sokratesla

aspavada artık bir kebaba 55 lira verdiğimde belki açlığım azalıyordur ama geceleri bu sefer 55 liranın yokluğu üşütüyor mesela. bir örnek sadece.

Louis armstrong - What a wonderful world

belki biz o cenazeye gelenlere iyi bir dünya bırakamadık fakat onlar bu dünyanın iyi olduğuna inanıp bunu diri tutmayı amaç edinsinler diye...

kareye gidelim, zaten kimseyiz görmeyiz çsde ders çalışırız.

lizbondaki karamelli muffinleri bitirmeyin. lütfen, cidden lütfen.

nerede bu sıcak koku lütfen söyleyin, geceleri hipotermi geçirmek üzereyim.

kendine özel bir kanalı olduğu için adam gibi adam olarak nitelendirdiğim, glossopharyngeal veya trigeminal gibi bölünüp bölünüp bize konu çıkarmadığı için kendisine minnettarım.

snell yüzünden çantamın sağ kolu koptu. nöro daha beni ne kadar üzebiliceksin abicim görelim bakalım...

bizzat kendimde yaşadığım durum. arkadaşlar nöroanatomi'nin vurduğu yerde güller bitmiyormuş, yamulduk resmen :')

bir erkek ismidir.

sanat toplum içindir. çünkü sanatı tam olarak “bir duyguyu hissedenlerin bu hissi başka bir insana kasıtlı olarak aktarma eylemi” şeklinde tanımlayabiliriz diye düşünüyorum.

kalkıp azıcık da serin balkona uzanıyım yeaw demek.

rize yaylalarında bir mıhlama keyfine hayır demem.

insaf, nısf kökünden gelir. bir şeyin yarısı anlamına gelir bu kelime. ibn arabi: “insaf etmek bölüşmek demektir” der. bölüşmeyenin insafı yoktur. hep ben haklıyım demeden kabahati bölüştürür insaf, hep ben kazanayım demeden bir zaferi, hep ben sevgi alayım demeden sevgiyi...

insan: insanız, nisyan (unutmak) kelimesinden gelen anlamımızla unuturuz. fakat bu unutma, her daim yeniden hatırlayabilmek içindir. insanız, üns (yakınlaşma) kelimesinden gelen anlamımızla yakınlaşırız. fakat bu yakınlaşma, yüreğimizde olup bitene yaklaşmaktır her daim ve biliriz ki kendimizde olana yakınlaşırsak var olan tüm yüreklere yakın oluruz.

dünya: arapça'daki “deni” yani aşağı kelimesinden türemiştir. bizler düştüğümüz bu aşağıdaki dünyada zor bir yolculuk yapıyoruz. istiyoruz ki göğe bir merdiven dayayalım, içine düştüğümüz tüm zorluklara göğe açılan bir pencereden bakalım.

hastanedeki çaresiz insanları her daim yakından görüp derdine derman olamasa da, bu dünyadaki acıları ve duaları duyarak şükretmesi, maneviyatını güçlendirmesi.

buralara kadar gelmeniz biraz zaman alabilir ama şimdiden hoş geldiniz :)

eşini seven gece, işini seven sabah duş alır diyip tartışmayı bitirmek isterim :d

hem başlığı canlı tutmak, hem ios versiyonunu da istek için yazıyorum bu satırları :d

bu sene başlayacağım bu komite için tüm vücudum titremek suretiyle korkuyorum sn sözlük. tüm önerilerinize açığım :)

ilkokulda annemden öğle yemeği için 1,5 tl alıyor olmam, o parayla gidip 1,25'e lahmacun 0,25'e de ayran alıp tıka basa doymak.

daha neler bakışı atan selçuk yöntem stickerı...

hayatta öğrendiğim için en üzüldüğüm şeylerden biri. 12 mayıs 2021'de yakılan mescid-i aksa'nın bahçesinde fanatik israilliler tarafından söylenilen bu ilahi, antik bir beddua. zebur'da yer alan amaleklilere filistinoğulları tarafından hitap şeklinde söylenmesiyle yaygınlaşmış. sözleri ise kabaca şöyle:

“isimleri silinsin!
beni hatırla tanrı
ben sana dua edenim
beni güçlendir
düşmanımın gözlerini çıkarayım
soyları kurusun, kuşakları kalmasın.”

daha insanlık olarak çok çiğiz sanırım.

bi ankara'ya gitsem...

“america the beautiful” şarkısıyla beni kendine hayran bırakmış bir şarkıcı. hangi ülkede olursa olsun ülkesini, milletini seven birileri olduğunu bilmek mutluluk veriyor.

şu 4 sıra renkli karoya basmadan zıplayabilir miyim acaba?

yavaşça kitabı bırakın ve yatın. hiçbir şey sizin akıl sağlığınızdan daha önemli değildir.

eti çok seven biri olarak sanırım et yemenin gerçekten de sağlıksız olduğunu düşünenlerdenim :/

sadece kapı dışarı çıkabilmenin bile kıymeti. arkadaşlarını her gün görebilmenin kıymeti. hayatın kıymeti...

bir ikea mağazasında, hanımla beraber çocuğa karyola bakıyor olmak... karşı reyonda kalpli yastıkları görünce bi romantiklik yapma isteği...