu değil biliyorum. yine de böyle hissetmeyi engelleyemiyorum.
tüm bu yazdıklarımı düşününce farkında olmak bunu atlatmanın bir yolu sayılmaz mı.. sanırım özgüveni kaybetmemek gerekiyor. kendine inanıp yola devam etmeli. zaman her şeyin ilacı. ayaklarınızın yere sapasağlam bastığı günler yaşamanızı diliyorum efenim.
ilk önce çok büyük bir değişimin ortasında olduğumu söylemeliyim. bu dönemde altında ezildiğiniz sorunlarla yaşamayı öğrenmek zorunda kalıyorsunuz. basit gördüğünüz problemlerin aslında büyük sorumluluklar olduğunu anlıyorsunuz. önünüze hayatınızı büyük ölçüde değiştirecek birkaç seçenek çıkıyor. attığınız her adımın sonucunu yaşayarak tecrübe kazanıyorsunuz. büyümekten ziyade olgunlaşıyorsunuz. asıl hayatınızı kuruyorsunuz. bu yaşa kadar aileniz birçok şeyi arka planda sizin için düşünüp hallediyordu zaten. artık tam bağımsız bir birey oluyorsunuz. her detay önemli hale geliyor. mesleğe adım atmak başlı başına stresli. evini belki ilk kez belki ikinci kez terketmek zor gelebiliyor. nasıl yaşayacağınızın kararını veriyorsunuz. öyle ortada kalmışlık bir zaman dilimi.
bazen bazı şeylere geç kaldığınızı düşünüyorsunuz. zaman varken yapmadıklarınız bir film şeridi gibi akıyor gözünüzün önünden. herkes kendi zamanında yaşar geç kalmak diye bir şey söz konusu değil biliyorum. yine de böyle hissetmeyi engelleyemiyorum.
tüm bu yazdıklarımı düşününce farkında olmak bunu atlatmanın bir yolu sayılmaz mı.. sanırım özgüveni kaybetmemek gerekiyor. kendine inanıp yola devam etmeli. zaman her şeyin ilacı. ayaklarınızın yere sapasağlam bastığı günler yaşamanızı diliyorum efenim.
küçükken benim gözümde dünyanın en havalı çocukları tüplü pcden sonik oynuyolardı, siz de havalı çocuk olmak istiyosanız: https://arcadespot.com/game/sonic-the-hedgehog-classic/
başlamak için: enter
zıplamak için: z
başlamak için: enter
zıplamak için: z
gece 1 sularında yapılmış ani bir planla yola çıkmıştım geçen haftalarda. hakkında fikirlerim hiç değişmedi. hala vakit ve nakit kaybı bir şehir olduğunu düşünüyorum. gidin,gezin,tarihi koklayın ve çıkın.
Bir konu hakkında biraz bile iddialı konuşsanız (olumsuz anlamda yapmam, istemem vs.) o şey gelir sizi bulur. Hatta Öyle bir bulur ki bu sefer istemem de diyemezsiniz.
En somut belirtisi bence yemeden içmeden kesilmek. Zayıflamak isteyenler aşık olsun cidden işe yarıyo :)
Espriyi anlatınca esprinin biyoyararlanımı düşer ve aynı tadı vermez.
geçen sene veya ondan önceki. konferans salonunda fakültemizin değerli topluluklarınından birinin etkinliğinde bir doktor abimizin kariyer yolculuğunu dinlemeye gittim. öğrenciliğinde gezdiği ülkeler odaklı, aylık yüz bin liralık maaşı istemeyip yurt dışında araştırma yapmayı seçmesi sonuçlu bir kariyer. konuşmasının bir yerinde "burada duyacağınız bir söz belki de hayatınızda yeni bir kapı açabilir" ana fikirli. ve "hayatınızda hiç beatles dinlediniz mi" sorusu benim konferanstan çımbızladığım
sohbetin bir yerinde hayatında hiç beatles dinlemeyen var mı sorusu soruldu zaten 20-30 kişi varız yarısından fazlası el kaldırdı. ah sizin yerinizde olmak için neler vermezdim ben dedi konuşmacı. belki de sunumdaki en samimi andır o kesit. devam etti, sıfırdan beatles'la tanışmayı o kadar çok isterdim ki.. yeniden o zevki tatmak mesela ben şu an dinlesem nerede nefes aldığına kadar bilirim şarkılarını, ilk dinlediğimdeki zevke vermeyecek hiçbir zaman ama sizin için bu hazine. hâlâ keşfedilmemiş eşsiz bir deneyim yaşayabilirsiniz çok şanslısınız
benim için konuşmanın ampul yakan kısmıdır. konuşmacının ana fikre ulaşmak için döktüğü cümleler-kelimeler arasında kiliti açmaya o beatles sorusu anahtar oldu. genişleteyim
hayatımda hiç interstellar izlememiş olmak isterdim veya hayatımda hiç cengiz aytmatov okumamayı veya oynadığım ilk okeyle pokerin zevkini tekrar yaşamayı veya nolanın filmlerinin en sonundaki şaşırma hissini sıfırdan tekrar yaşamayı veya hiç aşık olmamayı dilerdim. konuşmacının söyleşisiyle; sıfırdan the beatles'ın şarkılarını bıkana kadar dinlemek tekrardan o hazzı dibine kadar yaşamak isterdim. Henüz deneyimlemediklerimin değerine saygı duyuyorum. Teşekkürler
tanm: bu yazının ilhamı bir billy joel şarkısı
sohbetin bir yerinde hayatında hiç beatles dinlemeyen var mı sorusu soruldu zaten 20-30 kişi varız yarısından fazlası el kaldırdı. ah sizin yerinizde olmak için neler vermezdim ben dedi konuşmacı. belki de sunumdaki en samimi andır o kesit. devam etti, sıfırdan beatles'la tanışmayı o kadar çok isterdim ki.. yeniden o zevki tatmak mesela ben şu an dinlesem nerede nefes aldığına kadar bilirim şarkılarını, ilk dinlediğimdeki zevke vermeyecek hiçbir zaman ama sizin için bu hazine. hâlâ keşfedilmemiş eşsiz bir deneyim yaşayabilirsiniz çok şanslısınız
benim için konuşmanın ampul yakan kısmıdır. konuşmacının ana fikre ulaşmak için döktüğü cümleler-kelimeler arasında kiliti açmaya o beatles sorusu anahtar oldu. genişleteyim
hayatımda hiç interstellar izlememiş olmak isterdim veya hayatımda hiç cengiz aytmatov okumamayı veya oynadığım ilk okeyle pokerin zevkini tekrar yaşamayı veya nolanın filmlerinin en sonundaki şaşırma hissini sıfırdan tekrar yaşamayı veya hiç aşık olmamayı dilerdim. konuşmacının söyleşisiyle; sıfırdan the beatles'ın şarkılarını bıkana kadar dinlemek tekrardan o hazzı dibine kadar yaşamak isterdim. Henüz deneyimlemediklerimin değerine saygı duyuyorum. Teşekkürler
tanm: bu yazının ilhamı bir billy joel şarkısı
Elimdekileri benden alma varsın yeni güzellikler getirmesen de olur. Şey yani gölge etme başka ihsan istemem
artık halka arz falan alınmaz altın almak lazım altın
The book of life-favori animasyonumdur-,
Corpse Bride✨,
Hotaru no haka (1988) 🥺🥺.
———
akinjeon
Salinui chueok
truman show
edward scissorhands
big fish
split
moonrise kingdom
Corpse Bride✨,
Hotaru no haka (1988) 🥺🥺.
———
akinjeon
Salinui chueok
truman show
edward scissorhands
big fish
split
moonrise kingdom
Big fish ağlatmıştı
İnsan olduğumu unutuyorum ben.
İnsan ilişkileri konusunda master yapmış biri olarak tanımlarım kendimi. Kısa zamanda tanıyıp seven de olur, uzun zaman tanıyamayan da. ortamlardan dışlandım, Uzakları yakın kılmaya çalıştım, verdiğim değerin onda birini görmedim, ayırdığım zamanın kıymeti bilinmedi, istenmedim. Sebepleri anlamaya kendimce çözümler üretmeye çalıştım. Denedim de. Bazen sadece olmuyor ve bunun sorumlusu her zaman ben değilim. Onu anladım. İnsan önce kendini kabullenmeli, hatasıyla doğrusuyla. Herkes beni sevmek zorunda değil, sevmesin de zaten. Son günlerde Sevildiğimi hissetmeye ihtiyaç duyduğumu farkettim. Gitmeden görüşelim bile diyemedim çoğunuza, yolda görsem tanıdık ama. İsminizi bilmem sizi tanıdığımı göstermiyor malesef. Artık Bana aşamayacağım duvarlar örmeyin. Direkt yok sayın daha iyi. Ben de öyle yapacağım bundan sonra. Çıkarlarınızı ayıklamaktan yoruldum. Hoşçakalın.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?