confessions

sokratesla

1. nesil Yazar - Yazar -

  1. toplam entry 325
  2. takipçi 82
  3. puan 18140

aldığınız unutulmaz hediyeler

sokratesla
bir kutu içerisinde manâsı yüksek birtakım küçük eşyalar. bunlar, bir adet kuran-i kerim, birkaç altın çikolata, bir kurşun kalem ve dolma kalem, kitap ayracı, görüntüsü hoş bir taş, küçük bir çerçeve içinde aile fotoğrafımız ve minik bir hediye kartı. kartı açıp baktığımda üstünde aynen şunlar yazıyordu:

“sokrateslacığım, hayatın bu kutudaki çikolatalar kadar tatlı, taş gibi dayanıklı olsun. kuran'ın ve dinin yolunu açsın. fotoğraftaki gibi ailen her daim yanında, kitapların ve elindeki kalemin yoldaşın olsun. doğum günün kutlu olsun”
bir aile dostumuzdan gelen bu hediye, hayatımın sonuna kadar unutulmayacak.

gelenksel gütfsözlük bayramlaşma merasimi

sokratesla
iyi bayramlar sayın sözlük. biliyorum bugün bayram değil ama uyandığımdan beri mükemmel bir mutluluk var üzerimde. hem bilirsiniz, ben gibilerine her nefes aldığımız gün bayramdır :)
2
mdblue mdblue
Ahahahha çok hoş. :) iyi bayramlar sayın sokratesla, bana da her gün bayram.
sokratesla sokratesla
teşekkürler sayın mdblue bayramımız kutlu olsun :)

ankara mekan önerileri

sokratesla
ananaslı pizza yapan yer önerilerinizi alabilirim. çünkü çok ihtiyacım var :')
5
elegantmoon elegantmoon
İl forno yapmıyor mu?
sokratesla sokratesla
hiçbir fikrim yok hocam :')
parcalibulutlu parcalibulutlu
il forno yapıyor. adı hawaii pizza yanlış hatırlamıyorsam. hayatımda sadece bir kez yediğim için il forno mu becerememiş yoksa olması gereken tadı mı bu kadar kötü anlamadım ama allah affetsin çok kötüydü :d
sokratesla sokratesla
çok teşekkürler bilgilendirmeniz için sayın parcalibulutlu :)
parcalibulutlu parcalibulutlu
Ricalar efenim :)

güneşlenmek

sokratesla
yanlış süreli yapıldığında dehidrasyon sonrası ölüme kadar götürebilecek, fakat insanların sanki bir asır önce ırkçılık yapmamış gibi daha koyu olmanın daha güzel olduğu içgüdüsü yüzünden yaptıkları davranıştır.

her erkek baba olmak ister mi

sokratesla
baba olmak, sanki bana kil sanatıyla uğraşmak gibi geliyor. baba olduğunda ortaya çıkardığın şey, tamamen senin ellerinde ve şekillenmeyi bekliyor. zaman zaman onu kırarsan, dikkatli ve özenli davrnamazsan, en önemlisi ne yapacağını da bilmezsen bu sanatta başarılı olamazsınız.

sizi ele veren şeyler

sokratesla
yeni tanıştığım kişilere aşırı meraklı bakışlarımla tanıyabilirsiniz beni. kıyafetinden, duruşundan, el hareketlerinden, mimiğinden, gülüşünden ve daha fazlasından tanımaya çalışırım insanı hep gözlemleyerek. önyargılarımızı biraz yenmeye de çalışıyoruz diyebiliriz.

bir veda sözü bırak

sokratesla
benim naçiz vücudum bir gün toprak olacak, fakat türkiye cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. bu söylediklerim hakikât olduğu gün, türk milleti'nden ve tüm medeni beşeriyyetten tek bir dileğim vardır:
beni hatırlayınız.

büyük gazi'ye en derin saygılarla...

yapmaya devam edilen çocuksu davranışlar

sokratesla
kek yaparken kekten çok kapta kalacak olan çiğ hamuru yiyecek olmanın heyecanına sahip olmak :)
6
alpagumrnky alpagumrnky
keşke kek yaparmış gibi yapıp sonra çırptığımız kaptaki o kakaolu şeyi yesek komple.hiç pişirmesek.
sokratesla sokratesla
en büyük hayalim tamamen bi kalıbı çiğ çiğ yemek sayın alpagumrnky. bir gün beraber yapalım :)
alpagumrnky alpagumrnky
Bana uyar ama hamaratlığım kek va konusunda yok. Ben genelde yemek yaparım ev arkadaşım da kek,pasta vs. Önce bu konuyu söyleyeyim de.ama yeme konusunda ciddi yardımım dokunur.ben varım.
sokratesla sokratesla
ben de keki yapıyorum o zaman, anlaştık :)
alpagumrnky alpagumrnky
Söz mü gkddkj
sokratesla sokratesla
sözz ksksdkk

masanın üzerindeki..

sokratesla
masanın üzerinde bir yorgun bardak altlığı, uzun zamandır kullanılmayan tozlu kalemler kalem kutusunda... en son ne zaman bu ışığa karşı koyduğunu hatırlamıyordu. belki de yatmamalıyım artık, diye düşündü. hayatının son gecelerinden biri olduğundan habersiz bir şiir yazdı sigara kutusuna dokunmadan önce. yarın sabah enginar yemeği yapayım kendime, çok sağlıklı olur hem diye aklından geçirdi. öyle ya, 19'unda baba evinden ayrılalı beri çok sağlıklı sayılmazdı. bunları düşünürken yaktığı sigarasının dumanının loş masa ışığı çevresindeki dansıyla kendine geldi. bu zamana kadar ne yapmıştı? çok fazla rus romanı okuyorum, hep ondan oluyor bunlar, diye telkin etti kendisini. huzursuzdu genellikle; bilmiyordu, ah bir bilseydi zamanını...

teknoloji

sokratesla
bu aralar teknoloji nereye kadar ilerleyecek diye çok endişeleniyorum. bir dünyanın ortasına doğduk ve bu hepimizin daha toy olduğu bu mekanda baya trajikti. zamanlar ayak uydurur hale geldik ve sonu hakkında çoğumuzun bir fikri yok. ilahi bir güç değil, sonsuza kadar ilerleyeceğini zannetmiyorum. bir gün, bir gün gerçekten dünyadaki son damla su kuruyacak, son hayvan ölmüş olacak ve o günün sonrasında ne yapacağız merak içerisindeyim.

tarihten bir hikaye

sokratesla
bu başlığı öğrendiğimiz ilginç tarihi hikayeleri anlatmak için kullanabiliriz diye açıyorum, başlatayım.

1700'lü yıllar... lale devri ile yurt dışına iyice açılan osmanlı devleti bir gün sarayda özel bir konuğunu ağırlamakta. fransız istanbul büyükelçisi... büyükelçi için her şey tam tekmil hazırlanır, padişah, saray ahalisi ve onlara hizmet edecek, musiki ifade edecek insanlar hazırda.
büyükelçi gelir, padişahla hasbihal derken sıra musiki faslına gelir. büyükelçi fransa ile türk musikisini kıyaslar iken “bizdeki valse sizin musikiniz erişemez” der. padişah da bir an bile düşünmeden “bizde de vals vardır efendim, isterseniz saray baş çalgıcısına soralım” diye cevap verince baş çalgıcı dede efendi “vardır tabii, fakat bugün yoruldum, sizi yarın davet edip valsimizi çalmak isterim” der.
dede efendi bir kez söz vermiştir ama vals olmayan bir musikiden nasıl vals çalacaktır? hemen semtindeki fransız meyhanecinin yanına koşar. o gece meyhaneciden sabaha kadar 'vals nedir? nasıl bestelenir?' öğrenir ve sabaha kadar bir vals parçası besteler.
ertesi gün gelen büyükelçi kulaklarına inanamaz çünkü bu dinlediği vals, hayatında dinlediği en iyi valslerdendir.
işte dede efendi'nin, diğer bir ismiyle hammamizade ismail efendi'nin ilk bestelediği ve tarihimizdeki ilk vals parçası “Yine bir gül-nihâl aldı bu gönlümü” böyle ortaya çıkar.
“yine bir gül-nihâl, aldı bu gönlümü
sim ten, gonca fer; bi-bedel ol güzel
ateşin ruhleri yaktı bu gönlümü
pür edâ, pür cefâ; pek küçük, pek güzel...”
2
sokratesla sokratesla
kesinlikle rast makamı orijinal bestesi dinlenmeyi hak ediyor, rica ederim :)
mdblue mdblue
3/4'lük ölçüsüyle tam bir vals gerçekten. çok güzel bir hikayeymiş. teşekkür ederiz. :)
4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol