suyu bardağa koyarken ağzına kadar doldurmamak ve içmeden önce biraz havada daireler çizip su içerisinde yuvarlanmaya başlayınca viski içen mafya babası edasıyla suyu içmek
bir mekana veya restorana oturulduğu an burayı biz açsak kirasına şu kadar verirdik şu kadar masraf bu kadar kâr yapardık zengin olurduk diye aşırı felsefi içeriklerle dolu muhabbetler açmak.
Özellikle düğün salonları için yapmayı çok sevdiğim aktivite :)
d1 k5 ten mantar zehirlenmelerine karşı atropin verilmesi. niye bu kadar saçma bir şey aklımda kaldı bilmiyorum.
lost on you - lp
otuz iki etnik unsur.
nnolur şu türküyü de söylesene aga diye darlanan insandır.
“yıldızlarda kayar durmaz yerinde
solar güzellik kalmaz yüzünde”
şarkısındaki ilk cümlenin öznesini yıldızlar sanıyordum fakat gizli özne-o imiş.
solar güzellik kalmaz yüzünde”
şarkısındaki ilk cümlenin öznesini yıldızlar sanıyordum fakat gizli özne-o imiş.
şu an öğrendim..
insanlara bir şeyler daha kattık ^-^
teşekkürler :')
popüler kültür. sanırım cebinde 30 milyon şarkıya erişim olan insan plağın değerini, 12 mp kamerası ile yüzlerce fotoğraf çeken insan ise fotoğraf banyosunun değerini anlayamayacak. çok hızlı tüketiyoruz her şeyi çok..
kulaklık takıp camdan dışarıdaki insanların içinden dedikosunu yapmak
öğrenci işlerinin telefona cevap vermesi.
Bence bu yetersiz bi giri olmuş sayın sokratesla. Cevap verdiğinde mevcut problemin arz edilip çözülebilmesi de eklenmeliydi. Yoksa en iyi ihtimallle bi yerlerden bi yerlere iletiliyorsunuz ya da karşılıklı anlaşmazlık içinde telefon kapatılıyor djjdjs
doğru tespit sayın ackerman, teşekkür ederim :')
rica ederim sayın sokratesla ;)
hayır yeme onu, birazdan yemek yiyeceğiz yemiyosun sonra.
online dönemden önce ankaradayken bile, eve dönmediğim aylarda saçımı uzatıyordum berberime olan sadakatimden. bu başlık altında da berberciyim ben.
acının insana kattığı değeri bilirim, küsemem.
a thousand miles seems pretty far, but they've got planes and trains and cars
I'd walk to you if I had no other way
I'd walk to you if I had no other way
çöp mideli olmak. bazıları kelle paça, kokoreç falan yiyince bile midesi bulanıyormuş falan ama 2 liralık tavuk döner yese koymuyor çöp mideli insanlara. çöp midelilik nimettir.
mutfaktan akan suyun temiz, banyodan akan suyun kirli olduğuna inanırdım.
-hala da aklım almıyor bu arada nası aynı su olabilir-
-hala da aklım almıyor bu arada nası aynı su olabilir-
hala banyodan su içemem :)
her gün batımında pencerenin önüne çıkıp kulaklığı takıp havanın kararmasını izlemek.
umarım tek ben yapmıyorumdur bunu.
umarım tek ben yapmıyorumdur bunu.
Şanslıyız ki bunu yapabiliyoruz:)
elimizde bi bu kaldı hocam :)
aşı karşıtları.
ders çalışmaktan yorulunca dinlenmek için psikiyatri çalışıyorum, daha ne söylenebilir ki ?
insanların acı yemeyi sevmesi.
bitkilerin diğer canlılar tarafından yenilmemesi için evrimleştiği göz önünde bulundurulursa, insanoğlunun psikopatlığını düşünememişler.
bitkilerin diğer canlılar tarafından yenilmemesi için evrimleştiği göz önünde bulundurulursa, insanoğlunun psikopatlığını düşünememişler.
masaya çık tepin istersen
tost perileri gelip kaşarlı tostu falan aşırı lezzetli yapıyor 12'den sonra
Tostun lezzetli olmadığı tek bir an bilmiyorum ben :))
ayrancı antika pazarında gördüğüm tsk ve harp okulu rozetlerinden sonra rozet koleksiyonu yapmaya başladım. hem manevi değeri yüksek hem de maddi olarak toplaması kolay. tavsiye edilir.
bir psikoloğun şöyle bir açıklaması vardı: ilk yaşımız hayatımızın o zamana kadarki sürecinin tamamı, ikinci yaşımız o zamana kadarki sürecin yarısı ve üçüncü yaşımız o yaşa kadarki hayatımızın üçte biri şeklinde ilerlediği için, 20 li yaşları geçtikten sonra günlerin haftaların yılların hızlanması çok olağandır. ki bakınız bu yüzdendir ki çocuklukta zaman geçmek bilmez, büyüyünce de durmak..
bir de bunun almanca versiyonu olan grundstücksverkehrsgeneimegungszustandigkeitübertranungsverordnung u vardır ki hepsinden kötüdür.
tarih veya ekonomi desem linç yemem umarım.
tıp bayramı balosu olabilir.
sadece ezan ve namaz arası kadar kısa, kulağa okunan ilk ezan - cenaze namazı.
👌
ezan ve sela diye de geçer. (gerçi sela arapça namaz demek ama türkçe'de anlam değişimine uğramış.) ama hepsi aynı kapıya çıkıyor zaten :)
Öyle, arapça salat demek namaz. Namaz farsça bir kelimedir. Arapça'da te harfi sonda ise h diye olunabiliyor saleeh kelimesi de selaya buradan farklanmış diye düşünüyorum.
namazsız ezandan, ezansız namaza diye de söylenebilir
Aynen öyle schrodingerin kedisi :)
ilk tüplü masaüstü bilgisayarların büyük paralar biriktirilip evlere yeni yeni alındığı dönemde babamın bi bilgisayar alması, ve bütün arkadaşlarının her gece bizim eve bilgisayar görmeye gelmeleri.. ne günler geçirmişiz be
bilimsel olarak kanıtlanmış olan evrendeki düzensizliğin de, aslında bir düzene göre gittiğini düşünüyorum şahsen.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?