Merak edilmek, Özlenmek. En son ne zaman özledim, nasılsın gibi mesajlar aldım hatırlamıyorum. Hepsinin altında bir şey danışmak istiyorum, randevu, doktor işleri vs gibi istekler yatıyor. Üzülüyorum gerçekten neyi yanlış yapıyorum ki ben.
2 hafta süren servislerde bile unutmak istemediğim anılarım varken 6 yılda kareye nasıl anlam yükleyemedim bende bilmiyorum. Olmadı tutunamadım bir türlü.
bazen anlatamazsın.içine içine batar kederin. böyle günlerde yazmak iyi gelir derler. bende bir kağıt parçasına yazar yakardım. kağıt yanardı,yakardı da aynı zamanda. geçmezdi belki.en azından hafiflerdi. rahatlardım. şimdilerde dakikalarca bakıyorum bir cümle bile kuramıyorum.eziliyorum ağırlığında kelimelerin.
Günümüz ikili ilişkilerinin getirdiği, duyguları basitleştiren terimlerden biri. Karşı tarafla iletişimi durduk yere, sebepsiz kesme hali. Empati ve özgüven yoksunu bireyler için Bir tür kaçış yöntemi de denilebilir.
gazi tıp bitebilen bir şeymiş gerçekten.şurda bir iki hafta sonra belki bir daha ankarada yaşayamayacağım.yepyeni bir hayata adım atacağım.her şeyi sıfırdan inşa etmem gerekecek. insanlar,işim,sorumluluğum,evim...ben buradaki 6 yılımı dolu dolu yaşamadım.yine de eski fotoğraflara baktığımda anlıyorum ki birçok anı biriktirmişim. dönem arkadaşlarımı da özlediğimi belirtmeliyim.tanıdık birilerini görmenin, kısa zamanda yol üstü sohbet etmenin bile insana iyi gelen tarafı varmış.yabancı kalınca anladım.hayatımın dörtte üçünü kaplayan öğrenciliğimin sonlarına gelmiş bulunmaktayım.özlemem diyordum ama ben Gazi'yi her şeye rağmen özleyeceğim sanırım.beni büyüttüğün için teşekkür ederim.
seçeneklerimi 5'e kadar düştüm. schlimazlın ilk beşini bilene benden çay :) aman allahım neler düşünüyorum ben böyle. oluruz,yaparız bir şeyler diyordum da o iş öyle olmuyormuş sayın seyirciler :) peki siz schlimazl'ı hangi bölümde görmek istersiniz ? edit : pediatri diyeni boğarım :)
Gazi'de son sayılı günlerimi yaşıyorum. Bugün karede hastaneye karşı kahvemi yudumlarken içimi bir hüzün kapladı. Bazen eve dönmek evi terketmekten daha zor geliyor insana.
Pediatri intörnlüğünü yapmadığım, kafamın oldukça karışık olduğu dönemlerde kendi kendime şey diyordum "baktın tusta bir cacık yapamadın, çocuklarla iletişimin de iyi, hani acaba en ama en son tercih olarak düşünülür mü?" 2 aylık pediatri intörnlüğünde resmen 2 yıllık yoruldum. Hayat enerjim yok oldu. Bir gün Sabaha karşı çocuk acilde age, Üsye bakıyorum tam hasta çağıracağım sırada erişkin acile arrest geldi. Koşarak karşıya gitmek istedim. Dedim ben burada napıyorum. İşte Tam o an pediatriye bir çizgi çektiğim andır. Çocukları seviyorum ama hasta olmadıklarında.
Eski ben olsa beğenmiyorum cevabını verirdi belki. Şu an içinde bulunduğum bedeni de sahip olduğum ruhu da epey beğeniyor,seviyorum. Kendimi sevmediğimde ruhum soluklaşıyor adeta. Sevmediğim bir şey varsa da o halim işte.
şöyle diyor Nietzsche : "İki temel sorunu var insanlığın; Adaletsizlik ve anlamsızlık. Birine karşı hukuku bulduk, diğerine karşı sanatı. Ama insanlar hukuka ulaşamadı..Ve sanat insanlara."
Ortaya çıkış amacı iyi düşünülmüş olsa da zamanımıza yansıması hiç hoş değil.Koskoca bir yılımızı çalıyorlar aslında. İntörnlük adı altında sekreterlik, hemşirelik, personel görevleri yapıyoruz. Pratik olarak bir şeyler katmış olabilir kabul. Ama bunları yapabilmek için bir yıla ihtiyacımız yok. Şahsen ben ne öğrendiysem 2 hafta içerisinde öğrendim. Doktorluğun d'sinden bir haberiz kimse kendini kandırmasın.
dizisinden sonra filmini de izledim.oyuncular değişmediği için filmi bana sanki 53. bölümü izliyormuşum havası verdi. o yüzden önce diziyi sonra filmini izlemenizi öneririm. dizi merdiven altı ve merdiven üstü hayatları mükemmel anlatmış. aynı merdiven hayatları ayırırken ancak bu kadar bağlayabilirdi.izlerken insan ilişkilerini sorguladığım bir dizi oldu. her karakter hakkında ayrı ayrı konuşacak çok şey var ama spoiler vermek istemiyorum :)
Nefes almaktan çok daha fazlasıdır. Ruhunu bedeninden ayrı beslediği vakit yaşamanın ne demek olduğunu anlıyor insan. İster bunu kelimelere dökerek yap istersen çizerek. İçinden geleni nasıl yansıtıyorsan öyle.
6 yıl boyunca konum ve şartları açısından farklı yurtlarda konakladım. tahmin edersiniz ki birçok insan tanıdım. bu süreç boyunca anlatsam tadımızı kaçıracak sayısız olaya şahit oldum,oluyorum. gözlemlerime dayanarak hemcinslerimin %80'inin aptal olduğunu düşünüyorum.
bizim pediatrinin kardiyologları özellikle takılırdı buna. efsaneye göre periferde femoral nabıza baktığınız an sen gaziden mi mezunsun diyorlarmış :))