Bir kere ferah olması lazım. Bir odaya sığmak zorundaymış gibi hissetmemelisin. Hayali güzel ama pratikte bana pek mantıklı gelmiyor.
Edit : önemli olan 1+1 ev değil bence ya. Önemli olan tek başına yaşamak. Başlıktaki huzurun sebebi bu diye düşünüyorum.
Çünkü her an her şey olabilir.
(bkz: insanı geren şeyler)
(bkz: insanı geren şeyler)
gözümde canlanır koskoca mazi..
ikinci ergenlik dönemi olarak da adlandırılan hayatın kırılma noktalarından biri. daha önce burda da bahsettiğimi hatırlıyorum. 25 yaşının ilk günlerini yaşayan, belki de bu krizin tam ortasında olan biri olarak konuşmak istedim. bana ne olduğunu, olduğunu sandığımı, anlatırsam küçük bir farkındalık oluşturabilirim belki.
ilk önce çok büyük bir değişimin ortasında olduğumu söylemeliyim. bu dönemde altında ezildiğiniz sorunlarla yaşamayı öğrenmek zorunda kalıyorsunuz. basit gördüğünüz problemlerin aslında büyük sorumluluklar olduğunu anlıyorsunuz. önünüze hayatınızı büyük ölçüde değiştirecek birkaç seçenek çıkıyor. attığınız her adımın sonucunu yaşayarak tecrübe kazanıyorsunuz. büyümekten ziyade olgunlaşıyorsunuz. asıl hayatınızı kuruyorsunuz. bu yaşa kadar aileniz birçok şeyi arka planda sizin için düşünüp hallediyordu zaten. artık tam bağımsız bir birey oluyorsunuz. her detay önemli hale geliyor. mesleğe adım atmak başlı başına stresli. evini belki ilk kez belki ikinci kez terketmek zor gelebiliyor. nasıl yaşayacağınızın kararını veriyorsunuz. öyle ortada kalmışlık bir zaman dilimi.
bazen bazı şeylere geç kaldığınızı düşünüyorsunuz. zaman varken yapmadıklarınız bir film şeridi gibi akıyor gözünüzün önünden. herkes kendi zamanında yaşar geç kalmak diye bir şey söz konusu değil biliyorum. yine de böyle hissetmeyi engelleyemiyorum.
tüm bu yazdıklarımı düşününce farkında olmak bunu atlatmanın bir yolu sayılmaz mı.. sanırım özgüveni kaybetmemek gerekiyor. kendine inanıp yola devam etmeli. zaman her şeyin ilacı. ayaklarınızın yere sapasağlam bastığı günler yaşamanızı diliyorum efenim.
ilk önce çok büyük bir değişimin ortasında olduğumu söylemeliyim. bu dönemde altında ezildiğiniz sorunlarla yaşamayı öğrenmek zorunda kalıyorsunuz. basit gördüğünüz problemlerin aslında büyük sorumluluklar olduğunu anlıyorsunuz. önünüze hayatınızı büyük ölçüde değiştirecek birkaç seçenek çıkıyor. attığınız her adımın sonucunu yaşayarak tecrübe kazanıyorsunuz. büyümekten ziyade olgunlaşıyorsunuz. asıl hayatınızı kuruyorsunuz. bu yaşa kadar aileniz birçok şeyi arka planda sizin için düşünüp hallediyordu zaten. artık tam bağımsız bir birey oluyorsunuz. her detay önemli hale geliyor. mesleğe adım atmak başlı başına stresli. evini belki ilk kez belki ikinci kez terketmek zor gelebiliyor. nasıl yaşayacağınızın kararını veriyorsunuz. öyle ortada kalmışlık bir zaman dilimi.
bazen bazı şeylere geç kaldığınızı düşünüyorsunuz. zaman varken yapmadıklarınız bir film şeridi gibi akıyor gözünüzün önünden. herkes kendi zamanında yaşar geç kalmak diye bir şey söz konusu değil biliyorum. yine de böyle hissetmeyi engelleyemiyorum.
tüm bu yazdıklarımı düşününce farkında olmak bunu atlatmanın bir yolu sayılmaz mı.. sanırım özgüveni kaybetmemek gerekiyor. kendine inanıp yola devam etmeli. zaman her şeyin ilacı. ayaklarınızın yere sapasağlam bastığı günler yaşamanızı diliyorum efenim.
gece 1 sularında yapılmış ani bir planla yola çıkmıştım geçen haftalarda. hakkında fikirlerim hiç değişmedi. hala vakit ve nakit kaybı bir şehir olduğunu düşünüyorum. gidin,gezin,tarihi koklayın ve çıkın.
kendi içinde kendini arayanların hikayesi. ezbere bildiği yollarda kaybolurcasına.. aradığını bulduğunda da zaten değişmiştir.
zorunluda memleketi yazmak mı yoksa bilmediğim bir yeri yazıp hayata sıfırdan başlamak mı..son günlerde kafamı çok kurcalıyor bu konu.
Hayata sıfırdan başlamak diyorum kesinlikle hele ki özgürlüğünüze düşkünseniz :)
Ama seçilen il de çok önemli
Canım doğubeyazıta atanmayacaksan ikincisi🥰
evden uzakta olduğum vakit kendimi daha iyi geliştirebildiğimi düşünüyorum sayın yazarlar. bir de malum alışmışım yalnız kalmaya. memleketimi sevmediğimi de herkes bilir.uzak olmayı ben de çok isterim.şimdilik şehir seçemiyorum onun için kadroları bekleyip dhy'deki arkadaşları darlamak lazım sanırım :)
Hadi bakalım hayırlısı🍀
Karadeniz'in şirin illeri tavsiye edilir :) gezmek ve kafa dinlemek için çok iyi kimle konuştuysam memnunlardı
Karadeniz güzel bir bölge severim ama iller konusunda karışığım biraz shogun :) düşünürüm teşekkür ediyoruum :)
insanlara gösterdiğiniz anlayış ve uyum seviyesi onların size olan meşguliyet derecesi ile doğru orantılıdır. sınırlarınızdan taviz vermeyin.
Hepatit B serolojisi :)
Bir konu hakkında biraz bile iddialı konuşsanız (olumsuz anlamda yapmam, istemem vs.) o şey gelir sizi bulur. Hatta Öyle bir bulur ki bu sefer istemem de diyemezsiniz.
Okul bitsin kafam rahat çalışayım dedim yine olmadı. Yok öyle bir motivasyon kaynağı. Yalan haber.
Gerçekleşmesi için dua ettiğim şeyler gerçekleşmediği için şükrettiğimde. Bunun farkına vardığımda hayata birkaç bakış daha büyüdüm.
bir filmi iki kere izlemeyi bile vakit kaybı olarak gören biriydim. nasıl bir kitabı her okuduğunuzda farklı yorumlar çıkarıyor,olaylara farklı bir sizle yeniden bakıyorsunuz bence filmler için de geçerli bu. minik bir örnek vereyim hepimizin "en az" bir kere izlediği buz devri serisi. serinin kaçıncı filmi hatırlamıyorum ama bir yerde diego sid'e şöyle bir şey diyor : " insanlar konuşmayı bilmezler." bu replik beni etkilediğinde on değil yirmi iki yaşındaydım. artık bazı filmlerin de birden fazla kez izlenmeyi hak ettiğini düşünüyorum.
Bir ankara'yı istiyorum senden. Bir de biraz sevgi. Bu ikisi bana yeter.
Yazılır mı acaba diye düşündüğüm bölüm.
Survivor. Her anlamda.
Unutmayı geçtim hiç öğrenemediğim her seferinde kafamın aşure kadar karışık olduğu bir konu var : lösemi, lenfoma.
Enfeksiyon : sana bir önerim olacak hayatından mikropları at :)
Acil grubum 8 kızdan oluşuyordu. Bir gece nöbetinde abi erkek intörn arıyor. Döndü dolaştı sordu soruşturdu. Baktı yok son çare beni tuttu kolumdan sen gel dedi. En erkek intörn benmişim. Derdi de şey ortopedi konsa gelmiş, Kalça çıkığı. Beni de femur tutmak için çağırmışlar. Biraz Ağırdı ama çaktırmadım :)
Zıt kutuplar sadece fizikte birbirini çeker. İnsan kendi gibi olanı sever. sizi birbirinize çeken de ortak yönleriniz ve farklılıklarınıza duyduğunuz saygıdır.
Zıt kutup olmanın muhabbeti artırdığını düşünüyorum. Tabi ki taban tabana zıt olmak kötü olurdu ancak ortak olmayan noktaların en az ortak olanlar kadar saygıya değer görüldüğü her ilişkinin farklılıkların getirdiği zenginlikten faydalandığını düşünüyorum. Ancak gerçekten saygıya sahip 2 insanın birbirini bulması çok önemli
Temelde bazı noktaların benzemesi şart diye düşünüyorum. Ortak şeylerden zevk alamadığım birinin farklılıklarına ne denli meraklı olabilirim bilmiyorum. Benzer şeyleri farklı şekilde ifade etmiş olduk. Teşekkür ediyorum.
İnsan ilişkileri konusunda master yapmış biri olarak tanımlarım kendimi. Kısa zamanda tanıyıp seven de olur, uzun zaman tanıyamayan da. ortamlardan dışlandım, Uzakları yakın kılmaya çalıştım, verdiğim değerin onda birini görmedim, ayırdığım zamanın kıymeti bilinmedi, istenmedim. Sebepleri anlamaya kendimce çözümler üretmeye çalıştım. Denedim de. Bazen sadece olmuyor ve bunun sorumlusu her zaman ben değilim. Onu anladım. İnsan önce kendini kabullenmeli, hatasıyla doğrusuyla. Herkes beni sevmek zorunda değil, sevmesin de zaten. Son günlerde Sevildiğimi hissetmeye ihtiyaç duyduğumu farkettim. Gitmeden görüşelim bile diyemedim çoğunuza, yolda görsem tanıdık ama. İsminizi bilmem sizi tanıdığımı göstermiyor malesef. Artık Bana aşamayacağım duvarlar örmeyin. Direkt yok sayın daha iyi. Ben de öyle yapacağım bundan sonra. Çıkarlarınızı ayıklamaktan yoruldum. Hoşçakalın.
Bildiğim tek şey öğrenci olmaktı. Şimdi ne yapacağımı bilmiyorum.
Memlekette 1 gece fazla zaman geçirdiğim an "ben burda bu insanlarla nasıl yaşayacağım?" hissine kapılmıştım. Şu an Arkadaş çevrem ve sohbet ettiğim tüm insanlar en az benim gibi. Her anlamda. Çoğu zaman uzun uzun açıklama yapmak zorunda kalmadan ne demek istediğimi anlayan, sorunları çözmeye odaklı bireylerle iletişim halindeyim. Farklı düşüncelere saygım var ama ucu bucağı belli olmayan cahillikten kaynaklanan tavırlara tahammülüm yok. Yaşına uygun davranışlar sergilemeyen, fikirleri olgunlaşmamış, hayat gayesi olmayanlardan uzak durmaya çalışıyorum ki nefes alabileyim. O yüzden zorunlu hizmet harici memleketimde yaşamak istemiyorum, içinde ailem olsa bile. Ben bu kentin insanı değilim.
son haftama özel başlık. önerilere açığım sayın yazarlar.
Müzelerin hepsini gezmek,bence
birkaçını tekrar atmış bulundum. mesleki deformasyon :) hepsine yetişmem zor gibi. teşekkürleer :)
Rica ederim :)
denk getirebilirseniz gitmeden ünal çeken sahnesinde bir oyun izlemenizi öneririm <3 çok sevdiğim ve beğendiğim bir sahnedir, eğer bir gününüzü gezmeye ayıracaksanız ulustaki azize terasa kilisesine gidebilir, ardından nado's pizza'da karnınızı doyurabilirsiniz, buradan da kurtuluş parkına geçmek güzel olurdu sanırım~~ bira içmeyi seviyorsanız da ankaradan gitmeden mutlaka emek'teki charlotte'ta bir akşamüstü oturmanızı öneririm, sakinliğini ve kendi halindeliğini çok severim oranın. üstelik kendisi "köyden indim şehre" filminin de çekildiği, pek çok ünlünün ikamet ettiği,1956'da inşaa edilmiş bir site olan yeşiltepe ve yıldıztepe bloklarının hemen karşısında. hem anıtkabire de yakın, eser parkının içinden yürüyerek, milli kütüphaneye ve 7. caddeye teğet geçersiniz ve akşamı charlotte'ta (istemezseniz hemen yanına finestra diye bir kafe de açılmış) kapatabilirsiniz🐞
teşekkür ediyorum sayın gri bu detaylı plan için. deneyeceğim.
schlimazl artık doktor.
Tebriklerrrr 😇
Bu uzun ve yorucu yolculuğunuza yakından eşlik etmiş gibi hissediyorum :) Umarım tüm yorgunluklarınıza değecek günleriniz olurrr💐
Çok teşekkür ediyoruum sayın moonlight 🙏🏻 umarım sizin yolculuğunuz daha az yorucu ve daha eğlenceli geçer.
Hayırlı uğurlu olsunn❤️🥺
Teşekkür ediyoruum armut💙🙏🏻
Sn schlimazl doktorlar çok kazanıyor diyorlar ne diyorsunuz doğru mudur
yalan haber sn poyraz açız :))
İntörnlüğümün son nöbeti. İlk nöbeti de bir cumartesi günüydü..
Merak edilmek, Özlenmek. En son ne zaman özledim, nasılsın gibi mesajlar aldım hatırlamıyorum. Hepsinin altında bir şey danışmak istiyorum, randevu, doktor işleri vs gibi istekler yatıyor. Üzülüyorum gerçekten neyi yanlış yapıyorum ki ben.
Yapacağım ilk şey şu an yaptıklarımı yapmayı bırakmak olurdu.
2 hafta süren servislerde bile unutmak istemediğim anılarım varken 6 yılda kareye nasıl anlam yükleyemedim bende bilmiyorum. Olmadı tutunamadım bir türlü.
Okul bitince napıcam korkusu müthiş bir motivasyon kaynağı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?