Bir anlamı olmadığı halde obsesif şekilde bağlanılan alışkanlıklardır.
-tek kolye ve üç halka eklem yüzüğü olmadan evden çıkamamam durumu buna örnektir. Hatta yüzükler olmadan iş bile yapamıyorum saçma bir durum.
-diş fırçaladıktan sonra minimum 2 bardak su içmek de buna dahil.
-filtre kahvenin yanında minimum kahvenin miktarı kadar su içmek, su yoksa kahveyi içmemek
-yanımda su yoksa odaklanamamak, ders çalışamamak
-itiraf niteleğindeki saçma alışkanlık: okuldan çıktıktan sonra Bahçeli'ye geçiliyor ise yolu mutlaka 3. Cadde'den geçirmek, 3. Cadde'nin başlarına doğru olan çerçeveci/aynacı dükkanın dışarıya koyduğu aynalardan üst baş düzeltilerek buluşulacak yere gitmek. (bir gün biri yakalayacak beni bunu yaparken gerçekten. (bkz: nasıl ifşa olunur))
yazarların garip alışkanlıkları
Mesela sağ tarafım kaşınırsa solumu da kaşırım. Sağ tarafıma vurursam soluma da vururum vs.
Aynaya bakıp kendime mimik hareketleri yaparım. Hadi yine iyisin yakışıklısın güçlüsün ha falan :)
Bir de sevdiğim bir şeye dokunmak okşamak hatta sarılmak öpmek ve iltifat etmek. Bunu yemeklere kitaplara ve giysilere bolca yaparım
Daha var ama ifşalanırım ve de buraya uygun olmaz diye söyleyemiyorum bu kadarı kafi :)
Aynaya bakıp kendime mimik hareketleri yaparım. Hadi yine iyisin yakışıklısın güçlüsün ha falan :)
Bir de sevdiğim bir şeye dokunmak okşamak hatta sarılmak öpmek ve iltifat etmek. Bunu yemeklere kitaplara ve giysilere bolca yaparım
Daha var ama ifşalanırım ve de buraya uygun olmaz diye söyleyemiyorum bu kadarı kafi :)
Kaldırımda yürürken kenardaki kırmızı beyaz taşların ortalarına adımı denk getirerek yürümek
Yüzümü yıkadıktan sonra direkt burnumu kurulamak (çok pis sinirimi bozuyor ıslak kalınca)
Yüzümü yıkadıktan sonra direkt burnumu kurulamak (çok pis sinirimi bozuyor ıslak kalınca)
her gün batımında pencerenin önüne çıkıp kulaklığı takıp havanın kararmasını izlemek.
umarım tek ben yapmıyorumdur bunu.
umarım tek ben yapmıyorumdur bunu.
Şanslıyız ki bunu yapabiliyoruz:)
elimizde bi bu kaldı hocam :)
Kriterim tam olarak ne bilmiyorum ama belli eşyalarıma elimi yıkamadan dokunamıyorum. Galiba kriterim o eşyanın o anda benim için önemli olması. Sınav zamanı kalem ve silgimdi şu sıralar ise bilgisayar ve mouse um. Evet başak burcuyum :D
kulaklığın bir tarafı bozulmuşsa artık o kulaklık bitmiştir benim için. tahammül edemiyorum.
Bu garip değil sayın hayaxi bende aynıyım :)
evet garip :( ama son zamanlarda çokça kulaklık bozduğum için bir çözüm buldum kendimce. bozulan kulaklığımı gece şarkı dinlemek için kullanmaya başladım. zaten bir tarafa dönüp yatınca bir tanesi yetiyor. sen de böyle yapabilirsin :))
Ancak o şekilde işe yarayabilir sayın hayaxi :)
Yalnız kaldığımda sürekli kendi kendime konuşabilirim. Bazen laf lafı açar, saatler sürer. Ama karşıma hayali biri veya birilerini koyarak yaparım bunu. Bir sahne yaratırım kendime. Röportaj yaparım mesela. Veya kavga ederim karşımdaki kişiyle. Konu genelde ya o gün beni çok etkileyen bir ülke gündemidir ya da geçmişte kalmış bir olayın alternatif sonları :) Bunu harekete dahi çevirebilirim. Örneğin dans ederim. Tabi karşımda yine hayali bir kişi var. Kötü tarafı, bunları yaparken sürekli çevremdekilere yakalanıp deli muamelesi görüyorum. Belki de haklılar bilemiyorum :)))
ben de hayali kişi olarak sevdiğim bir arkadaşımı ya da bazen annemi falan koyarım sayın kendiyle kavgalı :) böyle içini dökmek çok rahatlatıcı oluyor bence
Ah evet kesinlikle :)) bu arada gerçekten yalnız değilmişim bu çok sevindiriyor beni
peluş hayvanlara, saksı bitkilerine, bulduğum minik bir böceğe vs isim veririm. sadece isim vermekle kalmam bazen onlarla ilgili hikayeler uydururum. bi böcekle ya da kurtçukla vs arkadaşlık kurarım mesela. hatta yürüyüş yaparken yerde bulduğum küçük ölü bir yılanla arkadaşlık kurmuşluğum bile var, ismini "hunter" koymuştum çok şık bir kutuyu hunter için ev yapmıştım, hunter çürümeye başlayınca arkadaşlığımız sonlanmak zorunda kalmıştı :'( rest in peace my friend..
üstteki yazar gibi ben de kendi kendime konuşurum. bazen kendim olarak kendimle konuşurum, bazen karşımdaki hayali kişiyle konuşurum ama en ilginci bazen farklı iki kişi olarak kendi kendime konuşurum. yani iki kişi birbiriyle konuşuyor ama ikisi de ben değilim. ve o kadar alakasız konularda konuşurlar ki...
bi de kedime şarkılar ve tekerlemeler yazarım, sağda solda kedimi ararken ya da onu severken bu şarkıları, tekerlemeleri söylerim. hem de normal bir ses tonuyla değil, çocuk sesiyle..
üstteki yazar gibi ben de kendi kendime konuşurum. bazen kendim olarak kendimle konuşurum, bazen karşımdaki hayali kişiyle konuşurum ama en ilginci bazen farklı iki kişi olarak kendi kendime konuşurum. yani iki kişi birbiriyle konuşuyor ama ikisi de ben değilim. ve o kadar alakasız konularda konuşurlar ki...
bi de kedime şarkılar ve tekerlemeler yazarım, sağda solda kedimi ararken ya da onu severken bu şarkıları, tekerlemeleri söylerim. hem de normal bir ses tonuyla değil, çocuk sesiyle..
kendime içsel olarak psikolojik terapi yaparım. özellikle dalgın ve mutsuz olduğum zamanlarda durur, geçmişte yaşadığım olayların bugünkü karakterim, korkularım, kaygılarım, güvensizliklerim, eksikliklerim üzerindeki etkilerini düşünürüm. bu şekilde bazı sorunlarımı çözmeye çalışır, kendimi teselli ederim.
mesela bir konuda özgüven eksikliği yaşıyorumdur, bunun neden olduğunu düşünürüm önce. sonra aklıma bazı olaylar gelir. o olaydaki kişileri düşünürüm, neden bana öyle hissettirdiklerini düşünürüm, onları affetmeye çalışırım. kendimi de avutup bu konuda bir suçum olmadığına ve artık o zamanki gibi toy olmadığıma inandırmaya çalışırım :) ve işe yaradığını görüyorum çoğu zaman..
pek açıklayamadım ama siz de deneyin bir tavsiye ederim, insan kendini dinlemeye başlayınca şahsi sorunlarını daha kolay çözümleyebiliyor :)
mesela bir konuda özgüven eksikliği yaşıyorumdur, bunun neden olduğunu düşünürüm önce. sonra aklıma bazı olaylar gelir. o olaydaki kişileri düşünürüm, neden bana öyle hissettirdiklerini düşünürüm, onları affetmeye çalışırım. kendimi de avutup bu konuda bir suçum olmadığına ve artık o zamanki gibi toy olmadığıma inandırmaya çalışırım :) ve işe yaradığını görüyorum çoğu zaman..
pek açıklayamadım ama siz de deneyin bir tavsiye ederim, insan kendini dinlemeye başlayınca şahsi sorunlarını daha kolay çözümleyebiliyor :)
bir yerim ağrıdığında kendimi hipnotize ederim biraz garip geliyor kulağa ama faydasını görüyorum
Bazen kendimle veya ailemle ilgili travmatik ve acıklı hikayeler kurup durduk yere ağlarım hatta bazen hıçkıra hıçkıra bile ağlayabilirim.
arada bir dram filmi açıp ağlıyorum.sebebini ben de bilmiyorum ama iyi geliyor.
Bazen aynada kendime karşı seçim konuşması yaparım.
Sayın ulker cikolatali gofret sevmeyen birey, bunu ben de çok sıkça yapıyordum. Neredeyse her akşam uyumadan önce seçim manifestomu tekrar ederdim. Şimdi sizin bu entry'nizi görünce, yalnız olmadığıma çok sevindim :)
aşık olmak.
Böyle bir alışkanlığı ilk kez duyuyorum jsnsjsj
valla çok fena çoook
Hajsjs Allah kurtarsın sksks
Bir meyve ya da sebze yerken onun faydalarını okumak. Mesela şu an çilek yiyorum bir yandan da çileğin faydalarını okuyorum ve sonra kendimi tebrik ediyorum.
Bir olay meydana geldiğinde herkesin farkında olduğunu bilmeme rağmen bunu dışarıdan onlara bir kere daha söylerim. Mesela o an ezan okunuyordur. Herkes ezanı duyar yani. Ama ben dışarıdan "ezan okunuyor" derim. Bir de o gün içinde yapacaklarimi yapana kadar sesli bir şekilde kendi kendime tekrar ederim.
“Ne yapıyorsun” soruna doğru cevap vermiyorum genelde yani zaten ne cevap vereyim seninle konuşuyorum işte
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?