acımasız gerçekler

armut
Toplumsal olarak ilk adımı atan kadınlara karşı negatif duygular içeren bir bakış açısı mevcut. Bu bakış açısı nedeniyle kadınların çoğu aslında hoşlandığı ya da kriterlerine daha çok uyan bir erkekle olmak yerine kendisine ilk adımı atan, ilgi veren erkeklerle ilişki kurmayı tercih ediyor. Seven bir erkek bulmanın verdiği minnetle esasında genç olmanın getirdiği romantik, yoğun duyguları tatmadan üstelik kendinden öz veride bulunarak karşısındaki erkeği sevmeye çalışıyor. Oysaki insan kendi dışında başka şeyler olduğunda çok bocalıyor.

psikiyatri topluluğu tanışma kahvesi

kaleidoscope
Üç yıldır -ilk ikisinde topluluğa girme planım olmamasına rağmen- düzenli gittiğim tanışma kahvesi (yemek değil de kahve olması beni ilk tavlayan hareketleri olmuştu:). Oyunları ve sohbetleriyle saat çok hızlı akıyor. Online dönemde yaşadığım travmalardan sonra 2. Sınıfın başında tanışma kahvelerinde geçirdiğim 4-5 saat gerçekten ilaç gibi gelmişti. Tıp fakültesi sürecinde yapmak istediklerimi, birlikte olmak istediğim insanları, sahip olmak istediğim ortamı ve hayatımı nasıl yönetmek istediğimi fark ettiğim bir atmosferi vardı. Abartı yok... o gün eve gittiğimde tüm hücrelerimde mutluluk vardı. Üzerinden iki yıl geçti ama hâlâ hayatımın en güzel ilk 5 günü içerisinde. O gün bana çok iyi gelse de sonradan o hissi tekrar bulmak için çabalamak ve bulamamak hayal kırıklığı yaşamak daha çok çabalamak ucundan yakalamak döngüsü beni oldukça yormuştu. Şu anda istediğimde o hissi oluşturacak ortamı sağlayabiliyorum (çok çok çok şükür). Geçen senekinde soğuk bir sokaktan sıcak bir ortama girip yumuşak bir battaniye ile sarılmışsın hissi vardı. Zaten iyi hissedeceğini bildiğin bir ortama gidip hayal kırıklığına uğramamayı yaşamıştım. Bu sene toplulukta olduğum için benim için inanılmaz hareketli geçti, gün sonunda heyecanla hızlı hızlı konuşmaktan karnım ağrımıştı. Psikiyatri ile ilgilenen veya psikiyatri ile ilgilenenlerle arkadaş olmak isteyen dönemdaşlarımla tanışmak bu okulun ve topluluğun bana sağladığı en güzel şeylerden oldu.

Ben... teşekkür ederim ya :')

psikiyatri topluluğu tanışma kahvesi

fihtheinfpt
geçtiğimiz perşembe akşamı coffee well'de yapılan, (2 senedir mocaco'da yapılıyordu, oranın ambiyansını da seviyordum eklemeden geçemeyeceğim eheh) favori topluluğumun her eylül dönem 1'lere hoş geldin demek ve kendilerini tanıtmak için düzenlediği tanışma toplantısı. bu topluluktaki 4. seneme girdim (kıdemli üyeyim:d) 1. sınıfın başında uzmanlıkta psikiyatri istediğim için direkt üye olmak yaptığım en güzel şeylerdendi.

bu sene 1. sınıfların, böyle bir toplantıya yüz yüze katılabildikleri için çok şanslı olduklarını düşündüm. ortam, insanlar, insanların sıkılmaması için (güzel başkanımızın deyişiyle) düşünülen oyunlar... her şey harikaydı. oldukça içe dönük bir insan olmama rağmen o akşam kabuğumdan çıktım, her şey hakkında fikir belirttim, karşımda da entelektüellik seviyesi benimkine yakın insanlar vardı dolayısıyla sohbet mükemmel bir şekilde aktı gitti, zamanın nasıl geçtiğini fark etmedim bile.

eleştiri getiremiyorum, duygularımı tam ifade de edemiyorum, bir sonrakini dört gözle bekleyeceğim, umarım mezun olduktan sonra beni tanışma toplantılarına almaya devam ederler, kılık değiştirip damlayabilirim her an.

iyi ki psikiyatri<3
(bu entry iş birliği içermemektedir)

not: aklıma gelen bir ayrıntı olursa yoruma eklerim. özetle çok çok güzel bir akşamdı
3

penceremden manzaralar

privileged of medic
Geceyi üşüten rüzgarın uğultusunu duymuyorum ama yaprakları titretişini görebiliyorum. Rüzgarın esişiyle üşümüyorum ama her esişinde yorganımın altında istemsizce ürperiyorum. Işıkların fazlalığı yıldızlara uzanmamı engelliyor ama ay onları da yanına almışcasına görkemle parlıyor,görebiliyorum. Camı açsam içeri gürültü doluşacak biliyorum ama zihnimin gürültüsünü bastıramaz zaten diye açmıyorum. Birisi yürüyor hemen yolun karşısında. Yolunu şaşırmış gibi duruyor. Hangi tarafa gitse geri dönüyor. Ama yüzündeki tebessüm yolumu bulacağım diyor. O tebessüm,arada bir kaybolsa bile yolun sonunda beklediğine varabileceğine inandığını gösteriyor. Gözlerimi kapatmaya çalışıyorum ama Işıkların fazlalığı beni uyutmuyor. Fazla engebeli yollar,fazla sert esiyor rüzgar ama insanlar inatla yürüyor. Onları anlıyorum..Derken tam şu an burnuma dolan kokuyu içime çekiyorum belki nedenli belki nedensiz ama o koku sadece içimi yakıyor ve ben onun yakışıyla huzura eriyorum…

çocukluk dönemi korkuları

zazabey
oldum olası cindir mezarlıktır falan gibi şeylerden korkardım hâlâ da çekinirim öyle. hatta bu yaz bunla ilgili bi olay da yaşadım. 3 arkadaş antalya'ya tatile gittik. sahilden dönüyoruz gece saat iki. google maps'ten yol tarifini açtık. 30 dakika yürüme gösteriyo. dedik yürüyelim hava da esiyo güzel. bi 10 dk falan yürüdük bu bizi çok tenha yerlere sokmaya başladı. bi yerde yoldan sapıp patika bi yola girdirdi. gece zifiri karanlık bi şey de gözükmüyo. açtım haritaları nerdeyiz diye bakmak için. tam önümüzde kocaman mezarlık varmış. ulan saat gece 2, bi anda küçükken anlatılan tüm cin min hikayeleri korku filmleri falan aklımdan geçti. beni kesseler o saatte girmem oraya. arkadaşlar da baktım aynı şekil ufaktan korkuyorlar ama kimse de erkekliğine laf söyletmek istemiyor. neyse ya yorulduk taksiyle gidelim bundan sonrasını diyip anayoldan taksiye atladık.

bir şey itiraf et

ileleualatyr
Kafamda bir huzur tasarısı var. Huzur bir his mi, olay mı, olgu mu tam bilemiyorum ama kafamda huzurun tanımını yaptığım çok basit bir an var. Gece tam yatacakken kar yağmaya başlıyor ve ben o an bulunduğum evde sevdiğim insan(lar) varken evin önündeki yokuşa bakıyorum. Kendimi böyle bir ânın içine oturtunca 5 yaşımda ıhlamur ağaçlarının olduğu yokuştan yukarı çıkarken ve bir yandan da meyveli yoğurt yerken hissettiğim o hisse benzer şeyin bir benzerini, huzuru, hissedeceğimi tahmin edebiliyorum.

downton abbey

schlimazl
dizisinden sonra filmini de izledim.oyuncular değişmediği için filmi bana sanki 53. bölümü izliyormuşum havası verdi. o yüzden önce diziyi sonra filmini izlemenizi öneririm. dizi merdiven altı ve merdiven üstü hayatları mükemmel anlatmış. aynı merdiven hayatları ayırırken ancak bu kadar bağlayabilirdi.izlerken insan ilişkilerini sorguladığım bir dizi oldu. her karakter hakkında ayrı ayrı konuşacak çok şey var ama spoiler vermek istemiyorum :)

empati

armut
Herkesi kendi koşullarıyla özel ve değerli kabul eden düşünme yapısı. Başkasının yaşadığı tek bir günü bilmeden tüm hayatı hakkında ön yargı oluşturacak fikirlerimizi empati süzgecinden geçirmemiz gerekiyor. Kimsenin şartları en az bizimki kadar kolay olmayabilirdi.

fark ettim ki...

privileged of medic
Çevremdeki çoğu kişinin;üzerine türlü türlü sorunlar yaratacağı,mağduru oynayıp istediği şekilde davranacağı,ortalığı yakıp yıkayacağı,her türlü destekle aşamayacağı olayları halletmem bir “yutkunmama”bakıyor. Canım ne kadar yansa da bir yutkunmayla sessizliğe bürünüp sorun her neyse içime gömüyorum. bunu öğrendiğimden beri acının ne eşiğini ne de canımı yakışını umursuyorum. Çünkü en acısını da yutkunabildim en hafifini zaten anında kabullendim…

yaşamak nedir

schlimazl
Nefes almaktan çok daha fazlasıdır. Ruhunu bedeninden ayrı beslediği vakit yaşamanın ne demek olduğunu anlıyor insan. İster bunu kelimelere dökerek yap istersen çizerek. İçinden geleni nasıl yansıtıyorsan öyle.

dan brown

zazabey
kitaplarındaki kurgunun yapısı ve ilerleyişi çok benzer olsa da her kitabını aynı heyecanla okumuşumdur. kitaplarının en sevdiğim yanı ise bolca tarih, bolca tarihi mekan, bolca bilgi içermesidir. öyle betimlemeler yapıyor ki adeta mekanın her ayrıntısın zihninizde tek tek çizdiriyor size. sırf bunun için bile okunur.

kafa dağıtmalık bir oyun bırak

gri
Google'a girip emoji kitchen yazıyoruz


İstediğiniz iki emojiyi seçip miksliyorsunuz, çok eğlenceli ve kafa dağıtmaya bence birebir, örnekler:

İlluminati ekmek


Daha fazla penicillin vermememiz için yalvaran s. pyogenes


Beyefendi ahtapot

kafa dağıtmalık bir oyun bırak

gri
bu bir kelime bilme oyunudur: buyrunuz link
önce rastgele bir kelime yazıyorsunuz, örneğin: daire
enter'a basınca kutucuklar gri, sarı veya yeşil renge dönecekler
gri ise o harf bulmanız gereken kelimede yok demek
sarı ise harf kelimede var ama yanlış yere yazdınız demek
yeşil ise harf var ve doğru yerde demek


ben çok eğleniyom, tavsiye ederim
3

tus

selektor yapan yildiz
Pazar günü sınava girecek üst dönemlerime başarılar dilerim. İnşallah hepiniz istediğiniz yerleri kazanır ve başarıyla yolunuza devam edersiniz. Sonuç ne olursa olsun siz buraya kadar gelmek için çok büyük emekler ve fedakarlıklar gösterdiniz. Sırf bunlar bile fazlasıyla değerli ve takdir edilesidir.

Tus'a gelecek olursak ben adil olması yönünü seviyorum çünkü başka türlü bir sistem Türkiye'de çok büyük sıkıntılar doğurabilir. Test mantığı bizi puan kasan süper mariolara çeviriyor o kötü tabii ama en azından herkes aynı sınava girip bilgisi ölçüsünde sınanıyor.

Edit: tus pazarmış cumartesi gibi yazdık. daha okuduğumu anlamıyorum ama tus iddiam var :,)

tus

armut
Pazar günü tus'a giriyorum. bana dua edin, şans dileyin, enerji yollayın ya da neye inanıyorsanız onunla bana güzel dileklerinizi iletin lütfen. İhtiyacım var.
1

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol